English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tartar

Tartar translate Turkish

284 parallel translation
I made myself perfect in the use of the Tartar war bow.
Tatar yayı kullanmada kendimi mükemmelleştirdim.
Tartar which?
Tatar neyi?
Tartar war bow...
Tatar yayı...
I have Indian armor, Tartar spears.
Hint zırhlarım, Tatar mızraklarım var.
Quite the little Tartar, aren't you?
Biraz agresifiz, değil mi?
- She's a tartar, ain't she?
- Biraz sert biri, değil mi?
Three Tartar envoys from Kazan insist on seeing the Tsar.
Kazan'dan gelen üç Tatar elçisi Çar'ı görmek istiyor.
Misery, sorrow The Tartar Steppes
Sefalet, keder, Tatar Bozkırları.
'These princes and boyars have amassed great wealth,'but not a thought do they spare for the Tsar or the State,'and they are even indifferent to religion,'since they refuse to defend themselves against our enemies'the Tartars, the Livonians, the Germans 'and oppress the people.
Bütün bu prensler ve Boyarlar büyük servet yaptılar fakat Çar'dan ya da devletten esirgediler, ve kendilerini düşmanlarımıza, Tartar'lara, Livonyalı'lara Alman'lara karşı savunmayı reddettiklerinden ve insanlara zulmettiklerinden dolayı dinden farksızlar.
She's a tartar.
Ama pek umurumda değildi. Tam bir şirret.
Death would be a steak tartar ;
Ölüm, Tatar bifteği olur ;
The soldier caught a Tartar and yelled out.
Asker Vahşiyi yakalar ve bağırır.
And he replied, "The Tartar won't let me."
ve o cevap verir, "Vahşi benimle gelmiyor."
Farewell, Tartar woman.
Şimdilik hoşçakal, Tatar kadını.
I feel this Tartar woman is for me.
Bu Tatar kadını tam bana göre.
The Tartars are more numerous. And the woman I take from the Merkit's Chief is a Tartar woman.
Üzerimize gelecek Tatar sayısı daha fazla,... çünkü alacağım kadın bir Tatar.
Make haste, craven! The Tartar wench awaits you.
Neyse, ben eksikliğini hissetirmem ona.
What would the Tartar woman have me do with her hero?
Tatar bayan, benden kahramanımıza ne yapmamı istersiniz acaba?
Take this in memory of your Tartar woman.
Bunu da Tatar kadının bir hatırası olarak al.
Let's see the Tartar woman dance!
Bakalım Tatar kadını nasıl dans ediyor.
Dance, Tartar woman.
Dans et, Tatar kadını. Timurçin için dans et!
I have taken the Tartar woman for a wife.
Tatar kadını artık benim karımdır.
My blood brother so treacherously poisoned by the Tartar Kumlek.
Kan kardeşim, Tatar Kumlek tarafından zehirlendi.
It seems your Tartar woman does not share our delight in these dancers.
Tatar konuğumuz dans izlerken bizimle aynı duyguyu paylaşmıyor sanki.
With such gestures does the Tartar woman prove her love.
Bu hareketi yüzünden çoktan ölümü haketmişti. Görüyorsunuz.
I forthwith sent spies to Tartar territory, and learned the news... which brought me here in haste.
Ayrıca Tatar toparaklarına casus gönderdim zaten. Buraya alelacele gelmemin sebebi de aldığım haberler. Şaman, ne diyorsun?
Kumlek and his Tartar dogs revel in our tents at this hour!
Kumlek ve Tatar köpekleri çadırlarımızı yaktılar.
Mongol I am, Tartar!
Moğol! Evet Moğol'um, Tatar!
His folly in abducting the great Tartar Chief's daughter has aroused his people against him.
Ama halkının rızasını almadan Tatar şefinin kızını alıkoydu.
We march against the Tartar.
Tatarlar'a saldırıya geçeceğiz.
A Tartar lie, O Khan. They tried in vain to hold him captive.
Onu esir tutmaya çalıştılar, ama kaçmayı başardı, efendim.
Secure in his city, Wang Khan waits word... of your destruction at the Tartar's hands.
Kendi şehrinde güven içinde olan hakan, senin Tatarlar'ın elinde ölümünü bekliyor.
At the feet of his Tartar woman, he laid all the riches of Cathay.
Sevdiği Tatar kadınıyla birlikte atları çölü sarstı.
Tie that vile Tartar on his back and turn him loose.
Şu aşağılık Tatar'ı sırtına bağlayıp atı serbest bırakın.
As soon as the customer arrives, we strike the balance and you will be paid.
Müşteriler geldiğinde, tartarız ve ödeme yapılır.
Slivered in the moon's eclipse, Nose of Turk and Tartar's lips.
Ay tutulduğu zaman kopartılmış... bir Türk burnu... bir de Tatar dudağı atmalı.
Then at night, after we've had your halibut steak in your tartare sauce, I have to spend the rest of the evening watching you Saran-Wrap the leftovers.
Geçen akşam senin tartar soslu, fırında kalkan balığı yemeğini yedikten sonra, gecenin geri kalan kısmını artan yemekleri streç filme sarmanı izleyerek geçirmek zorunda kaldım.
I'll have it in tartar.
Yakıtın içinde yemeye razıyım.
Well, let's have a look at a clip
Filmden bir bölüme bakalım. Burada Jülyus Tartar...
Nose of Turk and Tartar's lips, slivered in the moon's eclipse.
Türk burnu ve Tatar dudağı, ay tutulması sırasında kesilmişinden.
The Tartar Prince Yedigey is here to see the tsar.
Tatar Prensi Yedigey, Çar'ı görmeye geldi.
It's a Tartar horse.
Bu bir Tatar atıdır.
Florence had prepared a fish tartar.
Florence balık yemeği hazırlamış.
Tartar troops peer across blue waters of the bay...
Tatar orduları mavi suların kıyılarında ilerliyor.
He's become tartar's biggest trouble
O, Tatarların en büyük başbelası haline geldi.
Us, Mircea Voievod lord of the whole Ungro-Wallachia country of the territories over the mountains of the Tartar territories and Prince of Amlas and Fagaras lord of Banat in Severin and on both sides of the Danube up to the big sea
Mircea Voyvoda ; tüm Macar-Eflak ülkesinin, Tatar topraklarının ve dağlarının efendisi, Amlas ve Fagaras Prensi,
Madame, a dozen oysters like always, one steak tartar, roasted gently, No onions.
Bir düzine fazla büyük olmayan ıstakoz, soğansız tartar ve sıcak patates kızartması.
A Tartar woman, Temüjin.
Bir Tatar kadını, Timuçin.
Daughter of the Tartar?
Tatar'ın kızı mı?
You seek this Tartar woman!
Tek istediğin Tatar kadını.
She's a regular little tartar, ain't she, Horace?
Sıradan, sevimsiz bir kadın, değil mi Horace?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]