The next thing i know translate Turkish
810 parallel translation
I had hold of her hat once... the next thing I know, I'm all tired out.
Bir anlık şapkasını kavrar gibi oldum... sonrasındaysa yorgunluktan bittiğimi hatırlıyorum.
The next thing I know, there was a man lying dead on the floor.
Kafamı kaldırınca yerde yatan bir adamı gördüm.
The next thing I know, he goes out the door, and that's the last time I ever saw him.
Bildiğim bir sonraki şey, kapıdan çıkıp gitmesi, ve bu onu son görüşüm oldu.
"Oh, sit down, young man," she says to me, and the next thing I know me fingertips is on the planchette with hers and her eyes looking into mine.
"Oh, otur, delikanlı," dedi bana, ve bildiğim bir sonraki şey parmak uçlarımın onunkilerle birlikte tahtanın üzerinde olduğu ve gözlerinin benimkinin içine baktığıdır.
So I done like she told me... and I was reachin'... when the next thing I know, she grabbed me around the legs.
Ben de dediği gibi yaptım... ve yukarı uzanırken... birden bacaklarıma sarıldı.
The next thing I know, everybody's going ahead of me in this line.
Biraz sonra sıradaki herkes benim önüme geçti.
The next thing I know I was across the border shooting with everybody and yelling, "Viva Mexico."
Bildiğim bir başka şey, sınırın öbür tarafına ateş ederek, herkesle beraber bağırarak, "Çok yaşa Meksika."
So the next thing I know, we're getting off the train together in New Orleans.
Sonra hatırladığımsa, New Orleans'ta beraber trenden indiğimizdi.
The next thing I know, I wake up in that hospital bed with you sitting there, thinking up questions!
Sonra hatırladığım tek şey, hastane yatağında yatarken sizin bana bu soruları soruşunuz!
The next thing I know That coyote's at my door
Sonra bir baktım, çakal kapımda
The next thing I know, this mysterious man, the one you look so much like, Garthe, he wouldn't leave me alone.
Sonrasında bildiğim tek şey, şu gizemli adam oldu. Hani şu sana benzettiğim kişi vardı ya, Garthe. Bir an olsun peşimi bırakmıyordu.
And I went for the gun, and then the next thing I know, there's this huge explosion.
Ve silaha uzandım ve sonra tek hatırladığım büyük bir patlama olduğuydu.
And the next thing I know... you decide about me not having socks on... the day before, and you throw a fit.
Sonrasında tek hatırladığım şey bir gün önce giydiğim çoraplarımı giymeme izin vermediğin ve bunun yüzünden küplere bindiğin.
The next thing I know, I'm in the Bahamas.
Ardından bir baktım ki Bahamalar'dayım.
Listen... I was with someone, and we got shanghaied. The next thing I know, I...
- Dinle... biriyle beraberdim... saldırıya uğradık ve burada uyandım.
The next thing I know, I couldn't hear out of this ear.
Biliyorum, sonraki şey, dışarıdakileri duyamadım.
The next thing I know, I'm on the floor, and he's standing there like he's the one that needs help.
Daha sonra tek bildiğim, yerdeydim, ve o orda öylece duruyordu sanki yardıma ihtiyacı olan oymuş gibi.
The next thing I know he's collapsed.
Sonra düştüğünü biliyorum.
And the next thing I know, it's just him and me.
İlk aklıma gelen şey, dünyada sadece o ve ben varız.
The next thing I know, somebody's left hook is on my chin.
Sonra tek hatırladığımsa, birisinin sol kroşesini çeneme yiyişimdi.
The next thing I know, you're polishing my shoes with Dom Pérignon.
Ve sonra, ayakkabılarımı Dom Perignon'la cilalayacaksın.
Well, he goes at it, and the next thing I know he sucked my earring down his throat.
Neyse hemen başladı ve bir baktım... küpemi çekip yutmuş.
She's yelling, and the next thing I know she throws a big can of chocolate syrup all over my new red shirt.
Bağırıyordu, ve bir de baktım bir kova dolusu çikolata sosunu yeni kırmızı gömleğimin üstüne döktü.
"Listen, Marlene." The next thing I know, I'm in the middle of it.
"Dinle Marlene." Sonra tek hatırladığım, tam içindeydim.
The next thing I know, this one's bashing me for having an affair... and this one's bashing me for being some kind of... gift-wrapped pervert?
