That's why you're here translate Turkish
959 parallel translation
It's good to hear that you're not hurt. But... why did you come here to tell me that?
- Yaralanmamanıza sevindim ama neden bunu bana söylemeye geldiniz?
That's why you're not in Russia any longer... and that's why you came here this morning.
Bu yüzden artık Rusya'da değilsiniz. Bu yüzden bu sabah buraya geldiniz.
That's why you're here, huh?
Bu yüzden buradasın, değil mi?
That's why you're here, Mr. Keane.
Demek bunun için buradasınız.
Yes, that's why you're here.
Evet, bu yüzden geldin.
That's why we're all here, especially you.
Bu nedenle hepimiz buradayız özellikle de sen.
Maybe that's exactly why you're here?
Belki de tam da bu sebeple buradasınızdır.
If that's why you're here, come inside and explain to all of us.
Özür dilemek istiyorsan bunu adamlarımın önünde yap.
That's why you're here in the first place.
Bu yüzden ilk önce buraya geldiniz.
- Sure you can, that's why you're here.
- Elbette, zaten o yüzden buradasın ya.
That's why you're here, John... to make sure she will be all right, you understand?
Zaten o iyi olsun diye buradasın, anladın mı?
That's why you're here!
İşte bu yüzden buradasınız!
That's not why you're here.
Sizin burada olma nedeniniz bu değil.
That's why you're here.
Sen neden varsın ki?
That's why you're here.
Bu yüzden buradasın.
That's why you're here, isn't it?
Onun için buradasın, değil mi?
It may come as news to you, Major, but that's why we're all here.
Yeni haber değil ama Binbaşı, hepimiz o nedenle buradayız.
That's why you're here.
İşte bu yüzden buradasın.
Than that's why you're here.
Yani bu yüzden buradasınız.
Well, I see, and that's why you're here, old stick.
Anlaşıldı, buraya neden geldiğin, koçum.
It tickled and itched all over, that's why you're standing here now at seven o'clock in the morn!
# Her tarafın kaşınır ve gıdıklanır, bu yüzden buradasın şimdi # Saat sabahın 7'sinde
That that's why you're here :
... burada olma nedeniniz şu :
That man from the State Department's gonna wonder why you're here.
Dışişleri Bakanlığı'ndan olan adam senin neden burada olduğunu merak edecektir.
That's why you're out here now?
Bu yüzden mi burdasın?
That's why we're here, so don't you worry about that.
Yani biz bunun için buradayız. Siz onu hiç dert etmeyin.
That's why you're here...
Bundan dolayı buradasın...
That's why you're here today, striking for peace.
Burada barış grevine gelmeniz, bu yüzden.
That's why you're here, fishing up the past.
Bu yüzden buradasın, geçmişe olta atıyorsun.
Is that why you're here, to tell me it was a mistake?
O yüzden mi buradasın, yanlış yaptığını söylemek için mi?
And that's really why you're here.
Senin burada bulunmanın asıl nedeni de bu işte.
Ah, that's why you're here.
Sen bunun için buradasın!
That's right. That's why you're here.
Doğru, bu yüzden buradasınız.
The fact that my husband didn't recognise you is the reason why he's finding it hard to talk to you about why we're here.
Kocamın sizi tanımamış olmasının sebebi buraya neden geldiğimizi size anlatmakta güçlük çekmesidir.
THAT'S WHY YOU'RE HERE.
Bana ne yapmayı planlıyorsun?
That's why you're here.
Onun için buradasın.
That's why you're here
Bunun için geldin.
And that's why you're here in dunwich?
- Bu yüzden mi Dunwich'e geldiniz?
That's why you're here.
Senin de burada olma sebebin bu.
That's why you're here.
Bu yüzden şu an buradasın.
It's real hard to keep calling you... from a pay phone if you're never there... so that's why I'm calling you from here.
Seni, hiç bulamayıp devamlı ankesörlü telefondan arayıp durmak artık zor gelmeye başladı, o yüzden seni buradan aradıım.
- That's why you're here.
- Neden burada olduğunu biliyorsun.
But you didn't understand it, that's why we're here.
Ama sen bunu anlamadın, burada olmamızın sebebi bu.
Because you're not going to be here anymore, that's why.
Çünkü zaten burada olmayacaksın da bu yüzden.
that's why you're here- - because...
Bu yüzden buradasın- - Çünkü...
Maybe that's why you're here.
Belki de bu yüzden buradasın.
Your job is to report. That's why you're here.
Bu nedenle buradasınız.
Maybe that's why you're here... behind bars.
Belki burada, parmaklıkların arkasında olmanın sebebi budur.
That's why you're here.
Bunun için buradasın.
You're sick? That's why he's here.
Hasta olduğun için burada zaten.
That's why he's rejecting me while you're here.
Bu yüzden sen burdayken beni reddediyor.
That's not why you're here.
Burada olma nedenin bu değil.
that's why 1344
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why i'm asking you 36
that's why i'm here 723
that's why i'm telling you 23
that's why i brought you here 24
that's why i'm asking 41
that's why i came to you 33
that's why i love you 61
that's why i didn't tell you 19
that's why i wanted to talk to you 18
that's why i'm asking you 36
that's why i'm here 723
that's why i'm telling you 23
that's why i brought you here 24
that's why i'm asking 41
that's why i came to you 33