Telegram translate Turkish
1,478 parallel translation
- You have a telegram Mr Mariol.
- Bir telgrafınız var Mr.Mariol.
I have a telegram for you.
Size bir telgraf var.
That telegram is worth 100,000.
Telgraf 100 bin eder.
Telegram, sir!
Telgraf, efendim!
I'll send a telegram.
Telgraf gönderirim.
Mr. Borowiecki, telegram.
Bay Borowiecki, telgraf.
- Hello, a telegram please.
- Bir telgraf çekmek istiyorum.
- A telegram from Paradise City
- Paradise City'den bir telgraf.
Says he can't find my telegram.
Telgrafımı bulamıyor.
I've never seen her photograph. All of a sudden I get a telegram from Venezuela saying...
Hiç fotoğrafını da görmedim ve birdenbire Venezuela'dan bir telgraf alıyorum :
Douglas got rid of that airport telegram very quickly.
Douglas, havaalanında aldığı telgrafı hemen ortadan kaldırmıştı.
- A telegram from aunt Vera.
- Vera teyzenden telgraf var.
No telegram for Tesota.
Tesota telgraf hattı kesildi.
"I hope you will treat this letter like a telegram"
"Umarım bu mektubu bir telgraf gibi düşünürsün."
- Telegram!
- Telegraf!
Instead of leaving this note here, it might be better if I sent Mr. Adamson a telegram tonight.
Buraya not bırakmaktansa bu gece bir telgraf yollamam daha iyi olabilir.
Go on, send a telegram to Phoenix.
Durma, Phoenix'e telgraf çek.
I want you to send a telegram to the White House.
Beyaz Saray'a telgraf göndermenizi istiyorum.
I want you to get up right now and write a telegram to President Ford saying :
Yerinizden kalkmanızı ve Başkan Ford'a şöyle bir telgraf yazmanızı istiyorum :
He just sent this telegram. "Arrived Gatwick Airport, B.R. 121, 12 : 38 p.m."
Biraz Önce bu telgrafı yolladı. GatWick Havaalanına ulaştım, B.R. 121, 12 : 38
I'm sorry to disturb but this urgent telegram has arrived for you.
Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm ama size bu acil telgraf geldi.
If any activity takes place we ordinarily Friday's nuit evening or Saturday and that is how we send a telegram Teror's fish.
Eğer Cuma gecesi veya Cumartesi bir askeri hareketlilik olursa teröristlere bombayı patlatmaları için telgraf çekmiş gibi oluruz.
Probably the best thing is send them a telegram.
- En iyisi onlara bir telgraf göndermek.
A telegram?
- Telgraf mı?
I don't even know how to send a telegram.
- Telgraf nasıl çekilir bilmiyorum bile.
I sent you telegram, Tommy.
Sana telgraf gönderdim Tom.
A telegram, huh?
Telgraf?
All because of the telegram?
Şu telgrafla mı ilgili?
Suppose the telegram wasn't from Allan?
Ya telgraf Allan'dan gelmediyse?
Let's make a stop because need to send a telegram... my friend Wilkes saying I'm coming.
Şuradan bir telgraf çekip arkadaşım Wilkes'e geleceğimizi haber vereyim.
A telegram!
Posta!
We drew up a telegram to the Gypsies.
Gypsiylere ulaştırmak için bir telgraf yazdık.
Yakov, have you sent a telegram to the Gypsies?
Yakov, Gypsiylere telgrafı gönderdin mi?
I told you, we sent a telegram to the city restaurant.
Size söylediğim gibi, telgrafı şehirdeki restorana gönderdim.
Didn't you get the telegram that I sent?
Yolladığım telgraf eline geçmedi mi?
Look, I didn't send a telegram.
Telgraf falan yollamadım.
This telegram arrived for you.
Bu telgraf sana geldi.
Mr. Perrin, a telegram for you.
- Bay Perrin, telgraf geldi.
- A telegram?
- Telgraf mı?
Telegram from Arnold.
Arnold telgraf çekmiş.
You have a telegram from Ankara.
Bir telgrafınız vardı Ankara'dan.
I'll send a telegram to Halillans.
Ne yapacaksınız şimdi, Hamo dayı?
I got a telegram saying he might come back.
Telgraf aldım, dönecekmiş.
You have a telegram from Colonel Maddox, sir.
Size Albay Maddox'dan bir telgraf geldi, komutanım.
A telegram.
Telgrafı var.
A telegram for you, mr. Holmes.
Size bir telgraf var Bay Holmes.
I have this telegram, delivered ten minutes ago.
Elime bir telgraf geçti, on dakika önce çekilmiş.
You have a telegram for me.
Bana telgraf var mı?
What about my telegram?
Telgrafım geldi mi?
Now she's dead. We'll send a telegram to Halillans.
Hem koyunları öldürdü, hem çocuklarını öldürdü.
I send the telegram today, they'll be here in 2 days.
Bugün çekerim telgrafı, 2 güne kadar gelirler.