That's my mom translate Turkish
1,437 parallel translation
Yeah, I don't see what's insane about not wanting spiders to lay eggs in my Corn Flakes. That's how Carla's mom died.
Mısır gevreklerimin üzerinde örümceklerin yumurtalarını istememenin neresi deli işi anlamıyorum.
Is that my mom's name?
Bu benim annemin adı mı?
Like when I was 17, my mom walked in my room with a look that I had never seen. And she said, "It's over, Turk. " Michael Jordan's career is over. "
Mesela ben on yedi yaşındayken, annemin daha önce hiç görmediğim bir suratla odama girip, bitti Turk, Michael Jordan bıraktı dediğini hatırlıyorum.
That's my mom.
Bu annem.
My mom was playing Simon Says with that guy at the mansion... which means she's desperate.
Malikâne'deki o adamla "Simon diyor ki" oynadığına göre, annem çok çaresi olmalı.
WELL, NOW THAT, YOU KNOW, ARTHUR'S MARRYING MY MOM, UM, HE'S PROBABLY GONNA BE TAKING, UH, MY BED
Arthur annemle evlendiğine göre muhtemelen yatağımda yatacaktır.
My mom's the only one that kept it.
Sadece annem yüzüğü saklayan kişi oldu.
- Oh, happy New Year, sweetie. - That's my mom.
- Mutlu Yıllar hayatım.
Kong Eun Ju... that's my real Mom's name.
Kong Eun Ju... bu benim gerçek annemin adı.
It turns out that I got four tickets instead of two, so I hope you don't mind that my mom and sis, you know, tag along.
İki yerine dört biletim varmış. Annem ve kardeşim de geldiği için sorun olmaz umarım.
Oh, wow. That's really nice of you but I made plans to go home, because my mom's pregnant and we're moving, and my friends would kill me if I wasn't home.
Çok kibarsın ama eve dönmeyi düşünüyordum, çünkü hem annem hamile hem de taşınıyoruz, ayrıca eve dönmezsem arkadaşlarım beni öldürür.
That's my mom.
- Ahbap! O benim annem.
Hey, look, I'm trying to ignore the pressure and the old ladies... and the fact that I'm trying to fuck you in a church to save my mom's brain.
Hey, bak, baskıyı ve yaşlı bayanları ve annemin beynini kurtarmak için seni bir kilisede becermeye çalıştığım gerçeğini görmezden gelmeye çalışıyorum
It's like, "Mom, Dad, I really wanna go on this church retreat that I heard about so that I can learn about the Bible you know, and meet other teenagers who share my interest in the Bible."
Şöyle. "Anne, baba, duyduğum bu kilise toplantısına mutlaka gitmeliyim. İncil'i öğrenebilmem ve İncil'e olan ilgimi paylaşan diğer gençlerle tanışmak için."
That's my mom.
Annem geldi.
That's what my mom used to call this, her scarlet letter, said it was the shame she had to bear for havin'me with some one-night stand.
Annem buna öyle derdi, kırmızı lekem bir tek gecelik ilişkisinin katlanması gerektiği utancından olduğunu söylerdi.
It's their father's fault that my kids lost their mom.
Babalarının hatası yüzünden çocuklarım annelerini kaybetti.
My first wish is that Wey's mom stays in France
İlk dileğim Wey'in annesi umarım Fransa'da kalır.
That's what my mom and my dad had to do.
Annem ve babam bunu yapmak zorunda kalmışlardı.
That's the name my mom's students call her course in Alighieri Dante. "
Annemin, "Dante Alighieri" dersindeki öğrencilerini çağırdığı isimleri.
That's my mom.
Bu benim annem.
it's just that this paula drake woman was attacking my family, and all of a sudden, i just became like a mother cat and my mom was my kitten, and she was being swallowed by a python or something.
Paula Drake denilen kadın ailemi küçük düşürüyordu, sonra birden ben anne kedi oldum, annemse yavrumdu sanki gözüm önünde bir piton yılanı tarafından yutuluyordu.
I'll apply probably to Texas, probably Baylor'cause that's where my mom went.
Büyük olasılıkla Texas'a, belki de Baylor'a. Çünkü Baylor annemin de gittiği üniversite.
