English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tarek

Tarek translate Turkish

202 parallel translation
And you are Tarek, right or am I right?
Sen Tareksen, şayet?
- Tarek.
- Tarık.
This is Tarek Fahd, messages after the beep.
Ben Tarek Fahd, Lütfen sinyal sesinden sonra mesaj bırakınız...
"Dear Tarek, you are the only one I can write a letter to because you're my only friend."
"Sevgili Trek, sen mektup yazabileceğim tek kişisin çünkü sen benim tek arkadaşımsın."
Tarek, he changed his mind.
- Hayır. Tarek fikrini değiştirdi.
I'll try to arrange a meeting with Tarek.
Tarek'le bir görüşme ayarlamaya çalışacağım.
Tarek, the man is dead.
Tarek, adam ölmüş.
If you wait here for a moment, I'll see if I can get Tarek.
Eğer burda biraz bekleyebilirsen, gidip Tarek'e ulaşmaya çalışacağım.
I am Tarek Solamon. I am a professor of mathematics at the university.
Ben Tarek Solamon. Üniversitede matematik profesörüyüm.
( Tarek ) Please excuse the state of my office.
Ofisimin durumu için kusura bakmayın.
- Thanks, Tarek.
- Teşekkürler, Tarek.
At 6 : 47 the camera that was filming got stuck with a picture of Tarek Ayyoub on the roof.
6 : 47'de çekim yaptığımız kamera, Tarık Eyüp'ün çatıdaki bir görüntüsüne takıldı.
Move the camera. Move it from Tarek.
" Kamerayı çevirin Kamera Tarık'ı çekmesin!
And the explosion killed Tarek Ayyoub.
ve patlama Tarık Eyüp'ün ölümüne sebep oldu.
We received only one phone call, from the wife of Tarek Ayyoub,
Biz sadece bir telefon aldık, Tarık Eyüp'ün karısından,
saying,'What happened to Tarek? '
"Tarık'a n'oldu?" diyordu.
We told her,'We didn't say it's Tarek.'
Dedik ki "Onun Tarık olduğunu söylemedik."
'My heart tells me it's Tarek, and something happened to him.'
"Kalbim bana onun Tarık olduğunu söylüyor, ve ona bir şey oldu."
Tarek lived and died for his and our professional integrity.
Tarık kendisinin ve bizim profesyonel ahlakımız adına yaşadı ve öldü.
Now I think we managed to contact the wife of our late colleague, Tarek.
Sanırım, şu an, eski meslektaşımız Tarık'ın karısıyla iletişim kurmayı başardık.
You all could be Tarek.
Hepiniz Tarık'ın yerinde olabilirdiniz.
I mean, we lost Tarek.
Demek istediğim, Tarık'ı kaybettik.
Do you know Tarek?
Tarık'ı tanıyor musun?
- Your height, short hair, Tarek.
- Senin boylarında, kısa saçlı, Tarık.
Nada later, Tarek.
Sonra olmaz, Tarık.
Tarek didn't pay and you didn't give it to him?
Tarık ödeme yapmadı ve sen de malı vermedin mi?
- What about Tarek?
- Tarık ne olacak?
Tarek is my problem now.
Tarık artık benim sorunum.
I said, "Come on, we'll play with Tarek."
Ben de "Gel, Tarek ile oynayalım" dedim.
Tarek was coughing because of the dust.
Tarek tozlar yüzünden çok öksürüyordu.
- Who's Tarek?
- Tarek kim?
He wanted to bring Tarek back, he only had him.
Tarek'i geri getirmek istedi, tek yakını oydu.
That's Tarek's house.
Tarek'lerin evi burası.
Poor Tarek, that's where he died.
Zavallı Tarek, tam burada öldü.
Tarek?
Tarek?
Tarek, answer.
Tarek, telefona bak.
Tarek, answer!
Tarek oğlum baksana telefona!
Tarek.
Teşekkürler. - Tarek. - Tarek!
- Tarek.
- Ne var?
Me, too.
Ben de. Tarek.
Is Tarek home?
Tarek evde mi? Hayır.
Tarek's been giving me drum lessons, and I was just practicing.
Tarek bana davul dersleri veriyor, ben de pratik yapıyordum.
- What's up, Tarek? How are you, man?
Nasılsın, dostum?
Tarek, you always say "No problem," and then you are late or you forget.
Tarek, hep "Sorun değil" diyorsun ve sonra ya gecikiyorsun ya da unutuyorsun.
He closes at 5 p. m. Tarek.
Dükkânı 5'te kapatıyor, Tarek.
Got anything else, Tarek?
Başka bir şeyin var mı, Tarek? - Hayır.
Tarek, stop it!
Tarek, Kes şunu!
Tarek Ayyoub for Al Jazeera in Baghdad.
"Tarık Eyüp, El Cezire, Bağdat"
- Zev.
- N'aber, Tarek?
Tarek.
Tarek.
Where's Tarek?
Tarek nerede?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]