That's all i want translate Turkish
1,705 parallel translation
It destroys people's lives, and I don't want you messed up with all that.
İnsanların hayatlarını mahvediyor ve buna bulaşmanı istemiyorum!
To be loved, that's all I want.
Tüm istediğim âşık olmak.
I just want to take a look, that's all.
Gelip bir göz atacağım, hepsi bu.
I just want to take a look, that's all.
Sadece bir göz atacağım, hepsi bu.
I want you to be happy. That's all.
Ben sadece... senin mutlu olmanı istiyorum.
That's all I want to see : tag and ass. Tag and ass!
Görmek istediğim bu.
I don't want that to be a secret anymore, all right?
Bunun artık bir sır olarak kalmasını istemiyorum, tamam mı?
- That's all we need. I don't want our handling of this crisis to come under any more question.
Şu anda ihtiyacımız olan tek şey artık bu krizin çözümüyle ilgili sorun çıkmaması.
"lt's only you in every breath of mine, that's all I want you to know"
"Her nefesin benim için, herkes seni merak ediyor."
Okay, so I just want to let you all know that, uh, there is a 12-step progress meeting here on Sunday night.
Pekâlâ, bunu hepinizin bilmesini istiyorum : Pazar gecesi burada 12 aşamalı bir bir iyileşme toplantısı olacak.
That's all I want to do, Kay.
Tek yapmak istediğim bu, Kay.
- That's all I want.
Ben de bunu istiyorum zaten.
I want to play ball now and that's all
Top oynamak istiyorum, hepsi bu
And now that's all gonna be finished soon, I gotta ask myself... do I want to live the rest of my life in some working as a slave.
Ve şimdi bunların hepsi bittiğine göre kendime hayatımın geri kalanını köle gibi çalışarak geçirmek isteyip istemediğimi sormalıyım.
I don't believe that. All women want children. It's in their nature.
İnanmıyorum, bütün kadınlar çocuk ister, doğalarında var bu.
I just want the gun, that's all.
Ben sadece silahı istiyorum. Hepsi bu.
I want to be myself, that's all.
Kendim olmak istiyorum, hepsi bu.
You can preach all you want to me, Tomin, but I know that's not what you believe.
Bana istediğiniz kadar vaaz verebilirsiniz Tomin, ama sizin neye inandığınız biliyorum.
That's not all I want.
Bütün istediğim bu değil.
I'm just saying you might want to think about how your behavior could reflect on Lucy, that's all.
Söylemek istediğim davranışlarının Lucy üzerinde....... nasıl etkiler bırakabileceğini düşünmek isteyebilirsin. Hepsi bu.
I just want you to get this fucker, that's all.
Sadece bu adi herifi haklamanızı istedim.
That's all I want!
- Hayır, ben onu istiyorum.
And Liz wrote one, but my lawyer read it and he said it was sweet, but it was filled with all these weird childhood anecdotes that I probably don't want to share with anyone, much less a court of law.
Liz bir tane yazdı. Avukatım okudu ve tatlı olduğunu ama bırak mahkemeyi,.. ... kimseyle paylaşmak istemeyeceğim bir sürü çocukluk anısıyla dolu olduğunu söyledi.
I am sure Rollie would want all of you, especially those whom he held closest, to know that he is now basking in the glory and light of Our Lord's everlasting love.
Eminin Rollie hepinizin hele ki kendine çok yakın olanların Tanrımızın ebedi nurunda güneşlendiğini bilmesini isterdi.
And I just want you to give me another chance, that's all...
Ben de senden bana bir şans daha vermeni istiyorum, hepsi bu...
We were having fun.That's all well, I want us to have fun, and we don't.
Eğleniyorduk. O kadar. Bizim de eğlenmemizi istiyorum ve eğlenmiyoruz.
All right. That's it. I want to talk to you this instant!
Tamam, bu kadar yeter seninle bu konuyu derhal konuşmak istiyorum
It's Just that things between us have been so good lately... and I wouldn't want one silly erotic novel to change all that.
James Frey'e sor istersen. Son günlerde aramız gerçekten çok iyi aptalca ve erotik bir romanın bunu değiştirmesini istemem.
Look, Charlie, I want it ; it's just, we can't get a boat out there till morning, that's all.
Lütfen Charlie, istiyorum elbette ; sadece sabaha kadar oraya tekne gönderemeyiz, o kadar.
I just want to tell you that... that... that's all.
Sadece sana bunu söylemek istiyorum, hepsi bu.
