There's a bomb translate Turkish
547 parallel translation
There's a bomb crater at Blackmoor Factory near Lembridge.
Lembridge civarındaki Blackmoor Fabrikası'nda bir bomba çukuru var.
No, I suppose the guy who gets blown to bits by a bomb and there's no remains to preserve afterwards, will make it...
Hayır, sanırım bir bombayla paramparça olan adam olurum ve daha sonrası için onu koruyacak olan yok...
Well, there's nothing like taking a nice quiet bomb apart to steady the nerves.
Sinirleri yatıştırmak için güzel bir bombayı parçalarına ayırmak gibisi yok.
Over there you can knock over a whole platoon. Or a guy invents a bomb and kills 100,000 people just like that. And maybe he gets more medals.
Evet, orada bütün bir müfrezeyi devirirsin, ya da biri bir bomba icat eder ve şıp diye 100000 kişiyi öldürür ve belki de daha fazla madalya alır.
There's a good chance the bomb might shift suddenly.
Bombanın aniden yerinden kayma olasılığı var.
But all we done to Nick and Carmine was just return a package they left at our house. We didn't know there was a bomb in it.
Ama duruma bakılırsa, yanlış bir şey yapmış olabilirim.
I tell you, there's a time bomb here just waiting to go off.
Sana söylüyorum, burada patlamayı bekleyen saatli bir bomba var.
There's a bomb in the bomb bay.
Bomba bölmesinde bir bomba var.
Mr Fennan, we know it's idiotic, but when the Foreign Secretary finds that sort of letter in his in-tray, it's like London airport getting an anonymous phone call to say that there's a bomb on the Prime Minister's plane,
Bay Fennan, saçma olduğunu biliyoruz ama... Dışişleri Bakanına böyle bir mektup gelmesi... kimliğini açıklamayan bir şahsın Londra Havaalanı'nı arayıp... Başbakanın uçağında bomba olduğunu ihbar etmesine benzer.
There's a bomb in the boiler room.
Makine dairesinde bir bomba var.
That there is just a little, teeny-weeny bomb in Hathaway's head.
Hathaway'in başında ufacık tefecik bir bomba vardır...
Like those who phone there's a bomb in a plane...
Uçakta bomba var diye telefon edenler gibi...
There's also a bomb at your bank.
Bankanda da patlayıcı var.
There's a five-minute delay between the time detonation locks in and the bomb explodes.
Bomba aktive olduktan sonra, patlamaya kadar beş dakikan var.
They say they think there's a bomb on the train.
- Önemli değil. Trende bomba olduğunu düşünüyorlarmış.
They had warning there was a bomb somewhere on it. What did you say?
- Bomba ihbarı yapılmış.
There's a bomb down here.
Burada bir bomba var.
Crew, I don't wanna alarm the passengers, but there's a bomb on this bus.
Ekip, yolcuları korkutmak istemiyorum ama bu otobüste bomba var.
There's a bomb on Cyclops.
Kiklops'ta bomba var.
There's no doubt that Stalin's pact with Mao Tse-tung... pledges that the Soviet A-bomb backs the Chinese if we should tangle with them.
Mao Tse-tung ile Stalin arasında yapılan anlaşmada... Çinlilerle savaştığımız takdirde Sovyet atom bombasının Çin'i koruyacağını garanti ediyor.
There's a bomb in the park.
Parkta bir bomba var.
There's a bomb, get the car out of the way.
Bomba var, arabayı götür buradan!
There's been a bomb scare.
Bomba ihbarı yapıldı da.
There's a bomb up there!
Asansörde bir bomba var!
Oh, for God's sake, Devon, there's a maniac out there with a Minotaur bomb.
Tanrı aşkına Devon, burada Minotaur bombalı bir deli var.
There's a bomb due to go off at noon tomorrow.
Burada yarın patlayacak bir bombadan bahsediyoruz.
Then there's a good chance Fenton wouldn't plant the bomb there.
O zaman Fenton'un bombayı oraya koyması geçerli bir sebebi yok.
- General, there's a bomb in that cannon.
- General, o topta bir bomba var. - Tabii.
Let me go, there's a bomb in there.
Bırakın beni, orada bir bomba var.
And now there's a rumor that the U.S. Air Force dropped a bomb or several bombs, on Neak Luong.
Ve şimdi de ABD Hava Kuvvetleri'nin Neak Luong'a bir ya da birkaç bomba attığı yolunda söylentiler var.
We don't even know if there's anybody watching her inside, or if there is a bomb.
İçeride onu tutan biri, veya bomba olup olmadığını bile bilmiyoruz.
There was a Donahue that ran the 227 bomb squad out of Da Nang.
227. bölüğü Da Nang'ın dışına çıkaran bir Donahue vardı.
And there's a bomb on board.
Ve gemi de bir bomba var.
But if the bomb is built inside a vacuum, then there's no way you can take that glass face off without air getting in.
Ama eğer bomba bir vakumun içine konulduysa içeri hava girmeden cam korumayı çıkarmanın imkanı yok.
There's a bomb
O bir bomba.
That somewhere out there there's a soviet agent assembling an atomic bomb?
Dışarıda bir yerlerde bir Sovyet ajanın atom bombası kurduğu konusunda mı?
- There's a bomb, is there?
- Bomba düştü değil mi?
Well, yeah. There's a bomb.
Şey evet, bir bomba düştü.
Because some pinheaded redneck moron tells me there's a bomb in my mail?
Beyinsiz aptal bir amele arayıp bana bomba gönderdiğini söyledi diye mi?
There's a booby-trapped bomb waiting for those men.
İçeride, patlamayı hazır bekleyen tuzaklı bir bomba vardı.
Say there's a bomb at the Coliseum!
Say Coliseum bir bomba var!
If it is a bomb, it's not metallic and there's no ticking sound.
Bomba olsa bile, metalden yapılmamış.
There's a bomb on the boat!
Teknede bir bomba var!
- There's a bomb in there! - No, there's not.
- Orada bir bomba var!
- There's a bomb in there!
- Hayır yok. - Orada bir bomba var!
There's a bomb in there!
Orada bir bomba var!
- I wonder if there's a bomb.
Sakın dokunma.
There's a bomb!
Orada bir bomba var!
There's a bomb over your head!
Üzerinizde bir bomba var!
There's a bomb!
Bir bomba var!
There's a bomb in the car!
Arabada bomba var!
there's always hope 39
there's a way 67
there's always another way 25
there's an 48
there's a woman 38
there's always a way 57
there's always something 47
there's another one 165
there's always one 16
there's always a choice 42
there's a way 67
there's always another way 25
there's an 48
there's a woman 38
there's always a way 57
there's always something 47
there's another one 165
there's always one 16
there's always a choice 42