English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tasking

Tasking translate Turkish

69 parallel translation
You're tasking us to perform this mission, but you won't... You won't...
Bu görev için, bizi görevlendiriyorsun ama...
Request immediate keyhole visual tasking.
Acil görüntü istiyoruz. Maksimum çözünürlükte.
WE TESTED HIM WITH ZENER CARDS, RANDOM NUMBERS, A VARIETY OF E.S.P. TASKING.
Onu Zener kartlarıyla, rasgele sayılarla ESP işleriyle test ettik.
It's not yet been confirmed, but it looks like all our tasking's changed and it'll be against Scuds since Israel has been taking hits.
Henüz doğrulanmamasına rağmen görevimiz tamamen değişecek gibi görünüyor. İsrail füze saldırısı altında olduğundan bu sefer Scudlara karşı olacak.
I assume, though, that you are also developing the heightened perception and multi-tasking capability?
Sanırım ayrıca algıda iyileşme ve çok-görev yeteneği geliştiriyorsun?
He wants to isolate your Pilot's multi-tasking capability through Aeryn.
Aeryn üzerinden Pilot'un çoklu görev yeteneğini izole etmek istiyor. Bunun için ne gerekirse yapar.
- It's all about multi-tasking.
- Çok eşlilik her zaman iyidir.
Multiple tasking is second nature to me.
Çok yönlü çalışabilirim.
You're multi tasking.
Çok işlevlisin.
Priority tasking.
Öncelikli görev.
Getting ready for her date. Lighting candles. Multi-tasking.
Randevusuna hazırlanıyor, mumları yakıyor.
We haven't had a problem tasking them before.
Daha önce onları görevlendirmede bir problem yaşamamıştık.
PAYCOM has given his final tasking orders.
PAYCOM son görev emirlerini gönderdi.
- You, sir, have a new tasking order.
- Size, efendim, yeni görev emirleriniz var.
PAYCOM has given us a brand-new tasking order.
PAYCOM bize yeni bir görev emri verdi.
Look, I'm following my tasking orders, Dick.
Bak, ben bana verilen emirleri yerine getirmeye çalışıyorum, Dick.
Yes, that's correct, but now that we have confirmation that Korjev is alive, I'm tasking Dixon to locate his whereabouts and report to CIA proper.
Evet ama Korjev'in yaşadığını öğrendiğimiz için Dixon'ı onun yerini bulmak ve CIA'e bildirmekle görevlendiriyorum.
Well, tasking a satellite from the NRO will take forever, so go to the config-dot-sys menu.
Ulusal Keşif Dairesi'nden bir uydu yönlendirmek uzun sürer. Config.sys mönüsüne gir.
I heard you're good at multi-tasking, Ruth.
Çoklu görevlerde iyi olduğunu duydum, Ruth.
Tasking.
Görevlendirme.
- You're tasking me?
- Bana görev mi veriyorsun?
I believe that's called "multi-tasking."
Sanırım buna'çoklu görev'deniyor.
We're a multi-tasking, female force with a fleet of reps on motorbikes.
Bizler, motosiklet üzerinde dolaşan satış temsilcilerine sahip çok yönlü görev tanımlı dişi kuvvetleriz.
Stand by for tasking.
Emirleri bekliyorum.
Stand by for tasking.
Emirleri bekleyin. Tamam.
Did you seek my authority before tasking my platoon with this?
Müfrezeme bu aptal görevi vermeden önce, yetkime baş vurdun mu?
Your guns kill a friend of mine and now you tasking me to protect the shooters?
Sizin silahlarınız bir arkadaşımı öldürdü ve benden katilleri korumamı mı istiyorsunuz?
Now, that's multi-fucking-tasking if you ask me.
Bana sorarsan çok işlevli diye buna denir.
One time we're tasking this tricky target.
Bir keresinde zorlu bir hedef üstündeydik.
That was our initial tasking.
Başta görevimiz buydu.
After a year's training, Lyn was given his first tasking.
Bir yıllık eğitiminin ardından Lyn ilk görevini alır.
Gotta learn multi-tasking.
Birden çok görevi öğrenmek zorunda olan biri.
God was not multi-tasking when he made you.
Tanrı seni yaratırken başka şeyle uğraşmıyormuş.
The intercepted transmissions coincided with Marie's tasking her radio telescope to point at our satellite, which was nowhere near where she was supposed to be doing her research.
Marie, teleskopu uydumuza... yöneltip elektronik dalgaları... kaydetmiş, kayıtları nerede sakladığını... öğrenmeye çalışıyoruz.
I'm tasking my agents from the San Diego office to assist you on the ground.
Size orada yardımcı olmaları için San Diego ofisimizden birkaç ajan gönderiyorum.
Here she's tasking at what is called the Lucas Tower.
Lucas Kulesi adı verilen bir bulmaca üzerinde çalışıyor.
He also hacked the tasking of satellites to collect over L.A.
Los Angeles'taki takipleri yapan uyduların da erişimlerini ele geçirmişler.
I'm gonna start by re-tasking a few satellites.
Birkaç uyduyu yeniden görevlendireceğim.
It's called multi-tasking.
Onun ismi çoklu görev.
I'm multi-tasking.
Ben çok işlevliyim.
Link these multi-tasking bits together and they can do vast numbers of calculations simultaneously, opening up new worlds of possibility.
Bu çoklu göre''bit''lerini birlikte bağlarsanız olasılıkların yeni dünyasını açarak, sonsuz sayıda hesaplamaları yapabilir.
Who knows - with all your juggling and multi-tasking, if you ever feel you're losing a handle, the first session's on me.
Kim bilir tüm o hokkabazlıkların ve dikkat dağınıklığının üzerinden gelemediğini hissettiğin zaman, ilk seans benden.
Smith testified to tasking operative Walker- - a venture capitalist.
Smith faal ajan Walker aleyhinde ifade verdi.
I work best when I'm multi-tasking. Keep talking.
En iyi çok fazla iş yaparken çalışırım, konuşmaya devam et.
I'm tasking the drones to defensive positions.
İHA'ları savunma pozisyonlarına atıyorum.
Copy 49, tasking 185 to Grid 22.
Anlaşıldı 49, 185'i 22. gride veriyorum.
Tasking the other drones back to rig support.
Diğer İHA'ları tekrar sondaj kulesi desteğinde görevlendiriyorum.
I'm multi-tasking.
İki işi aynı anda yapabiliyorum.
I specifically remember tasking you with that.
Bu konuda, özellikle seni görevlendirdiğimi hatırlıyorum.
Ah, Father, it's just a bit of multi-tasking.
Yapmayın Peder, çoklu görev olacak.
Okay, re-tasking satellite
Tamadır yeniden konumlandırıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]