Sonra hatırladığım şey birinin bana aşk ilişkisi sanıp vurduğu diğerinin de bir tür hediye sapığı gibi bir şey sanıp vurduğuydu.
Then I helped Simms close up and the next thing I know, we're outside, and I hear this sound and I
Sonra Simms'le kütüphaneyi kapattık. Dışarı çıktık ve birden bir ses duydum.
You know, I was watching Entertainment Tonight and suddenly, you know, I got dizzy and the next thing I know, I hit my head on the coffee table.
Entertainment Tonight'ı izliyordum ve birden, başım dönmeye başladı ve sonra hatırladığım tek şey, kafamı kahve sehpasına çarptığımdı.
The next thing I know, I'm on the FBI's most-wanted list.
Sonraki bildiğimse FBI'ın en çok arananlar listesinde olduğum.
The next thing I know you're pointing a.357 at me... and there's two guys dead on the ground.
Bundan sonra gördüğüm bana doğrulttuğun.357... ve yerde yatan iki ölü adam.
The next thing I know, I'm a councilman.
Sonra bir baktım meclis üyesiyim.
The next thing I know, I'm tangling with half the Union army.
Sonra bildiğim ilk şey, birlik ordusunun yarısıyla uğraştığımdı.
Next thing I know, the major was standing alongside me, firing and loading.
Hatırladığım şey, binbaşı yanımda ayakta duruyordu ve silahını doldurup ateşliyordu.
Next thing I know, the doctor's fixing me up.
Tekrar uyandığımda, yanımda bir doktor vardı.
Next thing I know, the wagon is fixed.
Daha sonra bildiğim tek şey, bileti kesilmişti.
The next thing I know, there's a big shipment in... and Santo is in charge of it all,
Sonra bir duydum, koca bir parti mal geliyormuş.
Next thing I know, you'll be swinging from the bell rope.
Korkarım şimdi de çan halatıyla sallanacaksın.
Next thing I know, he locked the door, took the truck.
Diğer bildiğim, kapıyı kilitlediği, kamyonu aldığıdır.
Well, he... he left, see. His secretary went out and I was alone in the waiting room. And next thing I know, I was in his office.
O gittikten sonra sekreteri de çıktı bekleme odasında yalnız kaldım sonrasında hatırladığım ofisindeydim.
I mean, the next thing you know, you'll be wearing a bra on your head.
Bir dahaki sefere kafana sütyen giyersin!
You're going to cry some more, and I'll comfort you some more, and the next thing you know, uh, your pantyhose will be hanging from the lamp.
Sen biraz daha ağlayacaksın, ben seni biraz daha teselli edeceğim. Ve daha ne olduğunu anlayamadan çorabın bir lambaya asılı olacak.
Next thing I know, the baby ain't about to wait.
Ama bebek beklemek istemedi.
And the next thing you know, I'm feeling my way to the toilet.
Sonra tuvalete koştum.
Next thing I know, Julius is caught trying to escape, claims The Flash broke him out.
Sonrasinda ise, Julius kaçmaya çalisiyor ve onu disari Flash'in çikardigini iddia ediyor.
The only thing I do know, Geordi,..... is that it's very possible that you will be next.
Bildiğim tek şey, Geordi,... sıradakinin büyük ihtimalle sen olduğu.
Finally meet the man of my dreams, next thing I know, he's on a plane to Brazil.
Rüyalarımın adamıyla tanıştım. O şimdi Brezilya'ya giden bir uçakta.
The next thing you know, you're taking CAT scans and it spreads to the lung and the liver. I'm sorry.
Ve sonra tomografilere girdi, hastalık akciğer ve karaciğerine yayıldı.
- Next thing you know, I'm in the jungle.
- Sonraki bildiğin şey, cangıldayım.
I jumped in the street to avoid gettin'hit... by a rack of summer casuals, and then next thing you know- - boom- -
Elbise standına çarpmamak için caddeye fırladım.
Next thing I know, I'm in the tunnel of light with Grandma and Elvis at the other end.
Bir baktım ucunda büyük annem ve Elvis'in beklediği bir ışık tünelinde süzülüyorum.
And the next thing I know...
Sonra...
Next thing I know, there's this big old rifle butt floating down out of the sky, just kind of taking its time like I had all day to get away from it.
En son hatırladığım şey, havada eski tüfek dipçiğinin süzülmesiydi. Sanki kaçmak için tüm günüm varmış gibi bekliyordu.