That's nice of you to say translate Turkish
102 parallel translation
It's nice of you, Sidney, to say that.
Çok naziksin, Sidney.
- It's awfully nice of you to say that. I wonder if you'd be kind enough to play something for us...
Bizim için bir şeyler çalar mısınız?
Thank you. lt's real nice of you to say that.
Teşekkür ederim. Çok naziksiniz.
That's very nice of you to say so, Miss Doolittle.
Bu söyledikleriniz çok hoş, Bayan Doolittle.
That's nice of you to say.
Çok teşekkür ederim.
Oh, that's very nice of you to say so, thank you.
Bunu söylemeniz çok güzel.. Teşekkür ederim.
Then I say, that's nice of you to let me have a factory in Italy - that gets more risky with every rise in labour costs.
Ben de teşekkür ederim çok cömertsin ; işçi ücretlerinin her artışında giderek daha çok bir kumara dönüşen bir fabrikayı ben ne yapacağım diyeceğim.
Oh, that's awful nice of you to say that, Natty.
Bunu söylemen ne hoş Natty.
Oh, that's nice of you to say that.
Bunu senden duymak ne güzel.
That's nice of you to say.
Çok naziksin.
It's nice of you to say that. lt was nice of you to come.
Bunu söylemen büyük incelik. Gelmen de ince bir davranış.
That's nice of you to say.
Bunu söylemen çok güzel.
It's nice of you to say that, you know.
Tek yapman gereken onlara bildirmen.
It's nice of you to say that.
Bunu söylemeniz çok hoş.
That's very nice of you to say that, Dinah.
Bunu söylemen ne kadar güzel, Dinah.
It's nice of you to say that, but there's no way around it.
Senin için söylemesi kolay tabii, ama bunu düzeltmenin bir yolu yok.
That's nice of you to say, but I trained all my life to play hockey.
Bunu söylemen güzel ama ben hep hokey çalıştım.
That's nice of you to say.
Bunu söylemen güzel.
That's awfully nice of you to say that, but I'm sure you're not sorry to see us go.
Çok naziksin, ama eminim gittiğimiz için üzülmüyorsundur.
Well, that's very nice of you to say, Peter.
Bunu söylemen çok hoş Peter.
That's nice of you to say.
- Çok naziksin.
That's nice of you to say. Hey, B'Elanna, can you hand me a drink?
Geçişli karın seslendirme işleminde başlamak isterim.
That's nice of you to say, Commander, but it wasn't a complete waste of time.
Bunu söylemen çok hoş, Komutan, ama tamamen zaman kaybı olan bir şey değildi.
Billy Bob, that's awful nice of you to say.
- Sahi mi? Bunu senden duymak güzel.
Well, that's so nice of you to say.
Evet, sana yardım etmek isterim.
That's nice of you to say.
Bunu duymak güzel.
That's really nice of you to say.
Bunu söylemen gerçekten çok hoş.
You know, I gotta say, I hate to delight in this, but it's kind of nice that for once you're having a problem with women. I mean...
Bunu söylemeliyim, bundan zevk almaktan nefret ediyorum, ama ilk kez de olsa senin bir kadınla problem yaşaman gerçekten güzel.
That's nice of you to say, sweetheart.
Çok tatlısın, hayatım.
- Well, that's nice of you to say.
- Şey bunu söylemen çok güzel.
That's very nice of you to say, Miss...
Çok naziksiniz, Bayan...
That's nice of you to say, even if we both know it isn't true.
İkimizin de bunun gerçek olmadığının bilmemize rağmen bunları söylemen çok güzel
Well, that's very nice of you to say.
Bunu söylemeniz çok ince bir hareket.
That's really nice of you to say.
- Bunu söylemen çok hoş.
- That's nice of you to say.
- Söylemesi hoş tabii.
That's nice of you to say, but this project meant everything to him.
Bunu söylemen güzel, ama bu proje onun herşeyiydi.
That's very nice of you to say.
Böyle söylemeniz incelik.
- That's nice of you to say, but I'm a grandmother.
Söylediklerin çok hoş, ama ben onların büyükannesiyim.
- That's nice of you to say.
- Teşekkür ederim.
We kind of grew up on your shit and, you know, incidentally. So, that's so nice of you to say, man.
Lafı gelmişken, senin esprilerinle büyüdük biz bunu senden duymak çok güzel.
I mean, that's very nice of you to say, Judy.
Yani, bunu söylemen çok hoş, Judy.
That's nice of you to say, Peter.
Teşekkürler, Peter.
Well that's nice of you to say.
Senin nezaketin.
Look, it's nice of you to say that, but I don't really think you think it.
Bunu söylemen çok hoş ama buna inandığını düşünmüyorum.
That's nice of you to say anyway.
Neyse bunu söylemen çok hoş.
Oh. That's nice of you to say.
Ne kadar da naziksiniz.
That's nice of you to say.
Bunları söylemen çok hoş.
That's very nice of you to say.
Çok naziksiniz.
- Either way, we're a family. - That's really nice of you to say.
- Bu söylediğin çok güzeldi.
That's nice of you to say.
Bunu söylemen ne güzel.
That's really nice of you to say...
Çok naziksiniz.