English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Teary

Teary translate Turkish

112 parallel translation
I know lots of heavies who get all teary when they see kids playing.
En sert görüneni bile, oynayan bir çocuk görse gözyaşına boğulur.
You mustn't hold a grudge or I'll get all teary-eyed
# Sakın bana kin tutma Yoksa boğulurum gözyaşına #
- Look, if this is gonna be a teary farewell, get your ass out of here. No tears.
eğer bu acıklı bir vedaya dönüşecekse, hemen çekip buradan.
Well, there's no point in getting all teary-eyed about it.
Pekala, göz yaşartacak hiçbir şey kalmadı.
Don't go gettin'teary-eyed.
Gözlerinden yaş gelmesin.
Who would have expected a teary farewell?
Ağlamaklı bir hoşçakalı kim tahmin edebilir?
But I'll tell you in person so we can avoid a teary scene later on.
Ama bizzat sana söyleyeyim de sonradan tatsız bir olay yaşamayalım.
You're teary-eyed.
Gözlerin yaşardı.
Anyway Malt's eyes get all teary and he pours out this story, about his dog Sparky which ended up underneath a tractor tire.
Her neyse birden gözleri doldu ve sonunda bir traktör lastiği altında kalan köpeğinin hikâyesini anlattı.
Before we get all teary-eyed I'd like to say that we have an international rock'n'roll fan here with us tonight.
Hepimiz gözyaşlarına boğulmadan önce şunu söylemek isterim ki, Bu gece burada uluslararası bir Rock'n'Roll fanatiğimiz var
Old Gordon over there just sitting there all teary-eyed.
Gordon'a. Orada oturmuş, neredeyse ağlayacak.
I swear to God that when I think about the money, I get teary.
Anlıyorsun değil mi? Yemin ederim ki, parayı düşündüğümde içim titriyor.
Oh, yeah. Well, it was my third time, but I still got a little teary at the end.
Evet, bu 3. okuyuşumdu ama gene de sonunda gözyaşlarımı tutamadım.
In a teary-eyed courtroom, Johnny Cochran has just finished his closing arguments,... and, as was anticipated, he did use the Chewbacca defense.
Gözyaşları içindeki mahkeme salonunda, Johnny Cochran kapanış konuşmasını yaptı ve tahmin edildiği gibi Chewbacca savunmasını kullandı.
You're irritable, you're eating like a pig, you got teary eyes last night while watching a T.V. commercial hey, the guy just called to say I love you mom if I didn't know better I would say you're PMSing
Bill, tek bir kelime, "Grease" ( Briyantin ). - Otur yerine. - Yetişkinler beni anlamıyor.
No need for a teary good-bye at the station.
İstasyonda gözü yaşlı veda istemiyorum.
I MEAN, HE GOT ALL TEARY-EYED AND EVERYTHING.
Gözleri filan doldu.
I thought I'd get all teary eyes and ask for your handkerchief.
Düşündüm de, gözlerim yaşaracak ve senden bir mendil isteyeceğim.
Teary.
AğIıyor musun?
Good. Good teary.
İyi gözyaşları.
Not frustrated-with-bow-tie teary?
Papyon bağlayamamaktan dolayı değil.
Naomo Campbos and your Holle Berrys, and your Teary-Eyed Banks, all them models and junk up there, but for the booty, you got to come down south.
Hally Berry'ler ve Tyra Banks'ler, ve tüm o bebek yüzlü mankenler, ve onlar dışındaki fıstıklara orada sahip olabilirsiniz, fakat mevzu göğüs olunca güneye gelmek zorundasın.
Obvious support for the teary-eyed widow who waged war on the entire gun industry.
Tüm silah sanayiine tek başına savaş açan dula destek olarak.
Enough with your teary reunion.
- Göz yaşartan buluşmayı kesin!
Got all teary-eyed over a body she didn't know?
Tanımadığı bir ceset için gözleri mi doldu?
I couldn't handle one more hug or teary goodbye.
Bir sarılmaya ya da gözü yaşlı vedaya daha katlanamazdım.
Then you go get all teary-eyed.
O zaman sen ağlamaya devam et.
Dad looked at me with teary eyes.
Babam ağlayan gözlerle bana baktı.
Who's getting teary?
Kim gözyaşı dökecek?
He was getting all teary.
Ağlamak üzereydi.
Sleepy, awake... your eyes, teary... for my sake
Yari uyanik, yari uykuda... Bu senin gözlerin aglamis görünüyor... bizim adimizi alarak..
- Enough teary humanism!
- Yeter bu kadar sulu gözlü hümanizm!
That teary-eyed act of his worked...
Ağlamaklı gözler numarası işe yaradı demek. Aynen şöyle...
That teary-eyed acting of his.
Gözü yaşlı olması numaraydı.
See if the guest's are teary.
Bak bakalım konuklardan ağlayan var mı?
Producer PARK Moo-seung No, he's not teary yet.
Hayır, henüz ağlamıyor.
If they want a teary-eyed happy ending, that's fine.
Gözü yaşlı mutlu son istiyorlarsa, öyle olsun.
You know, I drew the short stick and got house duty too, but you don't see me getting all teary.
Biliyorsun ben de kısa çubuğu çekip ev görevi almıştım ama ağlamamıştım.
I like to sneak in at the end, look teary-eyed and pretend I was there the whole time.
Sonuna katılmayı tercih ederim gözü yaşlı görünüp Başından beri oradaymışım gibi yaparım.
Ooh, sentimental and teary. It's all so new to me.
Duygusallaşıp gözyaşı dökmek henüz çok yeni benim için.
You know how many teary-eyed conversations I've had to sit through with you?
Sen bana kaç tane sarhoş muhabbeti yaptın.
Don't give me that poor teary look
Bana öyle acınası gözlerle bakma.
You want a teary confession about how hard my childhood was?
Çocukluğumun ne kadar zor olduğunu anlatan acıklı bir itiraf mı?
How if I'd made different ones I could be with the sweet guy who was dropping me off at the airport, all teary-eyed.
Farklı seçimler yapmış olsaydım beni havaalanına bırakan bu gözleri yaşlı tatlı çocukla birlikte nasıl olurdum?
I wasn't teary-eyed.
Aslında gözlerim yaşlı değildi.
Teary, Lek ld!
Teary, Lek Id!
Every while in his cups, Roddy'd get all teary-eyed, talk about that godforsaken Mycroft.
Roddy her sarhoş oluşunda yaşlı gözlerle Mycroft'dan bahsederdi.
questioning him... a nauseous, teary Steve admitted that this whole thing was Al's perverted idea.
Steve, salya sümük, itiraf etti : Böyle birşeyi yapmak Al'in sapık önerisiymiş!
Happy teary?
Mutluluk gözyaşları.
I think I'm watching a bunch of... assholes get teary-eyed about maybe the biggest asshole in the history of assholes.
Emeklilik mi?
Get all teary-eyed and say I'm sorry? "I'm so sorry."
"Çok üzgünüm."

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]