English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Taser

Taser translate Turkish

434 parallel translation
Give me the Taser gun.
Taser tüfeğini ver bana.
This is a Taser gun, deploying a charge of 20,000 volts.
Bu bir şok tabancası, 20.000 volt'luk akım veriyor.
- It's a Taser.
- Bir Taser.
A Taser. 65,000 volts of electricity.
Taser. 65.000 volt elektrik.
- Taser.
- Taser.
Shit! This taser's got 50,000 volts of electricity On your knees, let me see your hands
Bu şok aletinde tam 50.000 volt elektrik var.
The cop zapped him with a Taser till he went bald.
Polis elemanı keltoş kalana dek elektroşok aletiyle cozurdatmıştı.
Get the Taser.
Şok silahını getirin.
Gimme a Taser!
Bana şok cihazını ver!
Electronic stun gun, personal taser.
Elektronik şok tabancası, sersemletici silah.
- Taser.
- Şok silahı.
Looks like he was tortured with a taser or some kind of cattle prod.
Görünüşe göre ona bir tür hayvanmış gibi işkence etmiş.
Hit him simultaneously with multiple Taser blasters. Incapacitate him with as much voltage as we can muster.
Aynı anda şok silahlarımızı çalıştırıp yüksek gerilimle onu etkisiz hale getireceğiz.
I've seen Adam hit with Taser blasts.
Adam'a şok silahıyla saldırıIdığını gördüm. Onunla besleniyor.
Later, he said she couldn't stop talking about a move I made where I used a commando as a shield to block a Taser blast.
Riley'nin dediğine göre, prefesör, komandoların birini elektrik şokuna karşı kendime siper etmemi anlata anlata bitiremiyormuş.
- Stubble glitter, a crowd Taser.
- Tıraş makinesi, şok cihazı.
- Crowd Taser?
- Şok cihazı mı?
You guys, this kid at school today got busted for having a taser because he showed it to his friends at lunch.
Bugün okuldaki bir çocuk elektrik soku silahını millete gösterirken yakalandı.
We're supposed to get handcuffs, flashlights, taser guns- -
Bize kelepçe, el feneri.. .. ve silah verecekler.
Now, I thought taser but the marks are too large Maybe an electric baton?
Bayıltıcı olduğunu düşünmüştüm ama izler çok daha büyük.
Yes? Hi, Teresa, I have a warrant for your taser
Merhaba Teresa, elektrik şokun için arama emri getirdim.
Teresa, we matched burn marks on the professor to your taser Why would I do that?
Teresa, profesörün üzerinde senin elektrik şokunun sebep olduğu yanıkları bulduk.
That's why they gave me this Taser.
Bu yüzden bana bu şok tabancasını verdiler.
Thought you were more of a taser girl.
Daha çok elektroşok aletini sevdiğini sanıyordum.
Put away the TASER.
Şok tabancasını indir.
And I got to the rec room and realized she didn't need help... being that she was using a taser on a patient.
Odaya gittiğimde, gördüm ki yardıma ihtiyacı yokmuş. Çünkü bir hasta üzerinde bayıltıcı kullanıyordu.
Franks found her taser in his things.
Franks eşyalarınnı arasında onun bir eşyasını buldu.
And they got guys named Laser and Blazer and Taser, and all kinds of asers.
Bıçak ve Bılazer diye adamları var, ve Taser ve herçeşit aserlar.
- TASER guns.
TASER silahları.
They got him with a Taser at the service entrance. He doesn't remember a thing.
Kapıda beklerken bayıltmışlar ama bir şey hatırlamıyor.
Use the taser! Use the taser!
Elektrik kullan!
It's my mom's taser.
Annemin şok tabancası.
Maybe if I discreetly flash Mr. Taser...
Belki de çaktırmadan şoklayıcıyı göstersem...
- It's a Taser, and it's dangerous.
- Şoklayıcı. Tehlikelidir.
- Well, I have a Taser.
- Şok tabancam var.
I think we should Taser him and throw him into the shark tank at seaworld.
Onu şoklar ve sonra da SeaWorld'de köpekbalığı akvaryumuna atarız.
How do you feel about a genital-shocking taser gun? .
Sen anüsten şok veren çubuklar hakkında ne düşünüyorsun?
You took a taser hit.
Elektrik tabancasıyla vuruldun.
It's a Taser.
Bayıltıcı.
She didn't feel the Taser.
Bayıltıcıyı hissetmemiş.
I'm gonna suggest they TASER him.
Elektrikli tabancayla vurmalarını tavsiye edeceğim.
I don't wanna use my Taser.
Kaba kuvvet kullanmak istemiyorum.
What you're seeing here is the taser.
Burada gördüğünüz şey bir taser *.
The amazing thing is that the taser can knock down a suspect without killing or even harming them.
Şaşırtıcı olansa, şüpheliyi öldürmeden ve zarar vermeden yıkabiliyor oluşudur.
- A Taser gun to the balls. - What?
- Takımlarına elektrik akımı.
Now you " re about to get Tasered.
Şimdi Taser'ı yiyeceksin.
Use the Taser if you have to.
Gerekirse şok tabancasını kullanın.
Here. Take the Taser.
Sen şok silahını al.
Taser?
- Elektrik şoku mu?
- What is that? - This is a taser gun.
Nedir o?
- It's a little hard to answer with a taser in my balls!
- Bunu kimseyle...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]