Tail translate Turkish
6,289 parallel translation
I'm stuck like to hold my Rudi in'small noodle ne from time to time, until they can no longer sit, but that does not make me'ner tail or, at least, Spencer?
Benim Rudi tutmak sıkışmış gibi değilim'Küçük şehriye Ne Zaman zaman kadar artık oturabilir, ama bu'bana yapmaz ner kuyruk ya da en azından, Spencer?
It is a curse damn tail aft.
Bu bir lanet lanet kuyruk kıç.
doesn't have a tail behind still the name is hanuman.
hanumanın da kuyruğu yok ama ismi hala değişmedi.
One yellow tail, one red snapper and a blue shrimp.
- Bir sarıkuyruk, bir kızıl levrek, bir de mavi karides.
Her mother and her goons were on our tail.
Annesi ve annesinin çetesi peşimizdeydi.
Do I have a long tail?
Kuyruğum mu var?
He has Mongolian face with pony tail hair.
At kuyruğu saçlı moğol yüzü var.
He is appearing in same pony tail hair since my childhood.
Çocukluğumdan beri aynı midilli kuyruğu vardır onun.
Pony tail.
At kuyruklu.
I killed that pony tail.
At kuyrukluyu öldürdüm.
The snake that eats its own tail, forever and ever.
Sonsuza dek, kendi kuyruğunu yiyen yılan.
The snake that eats its own tail forever and ever.
kendi kuyruğunu yiyen yılan sonsuza dek.
He were a brave monster indeed, if they were set in his tail.
Bir de kuyruğunda sabitleşseydi harika bir canavar uşak olurdu.
You want me to put a tail on them?
Peşlerine kuyruk takalım mı?
These guys could lose a tail if it was attached to a dog.
Bu adamlar kuyruk farkında bile olmadan ondan kurtulurlar.
And he didn't even get his tail wet.
Kuyruğunun ıslanmasına bile gerek kalmadı.
One thing the runway at jfk is long enough. Good thing we didn't hit the tail.
Daha başka sorunlar da çıkacak gibi görünüyor.
That when the Devil come out. And he ain't gonna be red with no fiery tail.
- Şeytan ortaya çıktığı zaman yanan bir kuyruğu ve kırmızı bir rengi olmayacak.
Leave his office with my tail between my legs.
Ofisinden, kuyruğumu ayaklarımın arasına sıkıştırarak ayrıldım.
A beautiful woman who lived in the sea and.. ... had the tail of a fish, and yet she.. Somehow for her, it all worked.
Denizde yaşayan güzel genç bir kadın bir balık kuyruğuna sahipti ve henüz o bir şekilde onun için her şey yolundaydı.
I hope fuck tail on fire.
Gerçekten? İyi, May be a lot faster than your ass.
"Her tail is yellow at the brink."
# Kuyruğu da sarı. #
Head or tail, huh?
Yazı mı tura mı, ha?
If its tail, then cut off his organ.
Eğer arkası çıkarsa, o zaman organını kesin.
Watch the tail, okay?
Kuyruğuna dikkat et tamam mı?
Because your antics, dog's tail... and Katrina's Hindi can never straighten up.
Çünkü senin maskaralıkların, köpeğin kuyruğu ve Katrina'nın Hintçesi asla düzelmez.
The rest of the crew thought she's just some fancy bit of Puritan tail.
Tayfanın kalanı, kadının süslü bir bağnaz olduğunu düşündü.
So I got to drop back, or he'll spot the tail.
O yüzden geriden gidiyorum, yoksa fark eder.
When I heard that Joffrey's dog had tucked tail and run from the Battle of the Blackwater, I didn't believe it.
Joffrey'nin köpeği kuyruğunu sıkıştırıp Karasu Savaşı'ndan kaçtı dediklerinde inanmamıştım.
That weasel Naraoka finally got his tail caught.
Şu Naraoka çakalını da nihayet yakalamışlar.
So I bought the boys a round with the pesos, traded the pocket watch for a bit of tail, and spent two weeks that winter in New York trying to deliver that fucking letter to his sister.
Paralarla oğlanlara birer içki ısmarladım yol için cep saatini verdim ve o kış, iki haftayı New York'ta geçirdim. O amına koyduğumun mektubunu ablasına vermek için.
A Siamese with blue eyes and a broken tail.
Mavi gözlü, kırık kuyruklu Siyam kedisi.
It's much more effective to tail someone by going ahead.
Birisini takip iderken ileriye doğru gitmek çok daha etkili.
Yeah, black-tail or bear?
- Evet, geyik mi yoksa ayı mı?
The tail feather of an Amazonian macaw, quite the loveliest bird in the jungle, yet not half so lovely as you.
Amazon papağanının kuyruk tüyü, ormandaki neredeyse en güzel kuştur ancak senin yarın kadar bile güzel değil.
They've been on our tail since Le Havre.
Le Havre'den beri peşimizdeler.
Lucky you're a lousy tail.
- İyi ki çok kötü bir ortaksın.
I'm an excellent tail.
- Ben çok iyi bir ortağım.
So I grab that fucking cat by the tail, right?
Lanet kediyi kuyruğundan yakaladım.
You've got the world by the tail, young Max. I
Hayatta isteyebileceğin her şeye sahipsin, Max.
"the world by the tail," then, yes.
"dünyada isteyebileceğin" her şey tamam.
Today Clearwater Marine Aquarium is home to turtles, otters, sharks, and dolphins... including Winter, the famous dolphin with the prosthetic tail.
Bugün CDA kaplumbağa, su samuru, köpekbalığı ve yunusların yuvası oldu. Protez kuyruklu ünlü yunus Winter dahil.
Surely she's outgrown the last tail by now.
Son kuyruktan sonra büyümüştür elbette.
You keep getting bigger... so we gotta make a new tail.
Sürekli büyüyorsun yeni bir kuyruk yapmalıyız.
- We're gonna take her in tail first, all right?
- Kuyruğundan alacağız, tamam mı?
- Yeah, and she sees Winter has no tail.
- Winter'ın kuyruğu olmadığını görüyor.
What if she wore the tail?
Ya kuyruğu takarsa?
Tomorrow, 8 a.m. With the tail.
Yarın sabah 8'de. Kuyrukla.
I'm more at the tail end of my period, so it's kind of a precaution, but... you know, good to have.
Ben daha çok tam adetimin sonlarındayım, yani bu bir tür tedbir gibi bir şey, ancak... bilirsin, elinin altında olması idir.
You cover our tail.
Bizi koru.
- A tail?
- Takip mi ediyor?