Theoretical translate Turkish
685 parallel translation
- That's mostly on the theoretical side?
Daha çok teorik yani miydi?
Just a theoretical little murder, you know.
Sadece kuramsal küçük bir cinayet, biliyorsun.
Uh, purely theoretical, of course.
Nasıl? Tamamen teorik olarak elbette.
They have the votes. Mr. Bunce, you don't have to convince me on theoretical grounds.
Bay Bunce, kuramsal açıdan beni ikna etmen gerekmiyor.
War games... ... theoretical invasions.
Savaş oyunları teorik istilalar.
It is not theoretical.
Teorik birşey değil.
- It's highly theoretical, Ben.
- Biraz fazla kuramsal.
- Theoretical?
- Kuramsal mı?
Especially important here is this most valuable discovery of a work by Antiphon, an actual piece of theoretical prose by a sophist.
Özellikle de burada önem arz eden şey, bir sofist metninin hakiki örneği olan Antiphon'un bir çalışmasının en değerli keşfidir.
On the theoretical level, you could've published something.
Teorik anlamda bir şeyler yayınlayabilirdiniz.
It's never been tested. It's a theoretical relationship between time and antimatter.
Zaman ve karşıt madde arasındaki teoritik ilişki.
The... theoretical... base... which... serves... as... a guide... in... our... thinking... is... Marxism...
Dü şün ce mi ze rehber lik eden kuram sal dayanak Leninizm'dir.
But the theoretical lessons belong to all Communists.
Ama barındırdığı kuramsal dersler ve siyasetler bütün komünistlere aittir.
Then the attack by Vendikar was theoretical?
- Saldırı bir teoriden ibaretti.
Not necessarily. I've heard of the theoretical possibility of life based on silicon.
Silikona dayalı hayat olasılığını duymuştum.
I should charge you for this But since it's on a theoretical basis, let's just call it a free consultation
Senden bunun için para almalıyım fakat kuramsal düzeyde olduğu için, gel buna bedava konsültasyon diyelim.
Action always came before a theoretical formulation.
Eylemler, teorik formülasyonlardan önce gerçekleşti.
As a matter of fact, I read your paper on the theoretical limits of breeder reactors, and I found it brilliant.
İşin doğrusu, üretken reaktörlerin teorik sınırları üzerine olan yazınızı okudum ve çok zekice buldum.
I have completed the assignment, captain. - A theoretical incursion into...
- Teorik kısmını tamamladım...
And as usual, your theoretical evaluations do not tally with mine.
Her zamanki gibi, değerlendirmen benimkiyle uyuşmaz.
Since our dispute is of purely theoretical character,
Bizim anlaşmazlığımız sadece teorik yaklaşımlardan kaynaklanıyor,
Today's war games of a theoretical attack on Pearl Harbor clearly show the need for six carriers in the attack force.
Günümüzde, Pearl Harbor'a teorik saldırı amaçlı savaş oyunları, saldırı kuvveti olarak altı uçak gemisinin gerekliliğini açık bir biçimde göstermektedir.
Clearly, then, the film will be both theoretical :
O halde film açıkça hem kuramsal...
Well, in a theoretical sense,... yes.
Şey, teorik olarak... evet.
Only theoretical interest.
Teorik bir ilgi diyelim.
Theoretical curve.
Kuramsal eğri.
It's all theoretical.
Hepsi birer teori.
- It's a purely theoretical longing.
- Bu yalnızca kuramsal bir özlem.
This theoretical consciousness of movement, in which the very trace of movement should be present, manifests itself by the overturning of established.. relations between concepts, and by the detournement of all the acquisitions of previous critique.
Izleri kendi içinde görünür kalmak zorunda olan bir hareketin böylesi bir teorik bilinci, kavramlar arasinda kurulu iliskilerin tersine çevrilmesi ve önceki tüm... elestirel çabalarin elde ettigi basarilarin détournementleri ile ortaya çikar.
What, in theoretical formulation, presents itself as openly detourned, in denying all durable autonomy to the sphere... of the expressed theoretical, by causing the intervention there, by means of this violence, of the action that destroys and carries off all the existing order, recalls that this existence of the theoretical... is nothing in itself, and only come to be known... through historical action, and the historical correction which... is its true fidelity.
