Team effort translate Turkish
184 parallel translation
This is a team effort.
Bu bir ekip işidir.
This once again points out the fact that this is a team effort.
Bir kere daha vurgulamak istiyorum bu bir takım performansı
That would be a real team effort... you, me, the hamsters and him.
Tam bir takım oyunu olurdu... sen, ben, farelerin ve o.
It's a team effort.
Bu bir ekip çalışması.
- Well, it'll be a team effort.
- Bu bir takım çabası.
- It was a team effort.
- Ekip çalışmasıydı.
[Mattingly] We all are in this together as a team effort.
Bir takım olarak hepimiz çabalıyoruz.
It was a team effort, Admiral.
Bir takım çalışmasıydı, Amiral.
This was really a team effort.
Bu gerçekten bir takım çabasıydı.
This was really a team effort, and I would just want to thank every one of you individually...
Bu bir takım çalışmasıydı. Herkese tek tek teşekkür etmek isterim.
- lt was a team effort.
- Aslında takım çalışmasıydı.
It was a team effort.
Takım olarak kazandık.
It was a team effort.
Ekip İşiydi.
It was a team effort. It took every player working together to lose this one.
Takımın başarısı, herkes bu yenilgi için elinden geleni yaptı.
Yeah. They help each other study and practice. It's a team effort.
Birbirlerini ders ve pratik yapmakta desteklerler.
- Oh, it was a team effort really...
- Oh, aslında bir takım çalışmasıydı, gerçekten...
Team effort, Pastor Ike.
Takım oyunu, Papaz lke.
Actually it was more of a team effort.
Aslında bu daha çok bir takım çalışmasıydı.
It was a team effort, no one person could do it.
Ne?
Harnessing that aggression into a team effort to achieve perfection!
MUKEMMELLiYETE ULASMAK iCiN SALDIRGANLIGINIZI TAKIM RUHUNA YANSITMAKTIR!
All we need is a little, uh, uh, team effort.
Tek ihtiyacımız olan şey Takım çalışması
Um, well, you know, there's no "I" in the word "team" and this is a team effort.
Um, eee, bilirsin, "Ben" kelimesi "takım" kelimesinde yoktur... ve bu bir takım emeği.
This is very much a team effort
Bu bir ekip mücadelesidir.
It was a team effort.
Takım çalışmasıydı.
Well, it was a team effort.
Takım çalışmasıydı.
No, it was a team effort.
Hayır, bu takım çalışmasıydı.
I said it would be $ 4,000 to Omar... $ 2,000 on each of the young ones, this being a team effort.
Omar için 4000..... diğerleri içinde 2000 demiştim. Bu bir takım işiydi.
I want to play in an orchestra, be part of a team effort.
Ben bir orkestrada çalmak istiyorum, bir takımın parçası olmak.
Do you think training terrorists in Pakistan was a team effort?
Pakistan'da teröristleri eğitmenin bir takım işi olduğunu mu sanmıştın?
That was a great team effort out there tonight.
Harika bir takım oyunu çıkardınız.
This... this is such a team effort.
Bu tam bir ekip çalışması.
It was a team effort.
Bu bir takım çalışmasıydı.
Team effort?
Takım çalışması mı?
This is a team effort.
Bu bir takım çalışması.
Well, we've had a rocky start, but with a strong team effort, we will win some I think.
Lige kötü bir başlangıç yaptık, ama takım halinde çalışarak... bazı maçlar kazanacağız... sanırım.
Football is a team effort but a referee's effort is a one man's effort.
Futbol bir takım eforudur fakat hakemin eforu tek bir adamın eforudur.
It's a team effort, isn't it?
Bu bir takım çalışması, değil mi?
Yeah, well, you know, it's really a team effort.
Evet bilirsin, bu gerçek bir takım çalışmasıdır.
It's a team effort.
Bu ekip çabası.
Like everything in the colony, foraging is a team effort.
Kolonideki diğer her şey gibi, yiyecek toplamak da takım işidir.
Needless to say, this was very much down to a team effort.
Söylemeye gerek yok. Bu bir takımın gücünün çok çok altında.
It was a team effort.
Ekip çalışmasıydı.
- this one is a team effort.
- Bu bir takım çalışması.
E the main idea it was that alone it would be possible if we created a nation with team spirit, with solidarity, and all making the same effort, instead of fighting due the small differences of opinion, to the external politics and the social politics, and there for ahead.
Fikirlerinin temelinde ise, bu durumdan çıkışın tek yolunun iç ve dış politikada farklı görüş ve hizipleşmeler yerine birlik ve dayanışma ruhu içinde hareket ederek taşın altına hep beraber elimizi koymak yatıyordu.
Team effort.
- Ekip gücü.
... as for the upcoming trade negotiations in the Far East, a team of negotiators has been working with the Chinese... in an effort to streamline the proceedings... and lay the ground work for the President's trip next week.
... Orta doğuyla yaklaşan ticari görüşmeler için, bir grup arabulucu işlerin işleyişini daha verimli hale getirmek için... Çinlilerle ortak çalışıyordu... ve asıl işin zamanını önümüzdeki hafta başkanın ziyaretine ayarlamaya çalışıyordu.
- It's a team effort.
- Çabalayan bir ekibiz.
It's a remarkable team effort and it is extremely effective
Bu çarpıcı bir takım çabası ve son derece de etkili.
As I said the other night, Mike, this isn't an individual effort going on here. It's about a team. We're a team on the ice, and we're one off it.
Dün gece de söylediğim gibi, bu kişisel bir çaba değil... bu bir takım, buz üstünde bir takımız.
- Well, it was a team effort.
- Takım çalışmasıydı. - Bak, eski mektuplar.
Since you missed practice, I think your team deserves a little effort from you today.
Antrenmanı kaçırdın. Takımın bugün biraz çaba göstermeni bekliyor.