English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / That wasn't your fault

That wasn't your fault translate Turkish

156 parallel translation
That wasn't your fault.
Düşmesi sizin suçunuz değildi.
No, Lana, it wasn't your fault. it - it just happens that way sometimes.
Hayır, Lana. Bu senin hatan değildi. Bazen işler bu şekilde olur.
It wasn't your fault, but you didn't get that love.
Sizin suçunuz yoktu ama bu sevgiyi görmediniz.
Hell, it wasn't your fault, I know that.
Bu, senin hatan değildi.
It wasn't your fault, man. Tell that to them.
Bu senin hatan değildi, dostum.
I'm sure it wasn't your fault that your salad had a cockroach in it.
Hayır. Eminim salatada hamamböceği olması sizin suçunuz değildir.
And you know why. That wasn't your fault.
- Senin hatan değildi.Tanrım hastanede geçirdiğin 3 ay yetmedi mi?
It wasn't your fault, remember that.
Senin suçun değildi, bunu unutma.
That wasn't your fault.
Senin suçun değildi, tatlım.
That wasn't your fault.
Senin suçun değildi.
It seems I overreacted to something that wasn't your fault.
Hatan olmayan bir konuda seni suçladım. Teşekkürler efendim.
Look, that last shot wasn't your fault, okay?
Bak, o son atış senin hatan değildi tamam mı?
I didn't want you to take the blame for something that wasn't your fault.
Senin hatan olmayan bir şeyin sorumluluğunu üzerine almanı istemedim.
TO SOMETHING THAT WASN'T YOUR FAULT.
Sizin hatanız olmayan bir şeyi.
Look, I don't wanna be a hard-on about this, and I know it wasn't your fault, but I just thought it was fair to tell you that Gilbert and I will be submitting this to the league
Bak, bu olayı yokuşa sümek istemiyorum. Ve, senin hatan olmadığını biliyorum... Ama, sana söylemenin doğru olacağını düşündüm,
That wasn't your fault, though, okay?
Ama senin hatan değil, anladın mı?
Xena... That wasn't your fault.
zeyna... bu senin hatan değildi.
You know, Amarice, that wasn't your fault.
Biliyorsun Amarise, bu senin hatan değildi.
Oh, son, that wasn't your fault.
Oğlum, senin suçun değildi.
- Dawson, that wasn't your fault.
- Dawson, bu senin suçun değildi. - Evet, benim suçumdu.
That wasn't your fault, okay?
Senin hatan değildi, tamam mı?
It wasn't your fault that Wizard got wiped out.
Wizard'ın yok olması senin hatan değildi.
- That wasn't your fault.
- O senin suçun değildi.
- That wasn't your fault.
- Onlar senin hatan değildi.
What happened at that restaurant wasn't your fault,
O restoranda olanlar senin kabahatin değildi.
Well, if that's how it went down, then it wasn't your fault.
Olay böyle olduysa, senin suçun yoktu demektir.
IT WASN'T YOUR FAULT. OH, GOD, THAT OLD BIDDY WHO WRESTLED ME FOR THIS THING,
Tanrım, kart karı şunun için resmen benimle güreşti.
- That wasn't your fault.
- Senin hatan değildi.
What apocalypse and mystique did to you... that wasn't your fault.
Apocalypse ve Mystique'in sana yaptıkları senin hatan değildi.
It wasn't your fault she did that.
Bu onun hatası senin hatan değil.
Forget your mistake that day It wasn't your fault
O günkü hatanı unut. Senin hatan değildi.
Look, I just wanted to say that what happened, it wasn't your fault
Bak, tek söylemek istediğim, senin suçun değildi.
Well, I am screwed up. But that wasn't your fault.
Mahvoldum ama bu senin suçun değildi.
I know that it wasn't your fault.
Senin hatan olmadığını biliyorum.
- Natalie. - That wasn't your fault.
- Bu senin hatan değildi.
I'm sure that wasn't your fault.
Senin hatan değildi.
That wasn't your fault.
Bu senin suçun değildi.
look, i don't want to be a hard-on about this, and i know it wasn't your fault, but i just thought it was fair to tell you that gilbert and i will be submitting this to the league
Bu konuyu uzatmak istemiyorum ve hatalının sen olmadığını biliyorum. Sadece sana söylemem iyi olacak.
It sounds like that accident wasn't even close to being your fault.
Uzaylı gibi, bir üniversite kampüsünde yaşayan evsiz bir adam.
Oh, child, that divorce wasn't your fault.
- Çocuğum, o boşanma senin suçun değildi.
And everybody's been saying that it wasn't your fault.
Herkes olanların senin suçun olmadığını söylüyordur.
What happened up yonder at the house, that wasn't your fault.
Evde olanlar senin suçun değildi.
And how many times did I tell you that it wasn't your fault she got hurt?
Ve sana kaç defa söyledim, yaralanmasından sen suçlu değilsin diye?
He wants you to know that everything that happened wasn't your fault.
Bütün olanlar senin hatan olmadığını bilmeni istemiyor
- That night wasn't your fault.
- O gece olanlar senin suçun değil.
I heard you told Reeves that it was your fault, - and it wasn't.
Reeves'e kazanın senin suçun olduğunu söylemişsin ve öyle değildi.
That wasn't your fault.
Senin hatan değildi.
The important thing is is that you know this wasn't your fault.
Önemli olan bunun senin hatan olmadığını bilmen.
It wasn't your fault that Justin enlisted.
Justin'in orduya kaydolması senin hatan değildi.
I told you, that wasn't your fault.
- Dedim ya, senin hatan değildi!
Your position... is that the collapse of your company wasn't your fault, is that right?
Size göre şirketinizin batması sizin suçunuz değildi, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]