Tables translate Turkish
2,790 parallel translation
We're gonna have to move those boxes so we can get some more tables there.
Şuraya birkaç masa daha koymamız için bu kutuları kaldırmamız lazım.
That will pay for my tables.
Bu masalarımın bedeli.
Now, one of the men charged with making precise tables of exactly when Io should be seen to emerge from behind Jupiter was the Danish astronomer Ole Rømer.
İnsanlardan biri Io'nun Jüpiter'in arkasından çıkarak tam olarak ne zaman görüleceğini gösteren bir çizelge hazırlamakla görevlendirilmişti. Danimarkalı gök bilimci Ole Romer,..
Waiting tables, you get a good memory for faces.
Garsonluk yaparken insanın yüz hafızası gelişiyor.
Busing tables has never looked so sensual.
Masalara servis hiç bu kadar şehvetli gözükmemişti.
And, uh, when will monsieur desire to try his luck at the tables?
Peki mösyö masalardaki şansını ne zaman denemek isteyecek acaba?
We have this nice room because you won at the tables.
Sen kumarda kazandığın için bu güzel odadayız.
Two dead all because this asshole wanted his job back waiting tables.
Şerefsiz herif masaları bekleme işini geri istediği için iki kişi öldü.
We're gonna put those out on the tables over here.
Bunları da şuradaki masaya koyacağız.
As long as no one dances on the tables.
Kimse masaların üstünde dans etmezse tabii.
Maybe he sits at one of the outdoor tables, and while he's there, he orders a bowl of tomato soup or a tuna sandwich and...
Belki de şu dışarıdaki masalardan birinde oturmuştur ve bir kase domatesli çorba ya da tonbalıklı sandviç sipariş etmiştir.
I feel bad for the husband but I'm happy to see the tables turned for once.
Kocası için üzülüyorum.. .. fakat bir defaya mahsus dönen tabloları gördüğü için de mutluyum.
I have tables and tables of bisque to judge.
Jüri üyesiyim, masalar dolusu çorba tadacağım.
How much does your boss pay you to bus tables? Hmm?
Patronun sana bulaşıklar için ne kadar ödüyor?
Speaking of common interests, Mind if we gently turn the tables?
Ortak çıkarlarımızdan laf açılmışken, nazikçe konuyu değiştirsek olur mu?
Go memorize the multiplication tables first.
Önce çarpım tablosunu ezberle.
Okay, in here, I would like to replace the bed frame, the curtains, the dresser, the end tables and the lamps.
Burada da yatak çerçevesi perdeler, şifonyer başucu sehpaları ve lambaların değiştirilmesini istiyorum.
Um... A cooler bed frame, cooler curtains, cooler dresser, cooler end tables and cooler lamps.
Daha hoş bir yatak çerçevesi daha hoş perdeler ve şifonyer daha hoş başucu sehpaları ve lambalarla.
Rugs, chairs and tables.
Sandalye, masa, kilim falan.
You think you can build me some makeup tables?
Benim için makyaj masalarını hazırlayabilir misin?
Turning the tables.
Avantajı ele alıyorum.
We laughed so much, the people at the other tables kept giving us looks.
Çok fazla güldük, O kadar ki, diğer masalardaki insanlar tüm gece bize bakıp durdu.
- No, my tables.
- Hayır, masalarımı.
Tables 12, 4, 11.
12, 4 ve 11'inci masalar.
I've waited on tables, I've waited in bars, I've waited on home pregnancy tests.
Masalarda bekledim, barlarda bekledim,... gebelik testlerini bekledim.
Yeah. She'd need a chemical bath, a heating source, drying tables.
Bir banyoya,... bir ısıtıcıya ve kurutma tezgahına ihtiyacı vardı.
You lost money at the tables and now they get you free tickets to this so that you wouldn't kill yourself.
Masalarda paranızı kaybettiniz ve size, kendinizi öldürmeyesiniz diye bu şov için bedava bilet verdiler.
So you get some gorgeous girls and you set them up at tables with registration cards, and, you know, they're wearing a lot of layers of clothing...
Seçmen kartlarının olduğu masalarda duracak birkaç güzel kız buluyorsun. Bunlar kat kat giyinmiş oluyor.
We also need 4 circular tables from the cafeteria and then all the stackable chairs we can get.
ama aynı zamanda kafeteryadan 4 yuvarlak masaya ve alabildiğimiz kadar sandalye almamız gerek.
Bunch these tables more in the middle.
Masaları biraz daha ortaya yaklaştırın.
So, uh, we're gonna need, uh, one centerpiece on each of the tables and two at the back.
Her masaya bir tane ve arkaya iki tane rozet gerekiyor.
He's also the fastest at times tables.
Ayrıca çarpım tablosunu da en hızlı çözen kişi.
¶ Free to wait tables and shine shoes ¶
# Garson olmak ve ayakkabı boyamak için uygunsunuz #
The tables aren't gonna bus themselves.
Masalar kendi başına servis edilmeyecek ya.
Let's keep the tables turning.
Hadi şu masalara bakalım.
Yes, waiting tables.
Evet, masa beklemek.
Oh. Uh, this particular soup bowl could be served on the finest of periodic tables.
Hım, bu çorba kasesi en iyi masalarda servis ediliyor olmalı.
Julie's out sick so I got her tables.
Julie hastalanmış, onun masalarını aldım ben de.
We'll need a lot of chairs and tables for the bar.
Bar için bir sürü sandalye ile masaya ihtiyacımız olacak.
Something called "Break even analysis tables."
"Başa baş analiz tabloları" dedikleri bir şey.
Be muy excelent at gardening or busing tables, And maybe you'll get to stay in this country.
Bahçıvanlık veya garsonluk yapmaya devam ettiğiniz sürece bu ülke sınırları içinde kalabilirsiniz.
She's been playing the tables for years.
Yıllardır kumar oynuyordu.
'Cause sometimes, Robyn, she would stay at the tables all through the night and, and...
Robyn kendini kaptırdı mı sabahlara kadar oynar dururdu. Ve, ve...
I'm the fastest at times tables in my whole class.
Çarpma işleminde sınıfta en iyi benim.
I just want to look the prick in the eye, let him know that the tables are turned.
Sadece herifin gözlerine bakıp durumun tersine döndüğü görmesini istiyorum.
The wind up standing on tables, topless, With people thrusting dollar bills at them.
Sonları, üstsüz masalara çıkıp insanların ellerinde paralarla onları itip kakmak olur.
So, uh, the tables will go right here, the chairs around the tables, and then just throughout the yard, okay?
Masalar böyle gelecek, sandalyeler de masaların etrafına şöyle yayın masaları, tamam mı?
chairs, tables...
Masalar, sandalyeler...
She needed a work permit to wait on tables.
Masalara bakması için izin belgesi gerekiyordu.
Who's gonna cover our tables?
İşaretimle başlıyoruz, tamam mı? Bizim masalara kim bakacak?
These written tables have been found, and not just in North America, but also in South America.
Bu yazılı Plakaların bulunduğu yer sadece Kuzey Amerika'da değil, Güney amerikada var.