English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tarla

Tarla translate Turkish

707 parallel translation
After scouring the country for food, the Little Fellow had to admit he had seen nothing, not even a field mouse.
Yemek bulmak için çevreyi tarayan Little Fellow, hiçbir şey bulamamıştı, tarla faresi dahi yoktu.
- Levin thinks we are parasitic idlers... simply because we don't plow the fields.
- Bu beni kırmaz. - Levin, tarla sürmediğimiz için asalak avareler olduğumuzu düşünüyor.
Skylarks are singing.
Tarla kuşları ötüşüyor.
Oh, I'm... I'm happy as a lark.
Ben bir tarla kuşu kadar mutluyum.
I can't let you go looking like a country farmer.
Oralarda tarla amelesi gibi görünmene izin veremem.
Oh! Like a field mouse.
Bir tarla faresi gibiyim!
You got no more manners than a field hand. After me and Miss Ellen done labored with you!
Tarla işçileri gibi kaba olmaya başladın Bayan Ellen'la birlikte senle uğraşmaktan bıktık artık.
The sky is blue, and the larks are singing... and the brooks are brimming full.
Gökyüzü mavi ve tarla kuşları şarkı söylüyör... ve derelerin suyu çoğalıyor.
- I run them varmints out.
O tarla farelerini kaçırdım.
- It's that a-way, I reckon, with other things besides plowing.
Tarla sürmenin yanında pek başka şey düşünmemişsin, sanırım.
Hey, Ma, we got us a planting Pa, ain't we?
Hey, Anne Baba tarla ekildi ve hazırlandı, değil mi?
A money crop, so your ma can still get her well.
Bir para eden bir tarla daha olur, böylece annen mutlu olabilir.
I see green trees and a rolling field.
Yeşil ağaçlar ve bir tarla görüyorum.
Without a mane? Clean as a new-mown field.
Yeni biçilmiş tarla gibi!
Plowing 20 acres in a day or dropping a tree right where I want it.
Günde 80 dönüm tarla sürmek ya da bir ağacı tam isteğim yere düşürmek.
Chop down trees, plow fields.
Ağaç kesersin, tarla biçersin.
That field ploughed by Máté Biró's brigade.
Maté Biro'nun tugayının sürdüğü şu tarla.
This plantation used to belong to my family.
Bu tarla eskiden aileme aitti.
So I figure if a man's gonna gamble, he might as well do it without plowing.
Dolayısıyla insanın tarla sürerken kumar oynamaması gerektiğini öğrendim.
Sir, there's a hut and a field here.
Efendim, burda bir kulübe ve tarla var.
Looks like I'll have to go out and buy you a whole field of tobacco.
Çıkıp sana bir tarla dolusu tütün almak zorunda kalacağım sanırım.
- A vagabond, a field-worker?
- Bir serseri, tarla işçisi?
Even if we had the guns, we know how to plant and grow - we don't know how to kill.
Silahımız olsa bile, biz tarla ekip, biçmeyi biliriz - insan öldürmeyi bilmeyiz.
Digging my life away out in the fields?
Hayatımı tarla kazarak geçirir miyim?
When the blazing sun hangs low in the western sky... when the wind dies away on the mountain... when the song of the meadowlark turns still... when the fileid locust clicks no more in the fileid... and the sea foam sleeps like a maiden at rest... and twilight touches the shape of the wandering earth... I turn home.
Kızgın güneş batıda ufka kavuşurken... dağda rüzgar hızını kaybederken... tarla kuşunun nağmeleri sessizliğe karışırken... tarlalarda çekirgelerin sesleri kesilirken... deniz köpüğü uyuyan bir bakire gibi dinlenmeye çekilirken... ve alacakaranlık başıboş dünyayı sararken... yurduma dönüyorum.
Every time I touch my wounds... they sing like larks.
Yaralarıma her dokunduğumda... tarla kuşu gibi şakıyorlar.
That near field there was all trees, you know.
Şu yakındaki tarla tamamen ağaçlarla kaplıydı.
In the same old field, kids are still firing rockets. You'd like it.
Şu eski tarla vardı ya çocuklar hâlâ o roketlerden fırlatıyorlar.
Form a sentence out of the words "hare", "hunter", "field".
Tavşan, avcı ve tarla kelimeleri ile bir cümle oluşturunuz.
Hare, hunter, field, Mr Petersen.
Tavşan, avcı, tarla, Bay Petersen.
Hare, hunter, field. Uh...
Tavşan, avcı, tarla..
"field".
"Tarla".
When they've recovered, put them to work in the fields.
İyileştikleri zaman, onları tarla işine yolla.
So I'm supposed to run an operation... that is basically bigger than Farm Aid meets We Are the World... and I'm supposed to do it in sign language?
İşleri yürütmem gerek bütün dünyanın tarla ürününü karşılamaktan daha zor ve bunu işaret diliyle yapmam gerek?
I want to buy my father some land.
Çünkü annem için bir tarla almak istiyorum.
Who'll get our farm?
Kim bize tarla verir?
You're feeling sorry for people who play cards at the bar while we're working the land.
Hem sonra senin acıdığın o adamlar kahvede tavla, iskambil oynarken biz seninle cebeller aştık. Biz! Yabanlıkları tarla yaptık.
He reclaimed plenty of land, he needs that water.
Herifçi oğlu tüm cebelleri tarla yapıverdi. Ona su lazım.
" Can you hear a lark in any other part of town?
" Tarla kuşu öter mi şehrin başka bir yerinde?
Near where I lived there was a field, and in this field there was a ring just like that, sticking out of the ground.
Yaşadığımın yerin yakınında bir tarla vardı. Bu tarlada aynı bunun gibi zemine yapışmış bir yüzüğü vardı.
- lf we can plough a field we can pull a cannon.
- Size göre bir iş değil. - Tarla sürebiliyorsak topu da çekebiliriz.
Now we'll buy some land as well.
Şimdi bir parça tarla da alacağız.
To sing through the night
Dua etmeyi öğrenen bir tarla kuşu gibi
What a station, son, that's a farm in itself.
Ne istasyon, evlat. İçinde tarla var.
Weld iron. Make ploughs.
Demir döğülen, tarla sürülen topraklara.
for which 80,000 men lived in the field, without wives and children, without participation in the affairs of civil life, moving through a strange, unknown country.
80.000 erkek, karısından ve çocuklarından uzakta, arazide, sivil hayatın işlerine katılamadan, yabancı, bilinmeyen bir ülkenin topraklarında ilerleyerek... tarla arda, yollarda, ormanlarda yaşadılar.
They should be plowing the earth.
Onlar tarla sürerler sadece.
There is no question - from advanced mathematics to molecular structure, from philosophy to... crop spraying,
Ancak ileri düzey matematikten, moleküler yapıya ; felsefeden, tarla... pülverizatörünün çalışma esaslarına uzanan tarzda sorulara yer yok.
Hey, little lark, get outta the dark
Hey, minik tarla kuşu! Durma karanlıkta!
If it weren't for him, you'd have a plague of ground squirrels and rabbits inside of a year.
O olmasaydı, bir yıl içinde tarla sincabı ve tavşanların gazabına uğrardın.
I never used a plow.
Ben hiç sabanla tarla sürmedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]