That's all right then translate Turkish
298 parallel translation
- That's all right then.
- O zaman sıkıntı yok.
Oh, that's all right, then.
O zaman sorun yok.
All right, then, if that's the way you feel about it.
Peki, madem öyle düşünüyorsun.
Oh, then that's all right.
O zaman mesele yok.
His letter says that he's, uh... negotiating a piece of business with some lawyer, and if it works out satisfactory, then everything is gonna be all right.
Mektubunda diyor ki iş görüşmesi için bir avukata gitmiş ve olumlu sonuçIanırsa, o zaman her şey düzelmiş olacak.
That's all right, then you keep out.
Karışmaman iyi o halde
I better get back to the camp to see that everything's all right then.
Kampa dönüp herşeyin yolunda gidip gitmediğine bakmam lazım.
All right, then, I take it that's settled, and I get what I asked for.
Pekala, anlaştık
That's all right then.
- Sorun yok o zaman.
But right then it gave me a nasty feeling to be thinking about them at all... with that briefcase right behind my head that had her father's signature in it... and what that signature meant.
Ama birden bunu düşünmek bile beni rahatsız etti arka koltukta çanta ve babasının imzaladığı başvuruyu hatırlayınca.
That's all right, then.
Tamam o zaman.
Then that's quite all right.
O halde mahsuru yok.
THAT'S ALL RIGHT. WELL, THEN...
Oldu, pekiyi.
All right. If that's how you feel about it, then let's do it.
Pekala eğer istediğin buysa, yapalım öyleyse.
- Well, that's all right, then.
- O zaman sorun olmaz.
You don't know what it's like to live one way all your life... confident that you're right... and then suddenly find out that you're all wrong.
Hayatın boyunca haklı olduğundan şüphe etmeden... bildiğin yolda yürürken, birden her şeyi... yanlış yaptığını anlamanın ne demek olduğunu bilemezsin.
All right, let's just say then that the whole thing, you know, it fascinates me.
Pekala, öyleyse şöyle diyelim : her şey, bilirsin, beni büyülüyor.
All right, then, that's my boy!
Pekâlâ, tamam, işte adamım!
That's all right, then.
Problem yok o zaman.
That's all right then?
Önemli değil demek?
Oh, that's all right, then.
Tamam o zaman.
Then I'll have to face the others, but that's all right.
O halde diğerleri ile yüzleşmem gerekecek, ama hiç sorun değil.
All that's left to do then, is to pick the right tree.
Şimdi bize katılma zamanın.
Dr. Gonzales. I guess that's all right, then.
Oh, Dr Gonzales.
Well, that's all right, then.
- Batı, elbette. Ehh, peki öyleyse.
Well, that's all right, then.
Peki, tamam öyleyse.
All right, then you play the guitar and you sing. That's all, honey.
O zaman gitar çalıp söylersin.
All right, then, 25 %, but that's as high as I'm willing to go.
Pekala, öyleyse % 25, ama bu verebileceğim en fazla rakam.
Oh, well that's all right then, isn't it?
Her şey tatlıya bağlandı, değil mi?
- Hear, hear! - Well, that's all right then.
Tamam, o zaman sorun yok.
That's all right, then.
O zaman sorun yok.
All right, got the son of a bitch out of jail then that implies that they must have some very powerful connections. That's what it implies.
Kiminle bağlantı?
We'll have two singles then, if that's all right with the police?
İki tek kişilik oda alalım... tabii polis için sorun oluşturmuyorsa.
Well, if that's how it is, all right then.
Peki, eğer öyleyse, o zaman tamam.
Well, that's all right then, Brian.
Tamam o zaman, Brian.
If that's all right... then everything'else will be.
Eğer her şey tamamsa... O zaman her şey iyi olacak.
- That's all right then.
- Her şey yolunda o zaman.
Well, that's all right. Then it's just for a while.
O zaman sorun yok Hiç değilse bir süre
Oh, in that case, it's all right then.
Bu durumda, iyi o zaman.
Let's read chapters seven and eight, and then we can discuss them. - Is that all right?
7. ve 8. bölümleri okuyalım ve onları tartışalım.
That's all right, then.
Sorun yok, öyleyse.
All right, but just to eat lunch, and then that's it.
Tamam.Ama yemek ve hepsi bu
That's all right then.
Öyleyse sorun yok.
Fine, we'll wait'til then. All right, that's that.
İyi, o zamana kadar bekleyeceğiz öyleyse.
That's all right then, innit?
Demek ki iyisin.
- Oh, that's all right then... it's the thought...
- Oh, öyleyse haklısın önemli olan...
All the way down below the guideline. Up and around and then down. That's right.
Yukarı, ve yuvarlayıp aşağı iniyorsun.
Ah, well, ah, well, uh — That's all right then.
İyi o zaman. Sorun yok. İyi geceler.
Then we'll just make it one quickie little verse, if that's all right with you.
O zaman kısa bir dörtlük okuyalım, tabi sizin için bir mahsuru yoksa.
- All right then, that's it.
- Pekala, bu kadar.
- That's all right then.
Pekâlâ öyleyse.
that's all 8171
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all it takes 78
that's all i can say 75
that's all i got 169
that's all for now 108
that's all i wanted to say 33
that's all that matters 302
that's all i want 130
that's all right 2318
that's all i have to say 53
that's all it takes 78
that's all i can say 75