Détournement teorik alana, var olan tüm düzeni bozan ve yerle bir eden ayni türde bir siddetli yikimi dahil ederek teorinin kendi basina bir anlami olmadigini, yalnizca tarihsel eylem ve gerçek anlamda bagli oldugu tarihsel düzeltme vasitasiyla kendini through historical action,
Thus, after the direct practice of art has ceased... to be what is most eminent and this.. predicate has devolved to the theory as such, it now breaks off from the latter, insofar as synthetic post-theoretical practice... is constituted, which has as its mission, first of all, to be the foundation and truth of art,
Bu nedenle, sanatin dolaysiz uygulamasinin en seçkin etkinlik olmasinin sona ermesinin ve bu egemenligin de teoriye dönüsmesinin ardindan, teori de artik egemenligini, artik gelismekte olan teori sonrasi pratige birakmaktadir ; bu pratigin birincil vazifesi hem sanatin hem de felsefenin temelini
All theoretical insufficiency... in the scientific defense of proletarian revolution - in the content as well as in the form of its exposition - can be traced back to an... identification of the proletariat with the bourgeoisie... from the point of view of the revolutionary seizure of power.
Proletarya devriminin bilimsel savunmasinin ( hem içerik hem de ifade tarzi açisindan ) teorik eksiklikleri eninde sonunda gücün devrimle ele geçirilmesi bakimindan proletaryayi burjuvaziyle bir tutmaktan kaynaklanmaktadir.
And already, the highest theoretical truth... of the International Workingmen's Association... was in its existence in practice.
Ve Uluslararasi Isçi Birligi'nin en gelismis teorik gerçegi bizzat kendisinin uygulamadaki varligiydi.
Well, in studies of double stars and investigations of the motions of nearby stars and in many theoretical studies we get a strong hint that many perhaps even most stars are accompanied by planets.
Çifte yıldızlar hakkındaki çalışmalar, yakınlardaki yıldızların hareketleri ile ilgili araştırmalar ve birçok teorik çalışmalar sayesinde güçlü bir ipucu elde ediyoruz ki ; bir çok yıldız,... hatta yıldızların büyük çoğunluğu gezegenlerle çevrelenmiştir.
The practical and the theoretical were one. ( DRUM BEATS )
Teoriyi de pratiği de bu insanlar üretti.
And then, the greatest theoretical physicist of the 19th century came along.
Derken, 19. yüzyılın en büyük kuramsal fizikçisi çıkageldi.
Black holes were theoretical constructs speculated about since 1783.
Kara delik teorileri 1783 yılından beri konuşulur.
My God, I'm so theoretical.
Tanrım.çok kuramsalım.
Some of your colleagues may not have the same theoretical or technical background.
Meslektaşlarınızdan bazıları aynı teorik ve teknik geçmişe sahip olamaz.
I can't figure out how you can be doing advanced theoretical thinking like that and still be stuck in our little town.
Böylesine ileri felsefi düşüncelere rağmen hala nasıl bu şehirde kalmış durumdasın?
A genius in theoretical physics, yes but still a prisoner, and a dissident Jew.
Teorik fizikte bir dahi, evet. Ama hala bir mahkûm ve muhalif bir Yahudi.
Every country draws up theoretical war plans in peacetime.
Her ülke, barış zamanında bile teorik savaş planı yapar.
A word that at the time was linked to many theoretical debates and also to bloody defeats on the ground.
O zamanlar için, birçok kuramsal tartismayla oldugu gibi saha üzerindeki kanli yenilgilerle de iliskili bir kelime.
Theoretical information science?
Teorik bilgi ilimi mi?
And I must accept, as every captain must accept, the inevitable and theoretical responsibilty for that.
Ve her kaptanın yapması gerektiği gibi, bundaki kaçınılmaz... ve teorik sorumluluğumu kabul ediyorum.
To fully understand the events on which I report, it is necessary to review the theoretical data on the Genesis device, as developed by Doctors Carol and David Marcus.
Raporda belirtilen olayları tam olarak anlamak için Dr. Carol ve David Marcus tarafından üretilen Yaradılış cihazı hakkındaki teorik verilerin incelenmesi gerekir.
What interests me is a theoretical question, which is how long can a woman love anyone before she forgets him?
Bu benim için teorik bir soru bir kadın aşık olduğu adamı ne kadar sürede unutur?
He has his own little methods, which if he won't mind me saying so a little theoretical and fantastic, but he has the makings of a detective in him.
Kendi küçük metotları vardır. Söylememi mazur görürse, biraz teorik ve fantastik metotlar. Fakat iyi bir dedektif olabilecek potansiyeli var.
The opposition is no longer theoretical.
Muhalif olmak artık kuramsal değil.
It's theoretical.
Teorik.
It's only a theoretical concept.
Bu sadece teorik bir konsept.