Take a look around you translate Turkish
336 parallel translation
If you wanna know what love really is, take a look around you.
Gerçek sevgiyi tanımak istiyorsan çevrene bir bak.
Take a look around you.
Etrafına bir bakınsana.
Take a look around you, Ellen.
Etrafına baksana Ellen.
- Take a look around you.
- E trafına baksana.
Take a look around you, man.
Etrafına bak dostum.
Take a look around you at our current student body.
Etrafında ki öğrenci dediğimiz şu tiplere bakar mısın?
Take a look around you.
Etrafına bir bak.
Just take a look around, will you?
- Ah iyi. etrafa bir göz at, tamam mı?
We can halt over there while you take a look around.
Siz etrafa bir göz atarken biz burada durabiliriz.
Thank you, I'll just take a look around.
Teşekkür ederim, Sadece etrafa bir bakınacağım.
Now you take me, nobody ever taught me how to draw, so I just put a line around what I feel when I look at things.
Kendimi ele alırsam, kimse bana nasıl çizim yapacağımı öğretmedi ben de etrafımda gördüğüm şeylerin bana hissettirdiklerinin etrafına bir çizgi çektim.
Maybe you'd better take a look around for him.
Belkide çıkıp etrafta onu arasan daha iyi olur.
Wilson, why don't you take a careful look around the place?
Wilson, etrafa iyice bir bak bakalım.
Oh, Commander, you better take a quick look around.
Binbaşı, etrafı kolaçan etsen iyi olur.
And this time if you don't mind, I'll take a little look around.
Ve bu sefer izin verirseniz, etrafa biraz bakacağım.
Yes, I'll take a look around and then I'll join you.
Tamam, etrafa bir bakayım, sonra yanınıza gelirim.
Now you stay here and behave. I'm gonna take a look around.
Çevreyi kontrol edeceğim.
Maybe you'd like to take a ride out desert way, and maybe look around.
Belki de çöle doğru gidip, orada etrafa bakmak istersin.
Now you listen to me. Before you mess around with other people's lives, you better take a look at your own.
Başkalarının hayatına karışmadan evvel kendi hayatına bak.
- Let's take a look and see how many more friends you got around.
- Bakalım ve görelim çevrede kaç arkadaşın var.
The rest of you, take a look around.
Biz bunu kontrol edeceğiz.
You're being a foreigner in a strange land, me and my partner here, we look around, take what we want.
Yabancı bir ülkede olduğunuz için, ben ve buradaki ortağım, etrafa bakıp, istediklerimizi alacağız.
Then you come out, and you go around and say, "Look, I'm a man. " You can take what I say, and it happens. I go through. "
Sonra ortaya çıkıp etrafta dolaşarak "Bakın, ben adam oldum" Sözüme güvenebilirsiniz Dediğimi yaparım. " diyorsun.
Charlie, why don't you take a look around the place if you want to?
Charlie neden etrafa bir göz atmıyorsun?
You go inside and I'll take a look around Sure
sen içeri gir ben çevreyi gözleyeceğim peki
I wouldn't know where to look, they're up there somewhere, just take a look around, would you?
Nereye bakacağımı bilmiyorum ki yukarıda bir yerdeler.
Come on. Why don't you take a look around?
Hadi ama, etrafına bir baksana!
Before you all begin to moralize, you take a look around.
Ahlakî düşünmeye başlamadan önce etrafınıza bir bakın.
There you go. Then, take a look at it... talk it over, and if you have any questions, I'll be around to answer them.
Al bakalım, bir göz atıp üzerinde tartışın.
While you're standing around looking tough, why not take a look?
Orada dikilip sert adamı oynarken neden bir göz atmıyorsun?
She may have already gone topside, so please, take a moment to look around you.
Dışarı çıkmış olabilir bu yüzden lütfen etrafınıza bakın.
So when you get home tonight please take a look around the house, make sure you haven't put a plant in some corner where it doesn't want to be.
O yüzden lütfen bu akşam eve döndüğünüzde etrafınıza bir bakın istemediği bir yere konan bir bitki olmadığından emin olun.
Take a good look at her. Maybe you know somebody who's seen her around.
( Çavuş Dedektif Gina Calabrese ) Ona iyi bak Belki onu tanıyan birilerini çıkarırsın.
If you don't mind, I'll take a look around before we go, for safety's sake.
İtiraz etmezsen, gitmeden önce etrafa bir bakacağım, güvenlik için.
I want to have a look around before I take you.
Seni almadan önce biraz ortalığa göz atmak istiyorum.
Still,... I'm sure you won't mind if we take a look around.
Yine de... etrafa bakmamızın bir sakıncası yoktur umarım?
Miss Parker, if I were you, I'd go to your office and take a long last look around.
Bayan Parker yerinizde olsaydım ofisime gider ve son kez etrafa uzun uzun bakardım.
I sure appreciate you letting me take a look around, Mr Bimmel.
Etrafa göz atmama izin verirseniz çok memnun olurum, Mr BimmeI.
Bob, I'd like you to... Take a long look around you.
Bob, şöyle bir etrafa göz atmanı istiyorum.
I'll take a look around, but it's going to cost you.
Etrafa bakınacağım, ama bunun sana maliyeti olur.
You think about this when you go out, and you'll take a look down and imagine what it'll feel like sliding'around down the bottom with eels and crabs crawling'out of your eyeballs.
İstersen dışarı çıkınca bunu bir düşün de nehre bir bak. Hayal gücünü biraz çalıştır. Gözlerinden yılanbalıkları ve yengeçler çıkarken dipte süzülmek nasıl olur sence?
I mean, take a look around, will you?
Etrafına bak.
You take a look around.
Kendin bak.
You mind if we take a look around the house?
Etrafa bakmamızda bir sakınca var mı?
~ Yes ya do now - ~ ~ Gordon, take a look around you.
Gordon, etrafına bir bak.
Okay? Because if you take a look around, you'll see I'm the only guy here tryin'to help you.
Çünkü etrafına bir bakarsan, sana yardım etmeye çalışan tek kişinin ben olduğunu görürsün.
I want you to go take a look around Chili Palmer's hotel room.
Chili Palmer'ın otel odasına bakmanı istiyorum.
Just take a look around, see what you gotta see, and beat it.
- Sadece etrafa bakacak göreceğini görüp toz olacaksın.
Take a look around you.
İstersen çevrene bir bak yani,
Take a good look around you, gentlemen.
Etrafınıza iyice bakın, baylar.
Do you want to take a look around?
Evi gezmek ister misiniz?