Talents translate Turkish
1,496 parallel translation
Any other hidden talents I should know about?
Bilmem gereken başka gizli yetenekleriniz var mı?
You got a lot of talents, Karen, but lying is not one of them.
Çok güzel yeteneklerin var Karen. Ama yalan söylemek bunlardan biri değil.
I don't have any special talents, Teddy.
Özel yeteneğim filan yok, Teddy.
I think your creative talents are being wasted at LuthorCorp, son.
Bence yaratıcılık yeteneklerin Luthor Ş'de harcanıyor, oğlum.
Seems to be one of my hidden talents lately.
Son zamanlardaki gizli yeteneklerimden biri herhalde.
But whatever talents my father saw in you, they're not worth the embarrassment you bring to me and my company.
Ancak babam sende ne yetenek gördüyse bana ve şirkete getirdiğin utanca değmez.
Now we can put your talents to use on a far more interesting project.
Yeteneklerinizi çok daha ilginç bir denekte kullanacaksınız.
I'm realizing that I got my own talents.
Kendi yeteneklerim olduğunu fark ediyorum.
One of my many talents.
Bir çok yeteneğimden biri.
Well, she's a woman of many talents, my wife, but cooking's not one of them.
Benim karım birçok yeteği olan bir kadın, ama yemek yapmak bunlardan biri değil malesef.
Whilst I've every faith in your talents and energy and commitment, whilst the electorate often appreciates a certain... .. eccentricity in its leaders...
Sizin yeteneklerinize ve enerjinize ve bağlılığınıza sonuna kadar inanmakla beraber, seçmenler sıklıkla liderlerinde..... belirli bir eksantrikliği beğenseler de...
It's upsetting to me to see that the council... doesn't seem to fully appreciate your talents.
Konseyin senin değerini bilmemesi beni çok üzüyor.
Magic way beyond the talents of a fourth year.
Bu, dördüncü sınıf öğrencisinin yeteneklerini aşar.
I don't mean to toot my own horn, but the reason I led such a mediocre life was because I never had the chance to apply my talents.
Kendi borumu öttürmek niyetinde değilim, fakat böyle sıradan bir hayat yaşamamın nedeni yeteneklerimi gösterecek fırsat bulamadığımdandır.
All of you possess extraordinary talents, but you have not had the chance to use them, and you have lived in rural areas because of corrupt nobles or because of the limitations of your status.
Hepinizin üstün yetenekleri var, fakat bunları kullanacağınız fırsatınız olmadı. Birçoğunuz statünüz gereği yada kokuşmuş soylular yüzünden köylerde yaşıyorsunuz.
But His Majesty urgently needs your talents and support.
Fakat Majeste'nin sizin yeteneğinize ve desteğinize ihtiyacı var.
Same talents, same tricks.
Aynı beceriler, aynı hileler.
You've honed those talents most skillfully.
Yeteneklerini daha ustalıkla kullanmalısın.
You're unique with... with... with your own strengths and talents, and I should've been promoting that.
Kendinize özgü... yatkınlıklarınız ve becerileriniz var. Bunları teşvik etmeliydim.
It doesn't seem proper, all those girls showing their talents.
Pek uygun görünmüyor, bütü bu kızlar yeteneklerini sergiliyor
Yeah, well, we all have our special talents.
Evet, herkesin bir yeteneği vardır.
Ligatures and knots are one of my many talents.
Bağlayıp düğümlemek bir çok yeteneğimden bir tanesidir.
And it appears that you are singularly bereft in any talents whatsoever, Mr Burns.
Ve görünüşe göre siz her hangi bir yetenekten yoksunsunuz.
And I need my skates to show off my talents.
Ve yeteneklerimi göstermek için patenlerim gerekiyor.
That's what we called talents
Bu yüzden, dahi sayılırım.
I'll drive downhill at the highest speed Give me a few tips Given my talents, things will sink in after this once
Ben şimdi son sürat yokuş aşağı süreceğim... sende bana ara sıra yapacaklarım... hakkında tavsiyede bulunursun.
Enjoy the great talents of our dancers.
Muhteşem yeteneklere sahip yarışmacılarımızın keyfini çıkarın.
Miss Day's talents will not only be utilised in the classroom, however.
Bayan Day'in yetenekleri sadece sınıfla kısıtlı kalmayacak..
Whatever talents they have were there to begin with.
Onlarda bulunan yetenekler başlangıçtan beri vardı.
It seems we're both blessed with unique talents.
Anlaşılan ikimize de eşsiz yetenekler bahşedilmiş.
Turned out she actually had other talents.
Yani aslında kzızın başka yetenekleri de vardı.
I know, I need your artist talents.
- Biliyorum. Sanatçı yeteneklerine ihtiyacım var.
Dr. Hawkes... you are a man of many talents.
Dr. Hawkes yetenekli adamlarımdan birisin.
I'm in the day's fucking talents, Tom.
Günün yıldızı benim Tom.
I got no special talents.
Benim özel bir yeteneğim yok.
Wasting our talents on people who can't appreciate them.
Yeteneğimizi, onları taktir edemeyecek insanlar üzerine harcamaktan.
See, I'm thinkin' - I'm thinkin that this complaint department... is a complete waste of your god-given talents.
Düşünüyorum da bu şikayet departmanı... senin Tanrı vergisi yeteneklerini harcıyor.
Lee, I hope I can count on you not to say anything to anyone about who Allison is and how we use her talents here in the D.A.'s office.
Lee, senin Alison'un kim olduğu ve bizim burada D.A'da onun yeteneklerini nasıl nasıl kullandığımız hakkında hiç kimseye birşey söylemeyeceğinden emin olmayı umuyorum
All right! Let's welcome to the stage the amazing talents of Shelley and Candy Stoker!
Şimdi karşınızda muhteşem yetenekleriyle Shelley ve Candy Stoke!
Pushing your talents to the limits. Seeing what you're made of.
Yeteneklerini sınırlarına kadar zorlayınca, neler olduğunu göreceğiz.
Well, her talents always were in biology.
Evet, yetenekleri hep Bioloji üzerineydi.
She's a woman of many talents.
Elinden, her marifet gelirdi onun.
I will use your talents come baseball season, my friend.
Yeteneklerini gelecek beyzbol sezonunda kullanacağım.
But I don't believe that his talents are being used in this office.
Burda onun yeteneklerinin yeterince kullanılmadığını düşünüyorum.
He has many, many talents.
Birçok yeteneği var.
One that's more suited to your talents.
Yeteneklerine daha uygun bir şey.
- Yeah, Lucy's just filling me in on all her hidden talents.
- Lucy bütün yeteneklerini anlatıyor.
I knew you had talents, but I didn't think burglary was one of them.
Yeteneklerinden birinin hırsızlık olduğunu bilmiyordum.
Well, you have all of these truly amazing talents, um, you know, on the field... well, you know, that's the way it is in sports.
Gerçekten hayret verici birçok yeteneğin var. Sahada demek istiyorum. Spor bu.
Seeing as how you never cared for me nor valued the talents I brought to this expedition.
Ne bana, ne de benim bu keşife getirdiğim yeteneklerime değer vermediğine bakarsak.
He wants to set up a meeting at the embassy to discuss ways of using Fiona's PR talents. They need it.
- Buna ihtiyaçları var.