Thad translate Turkish

Hold these medals, Uncle Thad.

Şu madalyaları tut Thad Amca.

This is Thad Pierce.

Bu da, Thad Pierce.

- Thad!

- Thad!

Thad!

Thad!

Earl Stricker and Thad Pierce hired Gant... to kill me.

Stricker ve Pierce Gant'i... beni öldürmesi için tuttular.

I think Ben is gonna try and kill Earl Stricker and Thad Pierce.

Earl Stricker ve Thad Pierce'ın Gant ile konuştuklarını görmüşler.

I hear that Thad Pierce has locked himself in his office.

Thad Pierce'in kendini ofisine kilitlediğini de duydum.

Thad Pierce has done a lot for this town.

Thad Pierce, bu kasaba için çok çalıştı.

Poor Thad.

Zavallı Thad.

He's responsible for Thad killing himself.

Thad'in intihar etmesinden O sorumlu.

I remember when he was challenged by old Thad to a duel.

Yaşlı Thad ile yaptığı düelloyu unutmadım.

Thad dark as thunder, Bass laughing, those balls of fire bouncing off him, him laughing so hard he was missing Thad by six feet.

Thad kapkara olmuştu. Bass gülüyordu. Ateş küreler üzerinden sekiyordu.

Thad Benedict, late of Pittsburgh, but now of Natchez.

- Thad Benedict, geçenlerde Pittsburgh'daydık şimdi ise Natchez'de.

Thad Benedict is my name.

Benim adım Thad Benedict.

I'M THAD, AND THIS IS GREG.

Ben Thad, o da Greg.

Thad and me thad and me

Thad ve ben thad ve ben

Thad and me

Thad ve ben

I know it's writin', Thad.

Yazdığını biliyorum, Thad.

I don't think we have an emergency, but we'll have to watch it, Thad.

Acil bir durum olduğunu sanmıyorum ama kontrol etmemiz gerekiyor, Thad.

Maybe we ought to go ahead and buy it, huh, Thad?

Belki de gidip onu almalıyız ha, Thad?

Seven-thirty, Thad.

7 : 30 Thad.

There's something wrong with Thad Beaumont.

Thad Beaumont'la ilgili bir sorun var!

Thad?

Thad?

It's gonna be a great book, Thad.

Harika bir kitap olacak, Thad.

I think Thad Beaumont can sell enough books to keep his family off the streets.

Bence Thad Beaumont ailesini sokakalara düşürmeyecek kadar kitap satar.

Thad, your new book is gonna win awards and sell 200,000 hardback.

Thad, yeni kitabın ödül alacak ve 200.000 satacak.

Bye, Thad.

Hoşçakal, Thad.

I read Thad Beaumont because it's my job.

Thad Beaumont'u ise işim olduğu için okuyorum.

Be honest, Thad.

Dürüst ol, Thad.

Thad Beaumont gave up drinking. He gave up smoking.

Thad Beaumont içki ve sigarayı bıraktı.

And you're Thad Beaumont.

Ve siz de Thad Beaumont'sunuz.

Thad, will you grab my purse, please?

Thad, yardım eder misin, lütfen?

When Thad's teaching, we have to stay in the city.

Thad ders verirken şehirde kalmamız gerekiyor.

Then I remembered "Thad Beaumont owns one" that your daddy bought for you over here near where your ma and pa is buried.

Sonra Thad Beaumont için bir tane olduğunu hatırladım babanızın sizin için satın aldığı, onların mezarlarına yakın.

Must be strange for you, Thad.

Senin için garip olmalı, Thad.

- Why not just take a couple of Thad?

- Neden sadece Thad'i çekmiyorsun?

We have to talk to Thad, Liz.

Thad'le konuşmalıyız, Liz.

Why are you so determined to lay this off on Thad?

Neden bunu Thad'in üstüne yıkmaya çalışıyorsunuz?

Look, Thad, this can't be.

Bak, Thad, bu olamaz.

Endsville, Thad.

Endsville, Thad.

What is going on, Thad?

Neler oluyor, Thad?

You're still very much on the hook, Thad.

Hala kancanın ucundasın, Thad.

- He could make that look like Thad did it.

- Thad yapmış gibi gösterebilirdi.

- Thad?

- Thad?

You're keepin'secrets, Thad.

Sır saklıyorsun, Thad. Bu iyi değil.

Oh, Thad.

Oh, Thad.

Thad, you have to go and see the doctor.

Thad, gidip doktoru görmelisin.

- Are you in trouble, Thad?

- Başın belada mı, Thad?

We're gonna call us Thad Beaumont.

Thad Beaumont'u arayacağız.

I say hallelujah. You heard the lady, Thad.

Bayanı duydun, Thad.

Now, come on, Thad.

Hadi, Thad.