English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Talisman

Talisman translate Turkish

443 parallel translation
It has a talisman pattern carved which can destroy souls.
Üzerinde ruhları yok edecek bir tılsım var.
Is this some talisman?
Bu bir tılsım mı?
If thou dost reach the Cavern of Enchanted Trees touch with this talisman the midmost tree.
Eğer Büyülü Ağaçlar Mağarası'na varırsan, bu tılsımla en ortadaki ağaca dokun.
Raven is my talisman.
Kuzgun benim tılsımımdır.
Curious talisman.
Garip bir tılsım.
Death is my talisman, Mr. Chapman.
Ölüm benim tılsımımdır, bay Chapman.
Take this blessed talisman and place it on the altar.
Bu çok kutsal bir tılsım. Sunağın üstüne koy. - Teşekkürler.
Hold this talisman.
Şu iksiri iç.
Jii is my talisman.
Jii benim tılsımım.
My talisman.
Tılsımım.
Here's a plait made of our hair, a talisman to remind you of us.
İşte saçlarımızdan yapılmış bir örgü, bir tılsım. Bizi hatırlaman için.
Talisman?
Tılsım demek?
The talisman from Sebastian didn't work
Sebastian'ın tılsımı işe yaramadı!
The golden talisman underfoot is phenomenon approaching.
Bastığımız altın tılsım yaklaşan bir olgu.
Mother gave me a jade talisman and told me not to get into trouble, but now all this...
Annem bana bir yeşim taşı vermişti ve bana beladan uzak durmamı söylemişti, ama bütün bu olanlarla...
The blue shoe's a talisman against bad luck, cops, crackups, V.D. and trouble in general.
Mavi ayakkabı kötü şansa, polislere, kazalara, zührevi hastalıklara ve belanın her türlüsüne karşı bir tılsım gibidir.
You'd lost your talisman
Tılsımını kaybetmişsin.
It will be my talisman.
Bu benim muskam olacak.
I searched his room one day and I found a little green talisman that told me a very remarkable story - or confirmed one I'd heard from another quarter.
Bir gün odasını aradım, bana çok dikkat çekici bir hikaye anlatan küçük, yeşil bir muska buldum. Başka bir yerden duymuş olduğum hikayeyi doğruluyordu.
A g-green talisman?
Yeşil bir muska mı?
It's a magic talisman.
Bu sihirli bir tılsım.
An talisman.
- Bir muska.
I have an talisman for sale.
Muska satıyormuş.
Sam, come on. Tell me you don't think this is because you've lost your talisman.
Sam. lütfen bana bütün bunların başına uğurunu kaybettiğin için geldiğine inanmadığını söyle.
I can feel the talisman in my pocket.
Tılsımı cebimde hissedebiliyorum.
- It's a talisman.
- Bir tılsım.
He should be here for the destruction of the talisman.
Tılsımın yok edilişinde o da bulunmalıydı.
O God of the high Gods... behold the talisman with which you created the world and all things.
Ey! Tanrıların yüce Tanrısı! Tılsıma bak ve onunla birlikte dünyada yarattıklarını gör.
The talisman's stolen.
Tılsım çalındı.
Must destroy the talisman.
Tılsım mutlaka yok edilmeli!
I've lived long enough. The talisman's stolen. All the priests massacred.
Son nefesimi vermeden Tılsım çalındı, rahibeler vahşice öldürüldü.
The talisman has terrible power... which grows in the light.
Tılsımın, ışıkta daha da artan ürpertici bir gücü var.
You must destroy the talisman, Sonja.
Tılsımı yok etmelisin, Sonja.
Someone is using the talisman.
Tılsımı kullanan biri var.
Take the talisman back to the Chamber of Lights.
Tılsımı aydınlık odasına götür.
The stronger the light, the greater the power of the talisman grows.
Ne kadar aydınlık olursa, tılsımın gücü o kadar artar.
I've four days left to find the talisman.
Tılsımı bulmak için 4 günüm kaldı.
To see that you reach the talisman safely.
Tılsıma sağ salim ulaşabilmen için.
I have to be sure that the talisman is destroyed.
- Tılsımın yok edileceğinden emin olmalıyım.
Centuries ago, the high lords of Arcadia... had entrusted the talisman to the priestesses... because only women may touch it.
Hükümdarlar yüzyıllar önce onu rahibelere emanet ettiler, çünkü sadece kadınlar ona dokunabilir.
I was coming to the temple to see the talisman destroyed... when I found your sister dying... and learnt that the talisman had been stolen.
Tılsımın yok edilişinde orada olmak için tapınağa gidiyordum, ölmek üzere olan kardeşini gördüm ve tılsımın çalındığını öğrendim.
I had to be sure you reached the talisman.
Tılsıma ulaşacağından emin olmalıydım.
Majesty, the talisman is almost beyond control.
Tılsım nerdeyse kontrolden çıktı!
But I have wider claims and the talisman will enforce them!
Daha çok istiyorum, tılsımın yardımı ile bunu başaracağım!
We must find the talisman.
Tılsımı bulmalıyız.
- Look for the talisman.
Tılsımı bul!
And your own throne, Gedren. Unless the talisman goes into the dark, your whole kingdom will...
Tılsım sonsuz karanlıkta kaybolmazsa bütün kraliyetin...
The talisman, Gedren.
Tılsımı, Gerden!
The talisman will destroy you.
Tılsım seni yok edecek!
The talisman, Ikol.
Tılsım, İkol!
The talisman!
Tılsım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]