That's my mom.
Annemin numarası.
How can it be a secret if that's all you and my mom and everyone else can talk about?
Annem, sen ve geri kalan herkes hakkinda konusuyorsa bunun nesi sir olabilir ki?
Somehow my mom manged to seperate Sadika from her family but that's why she's the best.
Nasıl olduysa annem Sadika'yı ailesinden ayırabilmiş. Benim annem bir tane.
That picture's from my mom's yearbook.
Bu resim annemin yıllığından.
That's my mom!
Bu benim annem!
Do you want that social worker around when my mom's head explodes?
Annem çıldırdığında burada olmasını mı istersin?
My mom's decided that I need to keep all my extracurricular obligations that might look good on my college applications, but not let me go to prom.
Annem ders dışı aktivitelere katılmama karar verdi. Üniversite başvurumda iyi olurmuş ama baloya gitmeme izin yok.
So, I managed to convince my mom that it wouldn't hurt to have you tutor me for placement exams.
Annemi, son sınavlar için beni çalıştırmanın sorun olmayacağına ikna ettim.
Oh. Sorry. That's my mom.
Affedersin, annem bu.
This is my mom, Vu, I'm Sue, and that's my brother, Thao.
Bu annem, Vu, ben Sue, bu da kardeşim, Thao.
That's exactly what my mom would say. No.
Bu tam olarak annemin de diyeceği şey.
That's my Mom.
Bu, annem.
Is it possible that your sister's with her father? My mom's always been kind of a... kind of a party girl. No.
Kızkardeşinin babasıyla birlikte olma ihtimali var mı?
My mom made sure that nobody treated her little brother like he had a disorder.
Annem kimsenin erkek kardeşine rahatsızlığı varmış gibi davranmasına izin vermedi.
- we're gonna tell her that you made it. - That's not gonna work. My mom can taste a cookie and know if the flower has been sifted.
Bir içim su için bir bardak su.
What's worse, my daughter ignores me and got it into her head that I'm the one cheating on her mom,
İşin kötü yanı, kızımın annesini aldatan kişinin benim olduğumu düşünüp bana tavır takınması.
Well, actually, He's out of town but my mom thinks that it should be fine, so... Yeah, yeah. Yeah.
Evet, aslınd o şehir dışında ama annem onun için sorun olmayacağını düşünüyor..
That is, if it's okay with my mom.
Tabii ki, senin için de uygunsa, anne.
You know that my mom has alzheimer's.
Annemin Alzheimer hastası olduğunu biliyorsun.
oh, yeah, uh... got you a little gift box with shampoo- - lavender extract, conditioner and toner, which I honestly don't know what that is, but my mom suggested it.
Sana içinde şampuan, lavanta, deodorant, tonik olan... küçük bir hediye kutusu getirdim ki gerçekten bunun ne olduğunu bilmiyorum, sırf annem tavsiye etti diye getirdim.
That's my mom.
O benim annem.
I won't forget my mom's face when I asked what's that smell, like steak.
Biftek gibi kokan şeyin ne olduğunu sorduğumda,... annemin yüzünde gördüğüm ifadeyi hiç unutmayacağım.
But this morning at breakfast, I had to listen to him lie to my mom so he could see that slut he's been with.
Ama bu sabah kahvaltıda, o kadını görebilmek için anneme söylediği yalanları dinledim.
But now you're sleeping with my mom and it's a little bit weird for me can you appreciate that?
Şimdi annemle yatıyorsun ve bu benim için biraz garip. Buna saygı duyabilir misin?
That's what my mom says...
Annem de öyle der.
That's the way my mom looked at my stepfather, before they were married.
Evlenmeden önce, annem de üvey babama böyle bakardı.
My mom's getting like that too.
Benim annem de buna benzemeye başlıyor.
Earlier, my mom used to thrash me and tell me.. .. that AP ranks first in class.
Önce, annem beni kullandı sonra da bana... birinci sınıf AP'den söz etti.
that's my boy 361
that's my girl 410
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my brother 107
that's my girl 410
that's my best friend 28
that's my sister 96
that's my baby 48
that's my man 51
that's my line 54
that's my husband 82
that's my boss 25
that's my brother 107