I didn't want to answer all those stupid questions that men ask when it's over and they know there's another man is in your life.
Yeni biten ilişkiden sonra, hayatına başka bir adam girince sorulan aptal sorularla uğraşmak istemedim.
I just- - well, I-I don't want to see you wasting your time, that's all.
Ben sadece - Ben sadece vaktini boşa harcamış olmanı istemem hepsi bu.
I don't want to advocatefalse hope, claire, that's all.
Boş yere umutlanmak istemiyorum Claire, anlıyor musun.
That's all I want to know. You don't, actually. I think the investment is right,
Bence doğru bir yatırım ve babam da bunu istiyordu.
I want all the news that's unfit to print.
Basılmaya uygun olmayan tüm haberleri istiyorum.
Look, I know that Rory tells you stuff, and you know all these things about me, like I know you know I went to Vegas and all that, and I just I want you to know that's not who I am.
Tamam. Rory'nin sana her şeyi anlattığını ve benimle ilgili bir şeyler bildiğinden haberim var. Vegas'a gittiğimi bildiğini biliyorum mesela.
That's all I want her to do.
Bunu yapmasını istiyorum.
I want to go see Emily first, if that's all right?
Önce Emily'yi görmek istiyorum.
'Cause that's all I want.
Çünkü tek istediğim bu.
I just want to know who she is, that's all.
Sadece kim olduğunu bilmek istiyorum.
Yes, Lucas, that's what I want you to believe with all my heart.
Evet, Lucas. Bütün kalbimle buna inanmanı istiyorum.
He counts them every day to make sure that's all I have, but I've only had one today, Father, and I want you to have the other.
Bu kadar aldığıma emin olmak için her gün onları sayıyor. Ama bugün bir tane aldım, Peder. Diğerini sizin almanızı istiyorum.
I think we all want to the same thing, and that's to get everyone out of that bank safely, including your sergeant.
Bence hepimiz aynı şeyi başarmak istiyoruz. Ve bu da, o bankadan herkesin sağlam çıkması, Çavuş'unuz dahil.
People are going to say all kinds of things about this election... that it was down to 154 votes, that Bush's brother was the governor, that the US Supreme Court gave it to us, but I want you to remember
İnsanlar bu seçim hakkında atıp tutacaklar. 1 54 oy fark olduğunu....... Bush'un kardeşinin vali olduğunu Yargıtay'ın bize hediye ettiğini söyleyecekler. Ama şunu hatırlayın ki her tekrar sayımı kazandık.
I just really want us to be able to be honest with each other, that's all.
Ben sadece birbirimize karşı dürüst olabilmeyi istiyorum, o kadar.
It's just that you've all become like family to me and I really didn't want to lose that.
Bu sadece - hepiniz ailem gibi oldunuz. Ve ben gerçekten bunu kaybetmek istemedim. Ve her şeyin aynı kalacağını söylediğini biliyorum ama...
I-i do want to win this contest, but I also want to make sure that a man does not leave this hospital with meningitis or encephalitis and discover when it's too late that all we did was treat his ankle.
Bu yarışmayı kazanmak istiyorum ama aynı zamanda bu adamın hastaneden çıkıp menenjit ya da beyin iltihabı olduğunu anlayıp, bizim sadece bileğine baktığımızı hatırlamasını istemiyorum.
I just want them to accept me as a friend, that's all.
Sadece beni arkadaş olarak kabul etmelerini istiyorum o kadar.
That's all I want.
Tek istediğim bu.
I want to believe in it all again, music and art, fate and love, and I want to believe that I've made the right choices and that I'm on the right path and there's still time to fix the mistakes I've made.
İnancım tam. Yeniden inanabilmek istiyorum. Müziğe ve sanata,... kadere ve aşka.
That's not it... i just don't want to see anything happen to pete... that's all.
Hayır öyle değil. Sadece Pete'e bir şey olmasını istemiyorum hepsi bu.
that's all i wanted to say 33
that's all i want to know 23
that's all i wanted 38
that's all i wanted to hear 19
that's all i want to do 17
that's all i wanted to know 25
that's all 8171
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all that matters 302
that's all i want to know 23
that's all i wanted 38
that's all i wanted to hear 19
that's all i want to do 17
that's all i wanted to know 25
that's all 8171
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all that matters 302
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all i need 222
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i know 422
that's all you got 125
that's all there is to it 105
that's all well and good 54
that's all for today 54
that's all i have to say 53
that's all i need 222
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i know 422
that's all you got 125
that's all there is to it 105
that's all well and good 54
that's all for today 54