Testy translate Turkish
169 parallel translation
Must I stand and crouch under your testy humor?
El pençe divan mı duracağım önünde kabarıp ateş püskürdüğün zaman?
- She's just a little lively and testy!
– Sadece biraz aşırı hareketli.
Catesby hath sounded Hastings on our business... and finds the testy gentleman so hot... that he will lose his head ere give consent... his master's son, as worshipful he terms it... shall lose the royalty of England's throne.
Catesby bizim işle ilgili olarak Hastings'i yokladı. Adam huzursuz olmuş ve hararetle karşı çıkmış. "Efendisinin evladı" nın, saygıdan bu ifadeyi kullanmış, İngiltere tahtını kaybetmesine göz yummaktansa kellesini kaybetmeye razıymış.
Don't get all testy.
Sinirlenme!
We're rather testy, aren't we?
- Biraz sinirli gördüm seni, değil mi?
- You're getting testy.
- Öfkeleniyorsun.
I just said our son, the apple of our 3 eyes, Martha being a Cyclops our son is a beanbag, and you get testy.
Dedim ki oğlumuz, tepegöz ( Cyclop ) Martha'nın göz bebeği oğlumuz bir fasulye torbasıdır, sen de öfkeleniyorsun.
You get testy, naturally.
Doğal olarak öfkeleniyorsun.
Anybody coming here gets testy.
Buraya kim gelirse sinirleniyor zaten.
- You're testy.
- Hırçınsın.
There were testy words between my wife and my father and my wife stormed out of the apartment with her doll.
Karım ve babam arasında hırçınca sözler söylendi ardından karım öfkeli bir şekilde oyuncak bebeğiyle birlikte apartmanı terketti.
Now, he was mean and testy and damn near blind drunk.
Kötü, ters ve kör kütük sarhoştu.
Coming here day after day, watching you chain smoke into an early grave... and knowing on certain mornings, you'll be particularly morose and testy... because you've had another fight with your wife...
hergün buraya gelip, kendini erkenden Öldürünceye kadar zincirleme sigara... izlemek ve bazı günler, karınla kavga ettiğin için normalden daha sessiz olduğunu gÖrmem demektir.
They get a little testy when you lock'em up in their own cells.
Onları kendi hücrelerine kapattığın zaman biraz kızıyorlar.
Kind of testy, ain't you?
Çok sinirlisin, ha?
Don't be so testy.
Sabırsız olma.
As the years went by the minister's disciples... became somewhat testy and querulous.
Yıllar geçtikçe, bakanın havarileri... kuşkucu ve geçimsiz hale geldiler.
Dont you get testy with me, boy.
Benimle asabi şekilde mi konuşuyorsun? Evlat.
Yeah, sure. You are a testy little cuss.
Çok küstahsın çocuk.
Sometimes folks make us a mite testy, Zimmer.
Bazen bizi böyle çileden çıkarırlar, Zimmer.
She's just being testy.
Sadece çabuk öfkeleniyor.
He's so testy.
Hemen öfkeleniyor!
Aren't we testy?
Pek de hırçınsın.
Let's not get testy.
Alınganlık etmeyelim.
- You have two emotions : antsy and testy.
Senin iki hissin var : huzursuz ve huysuz.
Doctor, I know I'm a bit testy today, but I can assure you...
Doktor, bu gün biraz kolaya kızan bir davranış içindeyim, ama seni temin ederim ki...
Testy.
Kolay kızıyor.
Don't get all testy just because you got a problem with your station in life.
Hayattaki yerinle ilgili sorunun var diye hırçınlaşma.
There's no reason to get testy.
"Diklenmenin" lüzumu yok.
Sorry I got a little testy before.
Önceden biraz sinirlendiğim için özür dilerim.
So, I am in a bad mood, and I know that I am being a little bit testy.
Bu yüzden, şu anda ki haleti-ruhiyem çok bozuk ve bildiğim kadarıyla birazcık alıngan olmaya başladım.
He's just a bit testy tonight.
Bu akşam biraz huysuz.
Now I'm gonna ask you this once, and then I'm gonna get testy.
Bunu sana bir kez soracağım. Sonra da sinirleneceğim.
No need to get testy over a little misunderstanding, right?
Küçük bir yanlış anlaşılmanın üstüne gitmeye gerek yok, değil mi?
Hie, therefore, Robin, overcast the night. The starry welkin cover thou anon with drooping fog as black as Acheron and lead these testy rivals so astray that one come not within the other's way.
Öyle ise, bulutlar ile doldur geceyi yıldızlı gökyüzünü Acheron kadar kara sisler ile ört ve bunları, bu iki düşmanı, birbirinden ayır!
I don't see what you're testy about.
Neden bu kadar kuruntulusun?
I get a little testy when faced with the annihilation of our corner of it.
Bizim olduğumuz köşede yokedilmeyle karşılaşınca ben biraz huysuzlanıyorum.
- Testy, too.
Ayrıca alıngan da.
He's testy while translating.
Tercüme yaparken kesinlikle çabuk sinirleniyor.
He's really testy.
Biraz huysuz.
We all know how testy they can be.
Onların ne kadar çabuk öfkelendiklerini hepimiz biliyoruz.
These balls are making me testy!
Bu toplar beni sinirlendiriyor!
You know, Grace told me her mom was a little testy, too, after her first...
Grace, annesinin de ilk şeyinden sonra hırçınlaştığını söylemişti.
No, no, no. I'm not testy.
Hayır, hırçınlaşmadım.
- Don't get testy, G-man.
- Kızma, G-adam.
Gee, I sure hope Angel isn't starting to feel testy.
Tanrım, Angel'ın kendini sinirli hissetmeye başlamamasını umarım.
Very testy also.
Ayrıca çok sinirli.
Listen, Eileen, again, I am so sorry about getting a little testy with you yesterday.
Eileen, dün alıngan davrandığım için affedersin.
I'm just a bit testy.
Biraz hırçınlaştım.
Hey, hey, hey, gentlemen, don't get testy now.
Hey, beyler, hemen heyecanlanmayın.
Still testy?
Hala devam etmek istiyor musun?