That's why i left translate Turkish
279 parallel translation
I didn't want to say this but I heard from Minchae that she didn't want to make you uncomfortable You can Minjoo should live happily ever after. That's why she left
Gururum yüzünden şimdiye kadar bunu söylemedim Min-chae sana ayak bağı olmamak için gideceğini söyledi bana böylece sen Min-joo ile güzel bir hayat sürebilecekmişsin.
That's why I left them.
Bu yüzden oradan ayrıldım.
Just like my Aunt Beulah that brought me up, that's why I left home.
Aynı beni büyüten Beulah halam, evden bu yüzden kaçmıştım.
I suppose that's why you left my mother and me.
Sanırım annem ile beni bu yüzden bırakıp gittin.
That's why I left you.
Seni işte o yüzden terk ettim.
That's why I left.
O yüzden kaçtım zaten.
But this headache, that's why I left the party early.
Partiden bu yüzden erken ayrıldım.
That's why I left the door unlocked.
Kapıyı bu yüzden açık bıraktım
That's why I left the joint.
bu elde kalan son bağlantı.
Oh, no, that's not why I left.
Hayır! Gitme nedenim o değildi.
That's why I left home.
Ben de evi terk ettim.
That's why I left the castle for Paris.
Şatomuzu bırakıp Paris'e geldim.
the eternal buck! That's why I left the place.
Orayı bu yüzden terk ettim ben.
I couldn't stand it any longer, that's why I left.
Daha fazla katlanamadım, bu yüzden terkettim. Senin yüzünden.
That's why I left home without telling my father
Babamdan gizli evimi terk ettim
That's why I left.
Ben de o yüzden gittim.
That's why I left.
Bu yüzden ayrıldım.
That's how come I left. Well, why did you leave?
Zaten bu yüzden oradan ayrıldım.
That's why I left.
O yüzden de gittim.
That's why I left the team.
İşte bu yüzden takımdan ayrıldım.
It was tempting, and that's partly why I left.
İnsanı baştan çıkarıyordu, orayı terk etmemin bir nedeni de buydu.
That's why I always get left.
Bu yüzden terk edilen hep ben oldum.
That's why I want to go back and pick up where I left off.
O yüzden, oraya geri dönüp kaldığım yerden başlamak istiyorum.
And that's why I'm here - to pick up where he left off.
O yüzden buradayım. Bıraktığı yerden ben devralacağım.
That's why I left her.
İşte bu yüzden onu terk ettim.
That's exactly why I left her.
Tam olarak bu yüzden.
That's why we left,'cause I couldn't bare to watch.
Bu yüzden ayrıldık, çünkü görmeye dayanamıyordum.
That's why I want you to find yourself, while there's still time left to enjoy it.
İşte bu yüzden kendini bulmanı istiyorum. Zamanın varken hayatın tadını çıkar.
That's why i left the military.
Ordudan ayrılma sebebim de işte bu.
That's why you came to New York. That's sure as hell why I left Queens.
Sen bunun için Nev York'a geldin... ben bunun için Queens'ten ayrıldım.
That's why I left the Public Defender's Office.
Bu yüzden Kamu Savunma Bürosu'ndan ayrıldım.
I lost someone close to me, that's why I left.
Bir yakınımı kaybettim, onun için gittim.
That's why... I time the time left.
yani sonum yakın... az zamanım var!
So, that's why I left him.
Bu yüzden onu terk ettim.
That's why I left.
Ben bu yüzden terk ettim.
- That's why I left Starfleet.
- Bu yüzden yıldızfilosunu bıraktım.
That's why I left you in Cleveland.
İşte bu yüzden seni Cleveland'de bıraktım.
And I think we both know that's why you left us alone out there- - to see if I would.
Ayrıca ikimizde biliyoruz ki bizi orada,... dönüp dönmeyeceğimi görmek için bıraktın.
- Maybe that's why I left.
- O yüzden buradan kaçtım ya.
I'm sure that's not why he left.
Eminim bunun babanın gitmesiyle hiçbir ilgisi yoktu.
When Charlie died that's why I left.
Charlie öldüğünde Bu yüzden terkettim.
That's why I invited myself. I'm the only one left on his father's side.
Babası tarafından bir ben kaldım.
That's why I broke up with Janine before I left.
Gitmeden önce Janine'den de bunun için ayrıldım.
I just wanna know why you left, that's all.
sadece neden gittiğini bilmek istiyorum.
That's why I am getting the nasty... Left, right, center, up, down, sideways.
Sağda, solda, her yerde.
That's why I left.
Seni bu yüzden... ... terk ettim.
That's why I left. You should have- -
Bu yüzden ayrıldım.
I do not think that's why Leo left.
Leo'nun o yüzden gittiğini sanmıyorum.
I know, that's why I left.
Biliyorum, bu yüzden ayrıldım.
That's why I left.
Bu yüzden bıraktım.
That's why I left.
Bu yüzden ordan kaçtım.
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i'm telling you 23
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why you're here 287
that's why i'm here 723
that's why i'm asking you 36
that's why i'm asking 41
that's why i brought you here 24
that's why i'm telling you 23