That's what i'm talking about translate Turkish
1,985 parallel translation
That's what I'm talking about! ¶ Easy, easy, easy ¶ ¶ Easy, easy, easy ¶
Ben de bundan bahsediyorum işte! Evine git.
Now that's what I'm talking about.
İşte bundan bahsediyordum.
- Now that's what I'm talking about.
- İşte ben de bundan bahsediyorum.
- That's what I'm talking about.
İşte bundan söz ediyorum.
I wanna go to that Stark Expo, I wanna take a dump in Tony's front yard. You know what I'm talking about?
Stark Fuarı'na gidip Tony'nin bahçesine sıçmak istiyorum.
- And then, second, I think I should... - That's not what I'm talking about.
Sözünü ettiğim bu değil.
That's what I'm talking about.
İşte bundan söz ediyorum.
I guess that's what Reverend Zombie's talking about.
Sanırım Saygıdeğer Zombi bundan bahsediyordu.
That's what I'm talking about.
İşte bundan bahsediyorum.
That's what I'm talking about!
İşte bundan bahsediyorum!
That's what I'm talking about.
Tam dediğim şey işte.
That's what I'm talking about!
İşte bunu diyorum.
- I didn't plant that story. - What's he talking about?
- Onu ben yaymadım.
That's what I'm talking about, man.
- Ne oluyor be?
That's not what I'm talking about.
Bahsettiğim şey bu değil.
That's what I'm talking about, mate.
Bahsettiğim şey bu, dostum.
Yeah, that's what I'm talking about.
İşte şimdi oldu.
All right, that's what I'm talking about.
İşte ben de bundan bahsediyordum.
That's what I'm talking about.
İşte bundan bahsediyordum.
- Now that's what I'm talking about.
- Bahsettiğim şey de buydu.
See, that's what I'm talking about.
İşte bundan bahsediyordum.
- That's what I'm talking about!
- İşte bahsettiğim şey buydu!
- That's not what I'm talking about.
- Demek istediğim bu değil. - Hayır.
That's what I'm talking about, Scott McKnight!
Dizi kilitle. İşte budur Scott McKnight!
That's what I'm talking about!
İşte budur!
That's what I'm talking about, baby!
İşte budur bebeğim!
That's what I'm talking about.
Ben de bundan bahsediyorum işte.
That's what I'm talking about.
Bahsettiğim buydu.
That's not what I'm talking about.
Ondan bahsetmiyorum.
- Dude, that's what I'm talking about.
- Koçum, sorun da bu zaten.
- That's not what I'm talking about.
- Bundan bahsetmiyorum.
That's just What I'm talking about, fast cars, faster Women, big promotion.
Ben de bundan bahsediyorum ya, hızlı arabalar, kadınlar, büyük bir terfi. - Terfiyi nereden biliyorsun?
now, that's What I'm talking about, hmm?
İşte bahsettiğim bu.
That's what I'm talking about right there!
Ben de bundan bahsediyordum! Evet!
- That's what I'm talking about. - Thank you.
Teşekkürler, teşekkürler.
I mean, that's what we all knew it was about, and I'm certain that's what Daniel was talking about on Sarno.
Yani, hakkında bildiğimiz tek şey bu.
- That's what I'm talking about.
- Ben de bundan bahsediyorum işte.
That's what I'm talking about.
5 dakika ara millet.
That's what I'm talking about. All right!
İşte bahsettiğim buydu.
That's what I'm talking about.
İşte söylediğim bu.
No offense, Walter, but that's kind of what I'm talking about here.
Alınma Walter, ama demek istediğim şey de bu.
That's what I'm talking about.
Bende bundan bahsediyorum.
That's what I'm talking about, Tins.
Pekâlâ. İşte bu, Tins.
It looked great, man! That's what I'm talking about.
İşte bahsettiğim şey bu.
That's what I'm talking about.
Bahsettiğim şey bu işte.
That's what I'm talking about, yeah.
Ben de aynısını söylüyorum, evet.
- It's not the best strategy, but until I actually talk to her, at least I can hold out hope that - So you're not talking to her because you don't want to hear what you think she might tell you? - I'm wrong about what happened.
- Akıllıca bir davranış değil ama en azından onunla konuşana kadar düşündüğüm şeyin yanlış olduğuna inanmak istedim.
That's what I'm talking about.
Olay budur işte!
That's what I'm talking about.
Ben de bundan bahsediyordum.
That's what I'm talking about!
Ben de bundan bahsediyordun!
That's what I'm talking about.
Bende bundan bahsediyordum.