English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Teensy

Teensy translate Turkish

201 parallel translation
Just a teensy one, 99.6.
İyileşir.
You couldn't kiss me like that and not mean it just a teensy-weensy bit.
Eğer minicik bile bir şey hissetmeseydin beni böyle öpemezdin
INFINITESIMAL, M ICROSCOPIC, TEENSY-WEENSY.
Görülmeyecek kadar küçük, mikroskobik, miniminnacık bir şey.
Just a teensy one.
Azıcık.
Tell me every teensy-weensy, intimate, disgusting detail.
Bana en ince, en özel, en çirkin detayları bir bir anlat.
She's lookin'for somethin a teensy bit more substantial... than periphery and trimmings.
- Yuvarlak, işlemeli gibi biraz daha değerli bir şeyler bekliyorsa.
It'll only be an eensy-teensy moment.
Çok kısa sürecek.
I mean, when I was just a teensy-weensy little girl, my grandmother used to take me to see all of her movies.
Büyükannem beni onun bütün filmlerine götürürdü.
Me in a teensy skirt like that circus lady we saw a while back...
Geçenlerde sirkte gördüğümüz o kadın gibi mini etek giyeceğim.
Extend your brain a teensy little bit, if possible!
Mümkünse beyninizi biraz daha genişletin.
It'll just be little me and my teensy boyfriend, so cook two extra turkeys.
Sadece ve sadece, ben ve sıkıntılı erkek arkadaşım olacak, yani, iki hindi daha pişiriver.
Teensy tadpoles of concern- - you took an awfully long time with your first caller... and I think your advice is a bit too specific.
Minik kurbağa yavruları endişe uyandırıyor- - İlk çağrını çok uzun tuttun... ve bence tavsiyelerin az daha açık olmalı.
Unfortunately, I have been working undercover in Germany for so long that I have picked up a teensy-weensy bit of an accent.
Maalesef, o kadar uzun zamandır Almanya'da casus olarak görevliyim ki aksanları az-biraz bana da geçti.
- Just a teensy little bit, really...
- Sadece birazcık, gerçekten...
I hate to be a pest, but I was wonderin if I could ask you a teensy-weensy favour?
Başınızı fazla ağrıtmak istemiyorum ama minicik bir iyilik isteyebilir miyim diye soracaktım?
When she seen his teensy little pecker... ... she giggled. She didn't know no better.
Ufacık çükünü görünce elinde olmadan gülmesi tutmuş, o kadar.
Next, we take some toilet paper... tear off some teensy little squares... and stick one there and there and anyplace you're bleeding.
Sonra, biraz tuvalet kağıdı alıyoruz küçük parçalar halinde kopartıp buraya, buraya ve buraya, kısacası kanayan heryere yapıştırıyoruz.
Perhaps we should slow down just a teensy bit.
Yavaşlasak nasıl olur?
I'm not "so." Okay, I was a teensy bit weird at first but I'll be good.
Tamam, başlarda tuhaf bir sıkıntı yaptım ama iyi olacağım. Coşmadım. Söz veriyorum.
He's just this, like, very passionate, incredibly romantic guy that just got, like, a teensy bit carried away, you know.
O çok tutkulu, acayip romantik bir adam ama biraz dikkati dağınık.
Well, we just have one teensy-weensy little problem.
Peki. Bizim küçücük minnacık bir sorunumuz var.
When I turn Super Saiyan 4, there's this teensy little part of my rationality that dashes away.
Süper Saiyan 4'e dönüştüğümde çocuksu olan küçük parçam aklımdan tamamen çıkar.
Yea, as you walk through your valley of despair fear not, for I am your Lil Ark Angel and I will look after every little itty-bitty, teensy-weensy one of you.
Umutsuzluk vadinde yürürken korkmayın, çünkü sizin Küçük Meleğinizim ve küçüklü büyüklü her birinize göz kulak olacağım.
Aren't we forgetting one teensy-weensy, but ever so crucial little, tiny detail?
Küçücük bir ayrıntıyı unutmadık mı?
She couldn't sit down for seven years until she met teensy-weensy little me.
Evet. Ufacık benle tanışana kadar 7 yıl yerinde oturamadı.
You're not a teensy-weensy bit curious about what career you could have had?
Nasıl bir kariyerin olabileceğine dair en küçük bir merakın yok mu?
Take a teensy piece.
Küçük bir parça al.
An eeny-teensy-weensy bit?
Biraz uçuk kaçık değil mi?
Then there's a teensy temporal fold.
Zamanda küçük bir kırıIma oluşacak.
You know, this may sound just a teensy bit insane in the ol'membrane, Homer... but I was wondering if you could show me how to have some fun.
Bu, tayların zar atması gibi kulağa çılgınca gelecek, Homer acaba nasıl eğleneceğini bana öğretebilir misin?
- Just a teensy-weensy heckle?
- Hayır. - Sadece azıcık bir şey sıkıştırsam?
I don't wanna pressure you, but why don't we take a teensy little look at the contract?
Sana baskı yapmak istemiyorum, fakat neden şu kontrat'a ufak bir göz atmıyoruz?
Well, after having felt just a teensy-weensy little bit of guilt over having wrongfully inspired this establishment I took it upon myself to expose the Potter B B to the outside world via the mighty pen of Mr. Frederick Fricke.
- Bu işletmeyi yanlış teşvik etmekten duyduğum küçücük suçluluk duygusundan sonra Potter Pansiyonu'nu dış dünyaya açma yolunun Bay Frednick Fricke'nin güçlü kaleminden geçtiğini buldum. - Fred, kim?
Aren't you just a teensy bit curious?
Başka türlü ne yapabileceğini merak etmiyor musun?
Now. there's just one teensy little thing.
Ama ufak bir sorun var.
He is a teensy bit difficult.
Birazcık zor biri.
- I'm not. I'm only asking for a teensy-weensy favour.
Tek istediğim küçücük bir iyilik.
- Yes. Marion, not even a teensy weensy bit of business talk?
Marion, biraz bile işten bahsetmek yok mu?
Play with her a teensy bit first?
Önce biraz oynarız.
Look, I just have one teensy favour.
Bak, sadece ufak bir ricam var.
Teensy Melissa Whitman, I declare you Princess Naked As a Jaybird.
Teensy Melissa Whitman, sizi Beyaz Karga Çıplak Prenses ilan ediyorum.
Teensy, since you quit drinking, you dont think.
Teensy, içkiyi bıraktığından beri düşünemiyorsun.
This is Teensy.
Bu Teensy.
Teensy joined the triple-A.
Teensy üçlü-A aldı.
Do not pull over, Teensy.
Yapma, Teensy.
Teensy, smack her for me!
Teensy, ona benim için bir tokat at!
Come on, we have to go to Teensys house.
Hadi, Teensy'nin evine gitmemiz gerekiyor.
Everybody, Teensy?
Herkes, Teensy?
Teensy, youre high enough.
Teensy, yeterince yüksektesin.
Okay, teensy-weensy and in charge.
Tamam, çıtır kızım iş başında.
Unfortunately, I have been working undercover in Germany for so long that I have picked up a teensy-weensy bit of an accent.
Günaydın aşkım!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]