That doesn't help me translate Turkish
100 parallel translation
That doesn't give me much help.
Bunun bana fazla yardımı olmuyor.
Yes, but that doesn't help me, because, you see... I still feel that old fear... that you're not really mine.
Evet ama söyledikleri rahatlamama yetmedi çünkü hâlâ senin gerçek babam olmadığın korkusu içinde yaşıyorum.
- That doesn't help me now.
- Şu anda bana hiç yardımcı olmuyorsun.
That doesn't help me.
Bunun bana bir faydası yok.
Well that's all very well, but it doesn't help me does it?
Pekala açıkca görülüyor ki, bana hiç yardımcı olmayacak değil mi?
When you're finished there... you can help me by pulling... this painfully barbed savage's arrow... first by snipping the head off in the back... and then pulling it from the front, quickly so that it doesn't hurt me.
İşin bitince barbarların şu acı veren okunu çıkarmama yardımcı olabilirsin. Önce sırtımdaki ucunu kes sonra da önden hızlıca çek ki canım çok yanmasın.
That doesn't help me feel better, you know.
Ne diyeceğimi bilmiyorum.
That just doesn't help me at all, but I appreciate the thought.
Bunun bana bir faydası yok ama yine de sağ ol.
I'm a security officer, a good one, but that doesn't qualify me to help you run station operations.
Ben güvenlik subayıyım, iyi bir tanesi, ama size istasyon işlerinde yardım etme vasfı vermez.
It certainly doesn't help me, and I think that- - well, I'm glad you brought this up.
Bu, bu.. Bu kesinlikle bana faydalı bir şey değil. - Bu konuyu açmana sevindim.
And also when a woman comes to me and says... that she doesn't know what she would've done without my help... I know I'm doin'the right job.
Ayrıca bir kadın bana gelip de benim yardımım olmasaydı ne yapacağını bilemeyeceğini söylediği zaman doğru işi yaptığımı anlıyorum.
It doesn't help me that all we ever do is sit in bars.
Barlarda oturmak bana hiç yardımcı olmuyor.
- That doesn't help me. - No.
- Bu hiç yardımcı olmadı.
Busts Wong maybe, but that doesn't help me.
Belki Wong'u yakalar, fakat bu işime yaramaz
- He finally met pinball girl well, good for you, but that doesn't help me with the rest of the girls look, they want April out, Bunny, quite frankly was embarrassed
- Sonunda tilt kızıyla tanıştı. - Senin adına sevindim ama bu diğer kızlarla olan ilişkimi zedeliyor. Bak, April'ın çıkmasını istiyorlar.
Why doesn't that great God of yours help me out of this misery?
Sizin o büyük Allahınız benim için niye bir mucize yapmıyor?
Years ago, Ares said to me that anyone who asked for his help doesn't deserve it.
Ares yıllar önce bana, onun yardımını isteyeninin buna layık olmadığını söylemişti.
That doesn't help me.
- Bunun bana faydası yok!
nah, i prefer being independant of course i'm not sulking, we're just working that's all... yeah he reminds me of you when he says he says he doesn't want his parents to help.
Ben kendi başıma olmayı seviyorum. Elbette darılmadım, sadece çalışıyoruz o kadar... evet. Ailemin bana bakmasını istemiyorum derken bana seni hatırlattı.
That doesn't help me, Ray!
Bu bana yardımcı olmuyor Ray.
That doesn't help me!
Bu bana hiç yardımcı olmuyor!
That doesn't help me, Mike.
Bu bana yardım etmiyor, Mike.
How does that help me? It doesn't.
Peki bu bana nasıl yardımı olacak?
It doesn't help me right now that you're here.
Burada olmanın şu anda bana bir yardımı yok.
It doesn't ha ve anything to do with any case that you're working on... but I thought you might be able to help me.
Üzerinde çalıştığın herhangi bir dava ile ilgili değil ama sanırım bana yardım edebilirsin.
It doesn't have anything to do with any case that you're working on... but I thought you might be able to help me.
Üzerinde çalıştığın herhangi bir dava ile ilgili değil ama sanırım bana yardım edebilirsin.
