Terk translate Turkish
39,634 parallel translation
Even Mercia left the castle to look for you and that sword.
Mercia bile kaleyi terk edip seni ve kılıcı aramaya geldi.
Three exits from which to leave the city.
Şehri terk edecek 3 çıkış noktası var.
Do you ever think about leaving here?
Beni terk etmeyi hiç düşündün mü?
It's the last picture of her before she left me.
Beni terk etmeden önceki son fotoğrafı.
I haven't seen her since she left me.
Beni terk ettiğinden bu yana görmedim ki onu.
Oh, allegedly, he abandoned his family in Africa.
Söylenene göre, Afrika'daki ailesini terk etmiş.
You wanna be a high school dropout?
Lise terk mi olacaksın?
- He stopped in an old industrial park in Brooklyn.
Brooklyn'de terk edilmiş bir sanayii bölgesinde.
We didn't leave Earth to be safe.
Dünyayı güvende olalım diye terk etmedik.
You know I can't let you leave this place.
Burayı terk etmene göz yumamam biliyorsun.
Alas he's left this vale of tears.
Yazık ki bu fani dünyayı terk etti.
I left the house.
Evi terk ettim.
You left the house.
Evi terk ettin.
Kidnappers didn't happen to leave their phone numbers, did they?
Kaçıranlar yoktu Onların terk etmek mümkün Telefon numaraları, öyle değil mi?
You are not leaving me to take the fall for this.
Bunun için düşüşü yapmak için beni terk etmeyeceksin.
He went awol when I was six.
Altı yaşımdayken bizi terk etti.
Her mother left me when she was pregnant.
Annesi hamileyken beni terk etti.
Actually, only friend who's never left us.
Aslında bizi terk etmeyen tek arkadaş.
And if I don't get it up and running soon, she's gonna leave me.
Eğer yakında açıp, işletmeye başlamazsam beni terk edecek.
- Fucking leave you anyway.
- Her türlü terk edecek zaten.
Will I ever leave you
Seni terk edemem
You left me to the wolves.
Beni kurtlara terk ettin.
Now I know she'll never leave me
Terk etmez beni eminim
Now I know she'll never leave me
Eminim terk etmez beni
You left him, too.
Onu da terk etmiştin.
"My god, my god, why hast thou forsaken me?"
"Tanrım, Tanrım, neden beni terk ettin?"
I never left him.
Onu hiç terk etmedim.
I never left you.
Seni hiç terk etmedim.
I never left missy.
Missy'yi hiç terk etmedim.
He left me, Kate.
O beni terk etti Kate.
I won't leave you, I promise.
Seni terk etmeyeceğim, söz veriyorum.
Oh, my God, they've left us!
Aman Tanrım, bizi terk ettiler!
They-they wouldn't have left us, okay?
Onlar-onlar, bizi terk edemezler tamam mı?
They're not just gonna leave us here.
Onlar öylece burada bizi terk etti.
But we heard them leave, didn't we?
Ama onların bizi terk ettiğini duyduk?
They are not gonna leave us to die down here, okay?
Bizi burada ölüme terk etmeyeceklerdir tamam mı?
I don't know who the fisherman is but I know he left my wife and my son on an island to die.
Balıkçının kim olduğunu bilmiyorum, ama karımı ve çocuğumu adada ölüme terk ettiğini biliyorum.
What are you gonna do, leave them out there to die?
Ne yapacaksınız, onları orada ölüme mi terk edeceksiniz? !
There's nothing else that I can do for you, listen...
- Terk etti, terk etti! Ellerim bağlı. Yardım etmeye çalışıyorum senin sorunun ne?
Why did you leave me? "
Neden beni terk ettin? "
You, the love of your life left you.
Hayatının aşkı seni terk etti.
Trucks never leave you.
Kamyonlar seni asla terk etmez.
His wife left him for... Harold Lamb.
Eşi onu terk edip Harold Lamb'a kaçtı.
I wonder if it was maybe when your wife left you for another guy.
Belki de eşinin seni terk edip başka bir adama gitmesiydi.
Why did you leave me for this cardboard cutout?
Neden bu karikatür kılıklı adam için beni terk ettin?
Cass goes bright red, just, like, runs straight out of there.
Cass kıpkırmızı oldu, direkt orayı terk etti.
He left the state?
Eyaleti terk mi etti?
Let's just hope turd junior is where I left him.
Umarım oğlan çocuğu onu terk ettiğim yerdedir.
He's had three wives since I left him.
Ben onu terk ettikten sonra üç tane karısı oldu.
And he gave us enough money to leave the city, and we've been running ever since.
Şehri terk etmemiz için bir miktar para verdi. O günden beri kaçıyoruz.
You can not leave me, you leave me, they will take Sqweeks.
Beni terk edemezsin. Beni bırakırsan Sqweeks'i alırlar!