That's all you need to know translate Turkish
309 parallel translation
But if beauty is truth and that's all ye need... I mean, all you need to know, then that means it's the most important thing.
Ama, güzellik doğruluksa ve bilmen gereken tek şey buysa o zaman bu dünyanın en önemli şeyi demektir.
Well... you believe me, that's all you need to know.
Evet... İnan bana bilmen gereken tek şey bu.
That's all you need to know.
Tek bilmen gereken şey bu.
That's all you need to know, Doctor.
Tek bilmen gereken bu, Doktor.
That's all you really need to know.
Cidden tüm bilmek istediğin bu.
Then that's all you need to know, in the end.
Sonunda, senin de bilmen gereken tek şey bu.
Baby, that's all you need to know.
Bebeğim, tek bilmen gereken şey bu.
That's all you need to know.
Daha fazlasını bilmene gerek yok.
Whereas, you know, you seem to be saying... that, uh... it's inconceivable that anybody could be having a meaningful life today... and, you know, everyone is totally destroyed... and we all need to live in these outposts.
Oysa sen günümüzde herhangi birisinin anlamlı bir hayatı olmasının tasavvur edilemeyeceğini, herkesin mahvolmuş durumda olduğunu ve merkezlerden çok uzak yerlerde yaşamamız gerektiğini söylüyor gibisin.
That's all you need to know
Tek bilmen gereken bu
And that's all you need to know, son.
Tek bilmen gereken bu, evlat.
That's all you need to know about me.
Benim hakkımda bunları bilmen yeterli.
That's all you need to know. Come on, show me Harold Saxon.
Devam et, bana Harold Saxon'ı göster.
He did it to protect me, love. You have a good son there. That's all you need to know.
Beni korumak için imzaladi, sevgilim, çok iyi Bir oglun var, Bu kadarini Bilmen yeter,
That's all you need to know.
Bilmen gereken tek şey bu.
That's all you need to know.
Bilmen gerekenler bu kadar.
There's nothing that I can say that'll make what I did all right. I know that, but I need you to know that it came from someplace good.
Yaptığım şeyin doğru olduğunu söyleyecek değilim ama kötü niyetimin olmadığını bilmeni istiyorum.
That's all you need to know for now.
Şimdilik bu kadarını bilmen yeterli.
That's all you need to know about this course.
Bu talim hakkında bilmeniz gereken tek şey bu!
That's all you need to know... for now.
Bilmen gereken tek şey bu.
That's all you need to know
- İtalya'ya.
- The promo meeting ran long and after that there was traffic all the way up I-95 and I know that Ann Landers said... that you're never supposed to give more than one excuse when you're explaining yourself to somebody, but that is the truth Mitch, and I really need you to believe me.
- Promo toplantısı uzun sürdü ve ondan sonra trafik vardı bütün I-95 yolu boyunca ve Biliyorum Ann Landers... hiçbir zaman kendinizi anlatırken hiçbir zaman birden fazla özür belirtmeyin dedi, ama bunlar doğrular Mitch, ve gerçekten bana inanmana ihtiyacım var.
That's all you need to know.
Bilemen gereken tek şey bu.
You need to be giving all this love and affection to something that's, I don't know, paper trained?
Bu sevgi ve düşkünlüğü başka bir şeye vermelisin mesela b... çıkarmadığın.
That's all you need to know.
Bunu bil, yeter.
It's just that we said, you know... no pressure, no expectations... and... I just broke up with Ben two months ago... and I spent all last year... following Ben or following Noel and... no matter how much I like you... I need to not be in a serious relationship right now.
Ama baskı, beklenti yok demiştik ve ve Ben'den ayrılalı daha iki ay oldu ve bütün geçen seneyi Ben'in ya da Noel'un peşinde koşarak geçirdim ve senden ne kadar hoşlansam da ciddi bir ilişki içinde olmamalıyım şu anda.
That's all you need to know right now, ok?
Şimdilik bu kadarını bil yeter. Tamam mı?
If Martok considers you his brother, that's all I need to know!
Eğer Martok seni kardeşi olarak görüyorsa, tek bilmem gereken bu.
Women are right and men are wrong and that's all you need to know.
Kadınlar haklı erkekler haksızdır, bilmen gereken tek şey bu.
I know that's all you need to know.
52 MONSTER TAKTiGi UYGULAYACAGIZ. TUM BiLMENiZ GEREKEN BU.
That's all you really need to know.
Bilmeniz gereken tek şey bu.
That's all you need to know.
Tek bilmeniz gereken bu.
You know, Marie, it's just that I need a little time to myself. That's all.
Aslında Marie, sadece kendime biraz zaman ayırmalıyım.
They're in the garden. That's all you need to know.
Bilmen gereken tek şey bu.
I just, I just need to lay down, you know... just to take a little nap, that's all.
Biraz uzanmalıyım... Sadece azıcık kestirmem lazım. O kadar
That's all you need to know.
Tüm bilmen gereken bu.
YOU'RE NOT CALLING ANYBODY. THAT'S ALL WE NEED IS FOR EVERYBODY TO KNOW.
Kimseyi aramıyorsun, herkesin bilmesini istiyoruz sanki!
You know, I just need to be around some love, that's all.
Sadece biraz sinirlerim bozuk hepsi bu.
That's all you need to know.
Bilmeniz gereken tek şey bu..
That's all you really need to know.
Bu kadarını bilmen yeter.
- And that's all you need to know.
- Ve bunu kadar bilsen yeter.
That's all you need to know.
Tek bilmen gereken bu.
That's all you need to know.
Ötesini bilmene gerek yok.
" That's all you need to know.
Tek bilmeniz gereken bunlar.
All you need to know is that we all feel sad sometimes and it's okay.
Bilmen gereken tek şey. hepimiz bazen üzülürüz. Bunda yanlış olan bir şey yok.
Chang-ho, that's all you need to know
Chang-ho, bilmen gereken tek şey bu.
That's all you need to know. Are we clear?
Tek bilmen gereken bu, anlaştık mı?
- That's all you need to know.
Bilmen gerekenlerin hepsi bu kadar. Anlaşıldı mı?
Look, if your wife tells you that she's screwing another guy, that's really all you need to know.
Bakın, eğer karınız başka bir erkekle yattığını söylüyorsa tek bilmeniz gereken budur.
Now, I need to know exactly what happened that night... and so far, all I got out of you... is that you twisted your ankle during practice.
O gece olanları harfi harfine bilmem gerekiyor ve şu ana kadar senden edinebildiğim tek şey antrenman sırasında ayak bileğini incitmiş olman.
BY THE WAY, THAT'S ALL YOU NEED TO SAY WHEN WE'RE, YOU KNOW, UPSTAIRS.
Bu arada biz yukarıdayken bu kadarını sorsan yeter.