Themes translate Turkish
273 parallel translation
Master, in what themes do you find inspiration?
Üstadım, hangi temalardan ilham alıyorsunuz?
I don't paint themes.
Ben temaları tasvir etmiyorum.
- Yeah... we're headed straight up the Themes.
- Evet... Doğruca Thames Nehri'ne gidiyoruz.
But one thing I do understand - you're hunting for themes. Your own daughter's mental illness.
ama bir şeyi anlıyorum, bir konu peşinde koşuyorsun o da kızının akıl hastalığı.
We won't recite written texts, we'll just improvise mis en scene experiments on themes, events or well-known theatrical works.
Metinlerden ezber yapmayacağız, Mizansen temalar üzerine denemeleri, olayları ya da ünlü tiyatro eserlerini doğaçlayacağız.
When man is happy, the meaning of life and other eternal themes rarely interest him.
İnsan mutlu olduğu zaman, hayatın anlamı ve diğer ölümsüz temalarla nadiren ilgilenir.
There are gigantic themes here, worthy of Dostoyevsky.
Burada devasa temalar var Dostoyevsky'ninkiler kadar değerli...
Possible themes for the prom.
Olası balo temaları.
Working simultaneously on themes of love pain, despair and death searching for the ever-elusive artistic solution to the expression of his feelings
Eş zamanlı olarak aşk, acı çaresizlik ve ölüm temalarıyla duygularını ifade etmek için akıla gelmeyecek sanatsal çözümler arayan Edvard Munch, zamklı boya tekniğine başvurur.
The technical brilliance of Klinger's work its painstakingly studied detail, its use of black and white masses its fashionable though superficially treated themes of eroticism and despair, intrigue Munch and reinforces his desire to treat a similar cycle
Klinger'ın eserindeki teknik ihtişam titizlikle çalışılan detaylar, siyah ve beyaz tonların kullanımı sosyetik olsa da yüzeysel olarak erotizm ve ümitsizlik temaları Munch'u ayarttı ve aynı yöntemi kullanma hevesini körükledi.
Much of the tension in Edvard Munch during these years is his search for a "knot" to tie together the disparate themes of his Life Frieze to explain and clarify and unite them,
Edvard Munch, bu yıllarda oldukça gergindi araştırması, düğümlerin beraber bağlanması Yaşam Efriz'inin farklı temalarını açıklamak, aydınlatmak ve onları birleştirmekti...
He uses the grain in the wood and takes again the familiar themes of the Frieze of Life reducing them to an essential force and simplicity for which he has been searching for 10 years,
Ağaçtaki parçaları kullanıyordu ve tekrar Efriz Hayat'ın temalarını yakalıyordu içindeki temel gücü ve basitliği indirgiyordu ki on yıl boyunca bunu aradı.
He is torn by the themes of jealousy and suffering by the thought of his own death and his descent into a literal Hell,
Kıskançlık ve ızdırap temaları, kendi ölümünün düşüncesi ve edebi bir cehenneme düşüş arasında sıkışıp kalmıştı.
The themes of space and time are intertwined.
Uzay ve zamanın öğeleri iç içe geçiyor.
Inspired by a legend and themes from DER GOLEM by Gustav Meyrink.
Gustav Meyrink'in DER GOLEM adlı eserinden ve aynı isimli efsaneden esinlenilmiştir.
I have your Christmas themes for you.
Noel kompozisyonlarınızı okudum.
Yet it was also one man's story... and all the themes of our culture were there... heroism, will, things like that... but when you look back on it, it was very strange.
Her ne kadar sadece bir insanın hikayesi olsa da... kültürümüzün bütün temalarını içeriyordu- - kahramanlık, arzu, bu tür şeyler- - ama dönüp tekrar baktığınızda, gerçekten çok garipti.
Surely you can choose more elevated themes.
Sonuçta kendinize yüce konular seçebilirsiniz.
Well, that I thought was the least successful of all the underlying themes.
Bence bu bütün asıl temalar içinde en başarısızıydı.
Albrecht and Gustavus will provide the major themes, while...
Albrecht ve Gustavus ana hatlara destek sağlarlar, biz de...
I'm trying, but all that keeps going through my mind is old ball games and old TV themes.
Deniyorum,... ama tüm aklımdan gelip geçenler eski maçlar ve eski diziler.
It touched on one of the major themes : love.
En önemli konulardan birine değinmiş ; sevgi.
All the great themes have been used up... turned into theme parks.
Bütün müthiş fikirler harcandı... fikir sirkine dönüştürüldü.
Eight themes.