And if his slim hold on sanity requires that I tolerate his delusions until he can get help, I'll do it. It doesn't diminish me.
Eğer onun pamuk ipliğine bağlı akıl sağlığı yardım alana kadar sanrılarına katlanmamı gerektiriyorsa, tamam.
That doesn't make any sense, because Daniel has been working... with me day and night to help me solve this.
Bu çok saçma, çünkü Daniel olayı çözmeme yardım etmek için... gece gündüz benimle çalışıyordu.
Help me, Nikki, and I'll make sure that this doesn't happen again.
Yardım et, Nikki, bunun tekrarlanmamasını sağlayayım.
Ooh, look at his- - Yeah, you can't tell me he doesn't need my help. Check out that lady over there.
Hey, hey, hey.
That doesn't help me understand why we're working with them or keeping them alive.
Evet, ama yine de neden onlarla birlikte çalıştığımızı anlamıyorum. Hatta onların hala sağ olmasını bile.
I don't think you wanna hurt anybody again but you gotta help me make sure that doesn't happen.
Bir daha birine zarar vermek istediğini sanmıyorum. Ama bunun olmamasını sağlamam için yardım etmelisin.
He knows how to lead. It's just that if he's not going to ask his cabinet for help, or the leadership, it comforts me somewhat that he's in good hands. President Logan doesn't have any problem leading.
Logan'ın yönetmekle ilgili problemi yok.
That doesn't help me.
Hala anlamıyorum.
That doesn't help me.
Bunun bana bir faydası olmaz.
Awesome baller... that doesn't really help me.
- "Harika topçu." Pek açıklayıcı olmadı. Biraz yardım edebilir misin?
- That doesn't help me right now. I'm sorry for that too.
- Bunun şu anda bir faydası olmuyor ama.
But That Doesn't Help Me.
Ama bunun bana yardımı yok.
That doesn't help me.
Bu bana yardımcı olmaz.
Unfortunately, that answer doesn't help me.
Malesef, bu cevabın bir faydası yok.
Dan, if you want me to help you draft another version of it that doesn't shanghai every troubled kid in your area, I'll be happy to.
Dan, eğer belaya bulaşmış her çocuğun zorla kapatılmayacağı başka bir taslağında yardımcı olmamı istiyorsan memnuniyetle.
That doesn't help me much.
Pek yardımı olmuyor ama.
That doesn't help me.
Bu hiç yardımcı olmadı.
How can I rely on sarah to help me if she doesn't even know that I have any problems?
Problemlerimi önemsemediği sürece Sarah'ya nasıl güvenebilirim ki?
That doesn't help me.
Yardımcı olmaz.
- That doesn't help me.
Benim işime yaramaz.
No offense, Father. Look, the point is that just doesn't help me out at all right now.
Alınmayın ama Peder konu şu ki söylediğiniz hiçbirşeyin şu an itibariyle bana zerre faydası yok.
The fact that you're jealous and possessive doesn't help me, at all.
Kıskanç olman ve sahip çıkmak istemen hiç yardımcı olmuyor.
That doesn't help me.
Bana yardımı olmuyor.
Doesn't help me, my family or Sam Crow that this gets out.
Ortaya çıkmasının bana, aileme ya da Sam Crow'a yardımı dokunmaz.
Something that makes me think that... he maybe just doesn't want to help me rule the netherworld by my side.
Bana cehennemi yönetirken yanımda olmayıp yardım etmek istemediğini düşündürtecek bir şey eksik.
that doesn't seem fair 27
that doesn't exist 18
that doesn't make any sense 402
that doesn't matter 341
that doesn't sound like you 29
that doesn't bother you 34
that doesn't sound good 109
that doesn't even make sense 56
that doesn't make it right 29
that doesn't sound right 46
that doesn't exist 18
that doesn't make any sense 402
that doesn't matter 341
that doesn't sound like you 29
that doesn't bother you 34
that doesn't sound good 109
that doesn't even make sense 56
that doesn't make it right 29
that doesn't sound right 46