English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tariff

Tariff translate Turkish

65 parallel translation
What's the tariff?
Ücreti nedir?
I'm in favor of a national bank... of the internal improvement system... and high protective tariff.
Ben devlet bankasını yerli gelişme sistemini ve koruyucu vergiyi destekliyorum.
Don't put a tariff on everything you do.
Yaptığın her şeye şiddet karıştırma.
I devised this plan for reciprocal tariff agreements which, needless to say, caused a stir at the embassy.
Mütekabil gümrük tarifesi anlaşması için bir plan yaptım ve bu, elçilikte ortalığı biraz karıştırdı.
Price based on tariff.
Tarife 1 ruble.
Multiboard Game. Price based on tariff.
Simültane ( Ayni anda çok rakiple ) oyun oynama.
Tariff : 1 ruble.
Tarife 1 ruble.
For the Government, a front-bench spokesman said the Agricultural Tariff would have to be raised, and he fancied a bit.
Hükümet adına konuşan bir sözcü tarım vergilerinin artırılacağını söyledi ve biraz atıp tuttu.
The tariff on American cotton will be increased to 25 kopeks.
Amerikan pamuğunun tarifesi 25 kopek'e çıkarılacak.
A resolution was passed today that the tariff on cotton... will be increased to 25 kopeks.
Amerikan pamuğunun tarifesi 25 kopek'e çıkarılacak.
The Holly-Smoot Tariff Act
Holly-Smoot Tarifesi Kanunu'nu.
I'm commandeering troops for canvassing tomorrow. Tariff reform.
Gümrük reformu için yarın anket yapacak olan ekipleri yönlendiriyorum.
Yes, it was outside the tariff ring at the time.
Evet, ticaret vergi sisteminin dışında kaldılar.
Well, I shan't charge too steep a tariff.
Çok yüksek bir tarife istemeyeceğim.
And a six percent tariff was imposed to help offset the lost income of Tarkalian sheepherders.
Bir de Tarkalian koyun çobanlarının kayıp gelirlerini dengelemek için yüzde altılık gümrük vergisi kondu.
If he's cut her ears off, we knock a couple of thousand off the tariff.
Eğer onun kulağını falan keserse biz de tarifeye göre paranın birkaç binini kesebiliriz.
- You gotta pay the tariff.
- Neden söz ediyorsun?
Think they'll erect a tariff embargo within the next year...
Bence gelecek sene içinde bir gümrük kısıtlaması getirecektir.
Depending which tariff you use... that'll cost you either 28 grand or 15 years in prison... which is more time than a rapist.
Kullanılan tarifeye bağlı olarak bu adama ya 28 bin kağıda ya da hapiste 15 yıla patlar ki bu tecavüz cezasından fazla.
"Hotel Tariff"
"Otel Tariff"
Sure you can call it capitalism, a free market, a celebration of tariff breakdowns... "dysmenorrhea..."
Elbette kapitalizm diyebilirsiniz, bir serbest piyasa,... gümrük vergilerinin düşüşünün kutlanılması dismenore...
I didn't give my life to politics... in order to say that I was part of a generation... that succeeded in cutting the tariff... on the import of processed coffee to 27.3 % %.
Ben hayatımı politikaya... ben işlenmiş kahve üzerindeki... vergiyi % 27.3'e indiren... nesildenim demek için vermedim.
What's the tariff?
- Tarife nedir?
What's the tariff?
Fiyat neymiş?
Lucky I got you that cheap tariff, Rose, for all our long chats on your phone.
Ne şanslıyım ki ucuz tarifedeyim, Rose. Uzun sohbetlerimiz için. - Telefonunla.
If Logan is going to be spending an inordinate amount of time here, it's only fair to assess a daily tariff for water and power use.
- Logan burada çok vakit geçirecekse günlük su ve elektrik kullanımı için bir tarife belirlemek adil olur.
I didn't know that if I'd said, number one, Andy's fired you and number two, BT has offered you a generous new tariff, the good news would have been soured by the bad news anyway I didn't know what to do for the best
Eğer, bir, Andy seni kovdu, iki, İT cömert bir tarife önerdi deseydim, kötü haber iyi haberi yine bozardı. Hangi yolu seçeceğimi bilemedim.