Sekiz parça var.
Now, is there anything in particular you guys want me to hit on in the service - like themes, ethnic traditions, theological concepts?
Simdi sizin benden özel vurgu yapılmasını istediğiniz bir şey var mı? Temalar gibi, etnik gelenekler, teolojik kavramlar?
One of my campaign themes would be that everybody should wear nametags to make the city friendlier.
Kampanyamın slonganlarından biri herkesin isimleri yazan etikler takması olurdu, daha arkadaşca olurdu.
It's a special report on children's birthday party themes... taped on location... at 8-year-old Davy Robbins'party... exclusively for our "Video View" collection.
Çocuklarımızın doğum günü konularıyla ilgili özel bir haber... Video View koleksiyonumuz için özel olarak 8 yaşındaki Davy Robbins'in partisinde çekildi.
Now, I'm going to read the themes now raise your hands to vote.
Şimdi temaları okuyacağım. Oy vermek için elinizi kaldırın.
Look at the common themes playing out on the holodeck.
Sanal güvertede tekrarlanan konuya dikkat edin.
Get back where you belong. His strongest films were variations ona few themes and characters.
Onun en güçlü filmleri birkaç tema ve karakter etrafında döner.
I mean, there were opportunities, there were projects... that allowed for the expression of different sensibilities, offbeat themes or even radical political views, particularly when the fiinancial stakes were minimal.
Farklı anlayışları ifade edebilmeye olanak sağlayan projeler ve fırsatlar vardı. Özellikle ekonomik çıkarlar minimum tutulduğunda alışılmadık temalar, hatta radikal politik düşünceler bile filme çekilebilirdi.
Adult themes and images were too often curtailed or suppressed.
Yetişkin temalar ve görüntüler ya kısaltılıyor ya da yasaklanıyordu.
I mean, there were characters, plot lines, themes, a motif.
Karakterler, replikler, temalar, bir motif falan vardı.
The subtextual themes when the queen orders "off with her head" or the prince awakens Sleeping Beauty with a kiss are what Freud would describe as death wish imaginings.
Satır aralarına bakarsanız, Kraliçe'nin "Kafasını uçurun!" demesi ya da Prens'in, Uyuyan Güzel'i bir öpücükle uyandırması Freud'un ölüm öncesi son arzuları olarak düşünülebilir.
This is a complex number, full of mythic themes.
Bu biraz karışık bir gösteri, mitolojiden alıntılar var.
It is her fifth, Miss High-and-Mighty, but they each had very different themes.
Beşinci nikahı Bayan Kendini Beğenmiş. Ama düğünlerin hepsinin farklı bir teması vardı.
In Red Letter Day, I touched on these themes but I was too green.
"Red Letter Day" de, ilk kitabım, bu konuları işledim ama çok çiğdim.
Right, reintroduce you publicly, is to revisit some of your older themes.
Evet, halka tekrar takdim etmek için eski konularını tekrar ziyaret edeceğiz.
I was a little unclear about some of the themes.
Etrafta biraz karışık temaların bir kısmıydım.
Why dwell on these negative themes?
Neden bu olumsuz konulara saplantılıyız?
We're trying to develop themes for each area up here :
Buradaki her iş için bir tema yaratıyoruz :
I know the magazine portrays simple themes, but you were always good.
Derginin basit konuları anlattığını biliyorum, ama sen her zaman iyiydin.
Why don't you go back to writing the old themes?
Neden eski konularını yazmaya geri dönmüyorsun?
However, be forewarned its plot is blood-soaked its characters depraved and its themes, unwholesome at best.
Ama sizi önceden uyarayım. Hikâyesi kanlı. Karakterleri ise ahlaksız.
Hitchcock themes can serve.
Hitchcock'un temaları sana yardımcı olabilir.
What themes can be discussed here?
Burada hangi temalar tartışılabilir?
Many poets can turn a phrase, but most of them don't have the balls to tackle the really great themes.
Bir çok şair şiir yazabilir ancak bir çoğunun, gerçekten iyi bir konuyla uğraşacak t.şşakları olmuyor.
Variations on themes of short novels by M.V. Hohol and Ukrainian folk bales
Nikolay Gogol'un eserinden
Based on themes from a story by Cornell Woolrich
Cornell Woolrich'in öyküsündeki olaylara dayanmaktadır.
Now is the time to get back to the old themes.
Şimdi eski konulara geri gelme zamanı.
I'm not sure I even know what the "really great themes" are.
Gerçekten iyi bir konunun ne olduğunu bildiğimden bile emin değilim.