That is a great idea translate Turkish
171 parallel translation
A party. I think that that is a great idea.
Bence parti harika bir fikir.
MURDOCK : Herman, that is a great idea.
Herman, bu harika bir fikir.
That is a great idea, because there's nothing to talk about!
Bu harika bir fikir, çünkü konuşulacak birşey yok!
Rose, that is a great idea.
Rose, bu harika bir fikir.
That is a great idea.
Harika bir fikir.
That is a great idea.
Bu müthiş bir fikir.
That is a great idea.
Bu müsis bir fikir.
That is a great idea.
İyi fikir.
That is a great idea, Harry.
Harika bir fikir, Harry.
That is a great idea!
- Gördün mü? - Bu harika bir fikir!
That is a great idea.
- Bu fena fikir değil.
That is a great idea.
- Bu harika bir fikir.
- That is a great idea. - Do let me join you.
Buharika bir fikir.
[laughs] I think that is a great idea. That's got some serious performance potential. This is what we can do our whole piece on.
Harika bir fikir Bu ciddi bir gösteri potansiyeli Bütün piyesimizi bunun üzerine kurabiliriz.
- That is a great idea.
Harika bir fikir.
I think that is a great idea.
Bu çok iyi bir fikir.
That is a great idea.
Bu harika bir fikir.
I think that that is a great idea.
Bence harika bir fikir.
That is a great idea, sir.
- Müthiş bir fikir, Efendim.
- That is a great idea, Mr. White.
- Bu harika bir fikir, Bay White.
Whit, that is a great idea.
Whit, bu çok iyi bir fikir.
That is a great idea.
Çok güzel bir fikir..
You know, that is a great idea.
- Aslına bu harika bir fikir.
Yes, that is a great idea!
Evet, mükemmel bir fikir.
- Oh, Chuck, that is a great idea.
- Chuck, harika bir fikir.
Oh, that is a great idea, a great idea - - genius!
Oh, bu harika bir fikir, zekice!
That is a great idea.
Çok güzel bir fikir.
That is a great idea.
Harika fikir.
Very well, if that's how it is, I have an idea, a great idea.
Çok iyi, madem öyle, bir fikrim var, müthiş bir fikir.
It is therefore that the campaign in the Norway it was acceptable for Chamberlain, therefore it kept the long-distance war e kept moved away idea of a great confrontation, of a repetition of the battles of Passchendaele or Soma.
Chamberlain'in Norveç operasyonunu kabullenmesinin gerçek sebebi de belki de buydu. Savaşı Britanya'dan uzak tutmak. Böylece, Passchendaele veya Somme meydan savaşları gibi geniş cephe savaşları belki de yaşanmayacaktı.
Besides... They should get accustomed to the idea that it's is a serious, difficult art, with great sacrifices.
Ayrıca bu işin büyük fedakârlık isteyen....... zor ve ciddi bir iş olduğu fikrine....... alışmaları gereklidir.
had this great idea that they all get together, and, well, I don't really know what it was about, but the important thing is they were all together, and they did it as a family.
Az önce Rin Tin Tin'in koca bir ülkeyi kurtarışını izledin. Çok ilham vericiydi, değil mi? Hiç değilse kafanı kaldırıp bana bakabilirsin tembel pire torbası.
Is that a great idea?
Harika bir fikir değil mi?
- That is a fucking great idea.
Çok güzel bir fikir.
The most important part is telling them you have that one great idea... and that a senior broker's gonna call them back in a month.
En önemli şey adama harika bir fikrin olduğunu ve bir brokerın onu bir ay içinde arayacağını söylemek.
You know, the only idea that I have is that one day, maybe sooner, maybe later, I'm gonna make a great mom.
Bugünden çıkardığım tek düşünce er ya da geç bir gün harika bir anne olacağım.
You can talk all day about a great idea or a solution to a problem, or something that you think is an interesting feature for Linux to have but you gotta show us something concrete. Show me a piece of code that does that. Something that's tangible that I can test myself so I can try it out and I can think about what it is.
bana deneyebileceğim somut bir kod parçası verilmesi gerekiyor ki ben de bunu değerlendirebileyim
No, I know, Jeff, I know it's a great idea. That's not what the issue is.
Hayır, biliyorum Jeff, harika bir fikir olduğunu biliyorum, konu bu değil.
And that is, you know, as soon as something touches them, these white threads come out of the end of it, and Steve-O and Chris thought it was a great idea.
Ve bu da, bilirsiniz, biri onlara dokunur dokunmaz uçlarından beyaz iplikler çıkar. Ve, ah, Steve-O ve Chris bunu harika bir fikir olduğunu düşündüler.
That is a great idea. Thanks. Come on.
- Harika fikir.
That is a great, great idea.
Bu harika, harika bir fikir.
That is a great idea.
Evet.
That... is a great idea.
Bu... harika bir fikir.
Casey, I think that this whole retreat thing is a great idea and everything, but I got, like, 25 interviews set up.
Casey, bu gezi işi iyi bir fikir ama yaklaşık 25 görüşmem var.
Writing that book is a great idea.
O kitabı yazmak harika bir fikir.
- Listen, when there's - you know what some people are doing, that I personally think is a really great idea, is they're bringing in displaced families.
... ki bence bu harika bir fikir, evsiz kalan insanları evlerine alıyorlar.
That is such a great idea, Troy.
Harika bir fikir Troy.
You probably realize, too, it's not a great idea to get yourself involved in a lawsuit that's gonna cause you that much additional pain. And you know this is gonna get you nowhere.
Sana fazladan acı çektirecek bir davaya bulaşmak istemezsin ve bu sana bir şey de kazandırmayacak.
That is a great idea.
Harika bir fikir!
Pick up the phone it ´ s me, Xime again. I don ´ t know if you got my message yesterday well the thing is... I mentioned to lñigo that it would be good to come see you and he thought it was a great idea.
Telefonu aç. Yine ben, Xime. Dünkü mesajımı alıp almadığını bilmiyorum.
That, sir, is a great idea.
İşte bu bayım, harika bir fikir.