That wasn't part of the plan translate Turkish
42 parallel translation
That wasn't part of the plan.
Bu planın bir parçası değildi.
That wasn't part of the plan, now was it, Buldeo?
Bu planın bir parçası değildi, şimdi parçası mı Buldeo?
That wasn't part of the plan. It's the new plan.
- Bu planın bir parçası değildi.Ama yeni planımın bir parçası.
That wasn't part of the plan!
Bu planın bir parçası değildi!
- That wasn't part of the original plan.
- Bu parça değil iyi bir plan.
Please tell me that wasn't part of the plan.
Lütfen bana bunun, planın bir parçası olmadığını söyleyin.
We do things my way... or nobody gets nothing. That wasn't part of the plan. Well, fuck the plan!
Siktret planı, arabayı daima hazır beklet.
That wasn't part of the plan, Bucum.
Bu planın parçası değildi, Bucum.
- That wasn't part of the plan.
- Bu, planın bir parçası değil.
That wasn't part of the plan.
Planda öldürmek yoktu.
But that wasn't part of the plan.
Ama bu planın bir parçası değildi tabi.
That wasn't part of the plan.
Bu planın bir parçası değilmiş.
That wasn't part of the plan.
Planın bir parçası değildi.
- That wasn't part of the plan.
- Bu planın bir parçası değildi.
No, Evan, that Wasn't part of the plan.
Hayır, Evan. Planda bu yoktu.
OK, that wasn't part of the plan.
Tamam, bu planın bir bölümü değildi...
That wasn't part of the plan, was it?
Planının bir parçası değildi ya?
That wasn't part of the plan.
Bu planın parçası değildi.
That wasn't part of the plan.
Planın parçası değildi.
That wasn't part of the fucking plan.
Bu lanet olası planda yoktu!
That guy with the ring, he wasn't part of the plan.
Şu yüzüklü adam, o planın parçası değildi.
That wasn't part of the plan, man.
Bu planımızın bir parçası değildi, dostum.
That wasn't part of the plan.
Planda böyle bir şey yoktu.
Though that wasn't part of the plan, it is still well within our calculations.
Tam planlandığı gibi gitmedi ama bu kadar hata payı bırakmıştık zaten.
Killing that guy wasn't part of the plan.
O adamı öldürmek planda yoktu.
That wasn't a part of the plan.
Planda böyle bir şey yoktu.
That wasn't part of the plan, was it?
Bu, planın bir parçası değildi, değil mi?
That wasn't part of the plan, was it?
Planında bu yoktu, değil mi?
That wasn't part of the plan.
Planlarında o yoktu.
Well, that wasn't part of the plan.
O benim planımın bir parçası değildi.
- That wasn't a part of the plan.
Planın parçası değildi.
That wasn't a part of the plan.
Planın parçası değildi.
- No. No. No, that wasn't part of the plan.
Hayır, plân böyle değildi.
That wasn't part of the plan.
Plan böyle değildi.
That wasn't part of the plan, was it?
Bu planın bir parçası değildi, değil mi?
That wasn't part of the plan!
Böyle planlamamıştık.
Open it up. That wasn't part of the plan, leave it.
- Plana uygun davran bırak şunu.
The Castaños are crazier than ever, and that wasn't part of the plan.
Castanolar ipin ucunu kaçırdılar ve bu planda yoktu.