English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Tell me what you saw

Tell me what you saw translate Turkish

265 parallel translation
Then tell me what you saw in my hand.
O zaman bana, elimde ne gördüğünü söyle.
Just tell me what you saw?
Ne gördüğünü söyle?
Rosie, just tell me what you saw, and we at the London Metropolitan Police will do all in our power to see that it doesn't occur again.
Rosie, sadece ne gördüğünü söyle ve biz Londra Büyük şehir polisi, aynı şeyin tekrar olmaması için elimizden geleni yapalım.
tell me what you saw.
Ne gérdiigiinii séyle.
Tell me what you saw.
Bana gördüklerini anlat.
Tommy, will you tell me what you saw?
Ne gördüğünü bana söyleyecek misin?
Tell me what you saw.
Ne gördüğünü anlat.
Now, can you tell me what you saw?
Şimdi, bana ne gördüğünü söyleyebilir misin?
Tell me what you saw!
Ne gördüğünüzü söyleyin!
Just tell me what you saw, Miss Lane.
Sadece ne gördüğünüzü söyleyin, Miss Lane.
You just tell me what you saw from the beginning to the end... and I swear on my badge... no one will ever have to know.
Bana başından sonuna kadar gördüklerini anlat... Ve rozetimin üzerine yemin ederim... Bunu asla kimse bilmeyecek.
You gotta tell me what you saw.
Bana ne gördüğünü söyle.
I want you to be very specific. Tell me what you saw.
Aaron, daha belirgin şeyler söylemelisin.
Tell me what you saw.
Ne gördüğünüzü söyleyin.
Just tell me what you saw.
Şimdi bana ne gördüğünü söyle.
Tell me what you saw.
Ne gördüğünü söyle.
Sweetheart, can you tell me what you saw falling out of the sky?
Hayatım, ne gördüğünü bana anlatır mısın?
Senor, tell me what you saw.
- Bana neler gördüğünü anlatabilir misin?
I want you to tell me what you saw, Ryland.
Ne gördüğünü bana anlatmanı istiyorum Ryland.
Now tell me what you saw.
Şimdi ne gördüğünü anlat.
Will you tell me what you saw?
Ne gördüğünü söyleyecek misin?
Just tell me what you saw in the house. There was lightning.
Sadece o evde neler gördüğünüzü anlatır mısınız lütfen?
Tell me everything you saw and what you think it means.
Bana gördüğün her şeyi ve ne anlama geldiğini düşündüğünü anlat.
Now just tell me what all those planes were that you saw.
Şimdi gördüğün uçakları bir daha de bakalım.
Go out on the terrace, have a look, come back, and tell me exactly what you saw.
Terasa çık, etrafa bir bak geri gel ve bana tam olarak ne gördüğünü anlat.
- Afterwards you will return here and tell me one by one exactly what you saw.
- Sonra buraya dönüp bana ne gördüğünüzü birer birer anlatacaksınız.
Chris, I can't help you unless you tell me what Billy saw.
Chris, Billy ne gördü bana söylemezsen sana yardım edemem.
Now look, tell me exactly what you saw.
Bak. Bana tam olarak ne gördüğünü söyle.
What can you tell me about the man you saw last night?
- Dün gördüğünüz adam nasıl biriydi?
I only saw bullets. You tell me what they look like.
Ben sadece kurşunları gördüm.
You don't have to tell me what the victim's own eyes saw, Captain.
Ban kurbanın gözlerinden neyi gördüğünüzü söylemeyin, Kaptan.
I suppose I could tell you I just saw fresh paw prints out there which make me think they're already thinking about feasting in here, but I don't want to answer you because when you question me, you are saying to me that I don't know what I'm doing.
Sanırım söyleyebilirim ki dışarda taze pençe izleri gördüm bu da bana burada ziyafet düşündüklerini söylüyor, ama sana yanıt vermek te istemiyorum çünkü beni sorguladığında, bana ne yaptığımı bilmediğimi söylemiş oluyorsun.
If you tell them what you saw, they can help me.
Gördüklerini anlatırsan, bana yardım edebilirler.
Tell me what you thought, honestly, the first time you saw Michelangelo's David.
Bana dürüstçe Michelangelo'nun David'ini gördüğün ilk an ne düşündüğünü söyle.
I just need you to tell me what you saw.
Ne gördüğünüzü anlatır mısınız?
Can you tell me exactly what you saw?
Ne gördüğünüzü anlatır mısınız?
Oh, spare me your Bolshevik bullshit. Either you disappear... or I tell him exactly what I saw.
Ya kaybolursun ya da ona ne gördüğümü söylerim.
Well, I'm hoping you might tell me. What you heard, what you saw?
Bana ne duyduğunuzu ve ne gördüğünüzü söylemenizi istiyorum.
Or tell me that after what you saw in the square, those children, who did nothing and hurt no one, tell me that you were so confused and horrified at how brutal and insane these actions are.
Ya da bana, o meydandaki kimseye zarar vermemiş hiçbir suçu olmayan çocukları gördükten sonra ne kadar dehşete kapıldığını ve üzüldüğünğü yapılanların ne kadar barbarca ve çılgınca olduğunu anladığını söyle.
Okay, Ryan, just tell me again exactly what you saw.
Sen bana tam olarak ne gördüğünü tekrar anlat.
BELDON : Shannon, can you tell me what your mother was doing the last time you saw her?
Sahnnon, anneni en son gördüğünde ne yaptığını anlatır mısın?
Now, I want you to tell me again exactly what you saw.
Şimdi, bana yeniden tam olarak ne gördüğünü anlatmanı istiyorum.
Tommy, tell John what you told me, about what we saw in your room tonight.
Tommy, John'a bu gece... odanda ne gördüğünü anlat.
Could you tell me more about what you saw fall from the sky?
Bana gökyüzünden düştüğünü gördüğünüz şeyden biraz daha bahsedebilir misin? Evet.
I'm sure, miss, you've been through this over and over... but could you tell me exactly what you saw?
Eminim, bunu bir an önce unutmak istiyorsunuz... lütfen bana tam olarak gördüklerinizi anlatır mısınız?
- Don't tell her you saw me! - What?
- Beni gördüğünü söyleme ona!
So please, tell me exactly what you saw me doing.
Lütfen beni tam olarak ne yaparken gördüğünüzü söyleyin.
Then perhaps you'd like to tell me what it was you saw in her?
O zaman belki siz onda ne bulduğunuzu bana söylersiniz.
Tell me, Mademoiselle Bourget, what time was it, when you last saw alive your mistress?
Bayan Bourget, hanımınızı en son ne zaman hayatta gördünüz?
Now I want you to tell me exactly what you saw at Haldis'house.
Şimdi bana tam olarak Haldis'in evinde ne gördüğünü anlat.
Kannick, tell me what you really saw up there.
Kannick, anlat bana Orada tam olarak ne gördün?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]