Skipping out without paying the tariff is against the law, slick.
Hesabı ödemeden kaçmak kurallara aykırıdır, şapşal.
Yeah, it's about Benjamin Disraeli and the Tariff Laws of 1876.
Benjamin Disrayley ve 1 828 zamanı hakkında.
I'm the delicate from Azerbaijan, and I'm threatening a rice tariff.
Azerbaycan'dan katılan bir üyeyim ve bir pirinç tarifi hakkında görüşüm var.
I wonder if Lisa has threaten the model UN with the rice tariff yet.
Acaba Lisa BM Çocuk Konferansı'nda pirinç tarifi konuşmasını yaptı mı?
Our tariff is 400 rubli each person for each day of protest
Gösteriler için figüran ücreti 400 ruble.
Two thousand dollars per head, I doubled the tariff.
2000 dolar müzisyene, Ücretleri iki katına çıkardım.
Not unless it's half price and then tariff free.
O halde taksi metre açık değil ve yarı fiyatına.
Though the daughter, who moved 1993 to Stuttgart and turned 39 one week before, thwarts the plan, because she arrives by night train at 09 : 30, at a moonlight tariff of 39 Euro.
Kızı 1993'de Stuttgart'a taşındı ve sonra geri döndü, plana göre saat 09 : 30'da varacaktı, 39 Euro'luk ayışığı tarifesi ile.
You have paid your tariff, Miss Browne.
Verginizi ödediniz Bayan Browne.
It's a fact that Russian "businessmen" add blue dye to tankers of clear alcohol and import it as glass cleaner, thus avoiding the high tariff on booze.
Bahsettiğimiz şu ünlü Rus "iş adamı", alkol'ü temizleyebilmek için tankerlerine mavi bir boya koyuyor böylece içki konusunda ki yüksek fiyattan kaçınabiliyor.
'This is amazing. I could have finished the level,'had an Angry Whopper and upgraded my phone tariff.'
O seviyeyi bitirip bir hamburger yiyip, telefon tarifemi değiştirebilirdim.
And with the tax credits from the recent repeal of the herring tariff, the Copenhagen wheel is even more affordable still!
Gümrük vergilerinin kaldırılmasının akabininde vergi indiriminin de yapılmasıyla Kopenhag tekerini daha kolaylıkla alabilirsiniz!
You and your buddies are in major violation of the tariff act.
Sen ve arkadaşların gümrük vergisi yasasını ihlâl suçunu işliyorsunuz.
Yeah. I had a barney with my mum over my choice of phone tariff.
Annemle telefon tarifesi seçimi üzerine bir tartışmamız olmuştu.
Resisting arrest carries a tariff alone of one year in prison.
Sadece tutuklamaya karşı koymak bir yıl mahkûmiyet demek.
He was given a ten-year tariff.
On yıl sonra şartlı tahliye oldu.
I got a ten-year tariff, and I got my life back.
Bana şartlı tahliye imkanını verdiler ve hayatımı geri kazandım.
I got a ten-year tariff and I got my life back.
Ben şartlı tahliye oldum ve hayatımı geri aldım.
Tariff our modern fleet of high-tech weapons.
Tarife Bizim modern yüksek teknoloji ürünü silahlarda filosu.
What's the tariff?
Tarifesi ne?
Hey, Schmidt, your butt just violated the Hawley-Smoot Tariff Act1
Hâlâ sallandığını hissediyorum. Schmidt. Biraz önce kıçın Hawley-Smoot Tariff yasasını ihlal etti.
We'll do so via a transparent tariff system...
Bunu da, şeffaf bir vergi sistemiyle yapacağız.
- What kind of tariff you talking about? - I'm not paying a tariff.
Sana para ödemeyeceğim.
- It's William Gladstone and Benjamin Disraeli debating tariff laws in the House of Commons during the reign of Queen Victoria. - Bobby likes it?
- Bobby sevdi mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]