There's a surprise translate Turkish
243 parallel translation
- There's a surprise for you inside. - What is it?
Senin için içeride bir sürpriz var.
It may come as a surprise, Miss English.... I do believe there's nothing between you. That makes you dangerous.
Şaşırabilirsin ama aranızda birşey yok, biliyorum.
Really, in a place like this, where there are so many people, it's no surprise to run into the poor thing.
Gerçekten, pek çok insanın olduğu böyle bir yerde... böyle bir felaketle karşılaşmak şaşırtıcı değil.
There's a surprise waiting for them.
Onları büyük bir sürpriz bekliyor.
There's a chance to take them by surprise.
Onları şaşırtabiliriz.
There's been gold in Koshu for a long time, so it's no surprise he found gold up there.
Koshu'da uzun zamandır altın vardı yani orada altın bulmasına şaşırmamak lazım.
There's a nice surprise for you, Joey.
İşte sana güzel bir sürpriz Joey.
In a critical orbit, there's no time for surprise.
Kritik bir yörüngede sürpriz için zaman yok.
There's even a surprise!
Bir sürprizim bile var!
There's a surprise.
Bir sürprizim var.
There's a surprise for you.
Size bir sürprizim var.
If you lift your eyes there's a big surprise On your bed you'll see
Gözlerinizi açarsınız Sürprizle karşılaşırsınız
Listen, there's somebody I'd like to bring along, but I want it to be a surprise for'im.
Dinle, yanımda getirmek istediğim biri var, fakat onun için süpriz olmasını istiyorum.
There's a surprise.
Bir sürpriz var.
Because there's a little surprise inside.
Çünkü içinde küçük bir sürpriz var.
In the box, there's a surprise for you - a lovely new dress for the ball.
Kutuda, senin için bir sürpriz var balo için çok hoş bir elbise.
Just leave it as it is, There's a surprise for you,
Haydi buradan gidelim.
There's a big surprise
Size büyük bir sürprizimiz var!
Oh, the bed... Just leave it as it is! There's a surprise for you.
Yatağı olduğu gibi brak.
When I arrived at Ding He's room to my surprise, I found Xian Jun and Ding He together and I saw that on Ding He's body there was a birthmark exactly the same as Ruo Yu's
Ding He'in odasına vardığımda bir süprizle karşılaştım. Xian Jun ve Ding He birlikteydi... ve Ding He'nin sırtında... Ruo Yu'nunkine çok benzeyen bir doğum lekesi vardı.
There's a surprise.
Ama bu sefer bir sürprizimiz var.
In a surprise attack, there's no time.
Sürpriz bir saldırıda zaman olmaz.
VANESSA, GO TO THE KITCHEN - THERE'S A SURPRISE FOR YOU.
Vanessa mutfağa in, orada seni bir sürpriz bekliyor.
And our next guest is going to come as a surprise not to Monsieur Poirot, but to Bryan over there because it's the co-star of his new movie.
Bu konuğumuz Bay Poirot'ya değil, Bryan'a sürpriz olacaktır, çünkü o Bryan'ın yeni filminin öteki başrol oyuncusu.
there's a surprise in the center.
Sürprizin tam ortasındasınız.
There's a surprise.
Burada bir sürpriz var.
There's a surprise present for you inside.
İçinde size sürpriz bir hediye var.
There's a guy I'd love to give a surprise party for.
İşte sürpriz parti yapmak isteyeceğim birisi.
Sunday week, I'm throwing a surprise party for Mum's 70th birthday and I want you both to be there.
Bu pazar, annemin 70. yaş günü için sürpriz bir parti veriyorum ve sizin de gelmenizi istiyorum.
There ´ s a big surprise.
Büyük bir sürpriz var.
And don't forget, kids, there's a nifty surprise inside every box of Mrs. Hockenburger's...
Ve unutmayın çocuklar, her kutuda Bayan Hockenburger'in güzel bir sürprizi...
Oh, there's a big surprise.
Ah, ne büyük sürpriz.
- There's a fuckin'surprise.
- Ne lanet bir sürpriz.
There's a surprise.
Bu sürpriz işte.
It's like a surprise party every time you go in there.
Oraya her girişinizde bir sürpriz partiyle karşılaşırmışçasına.
There was plenty in the swear jar and inside the doghouse, there's a little surprise.
Kavanozda biriken parayla ve kulübenin içinde senin için de küçük bir süpriz var.
There's a surprise for you in the back seat.
Arka koltukta senin için bir sürprizim var.
- There's a surprise. - This could be it.
Bu o olabilir.Bu o olabilir.
- There's a surprise.
- Sana bir sürprizim var.
Well, there's a surprise question.
Beklemediğim bir soruydu.
Well, there's a surprise question.
Şey, bu sürpriz bir soru.
There's a surprise.
Ne büyük bir süpriz.
Hey, Finch, there's a surprise for you in the bullpen.
Hey, Finch, "Bullpen"'de senin için bir sürpriz var.
There's a surprise!
Bu ne sürpriz!
Not that that's a surprise. To get there, we have got to secure the river crossing on the Kall trail.
Sürpriz olmasının ötesinde oraya ulaşıp, Kall yolu ile kesişen nehri güvenceye almalıyız.
There's a man over there With a look of surprise
Şurada bir adam var Şaşmış bir halde
♪ There's a man over there With a look of surprise
Şurada bir adam var Şaşmış bir halde
There's always a surprise.
Her zaman sürprizler olur.
This may come as a surprise to you, but just because you lived here for your whole life..... doesn't mean that there isn't a whole larger world out there..... doorways you haven't even opened, things you wouldn't have any understanding of.
Sana garip gelebilir, çünkü bütün hayatın boyunca aynı 6 blok arasında sürtüp durdun. Bu, dışarıda daha büyük bir dünya olmadığı anlamına gelmiyor, anladın mı? Daha önce hiç açmadığın kapılar, senin anlayışının dışında olan şeyler var.
Um, Jackie, before you surprise Kelso, there's something going on that you should know.
Bak Jackie! Michael'a sürpriz yapmamızdan önce bilmen gereken bir şey var.
OK, ifyou really must know, it's a surprise party for you, and ifyou go in there now you'll ruin it.
Tamam, eğer gerçekten bilmek istiyorsanız, bu sizin için bir sürpriz parti, ve şimdi içeri girerseniz herşey mahvolacak.
there's always hope 39
there's a way 67
there's always another way 25
there's a woman 38
there's an 48
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's another one 165
there's always a choice 42
there's a way 67
there's always another way 25
there's a woman 38
there's an 48
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's another one 165
there's always a choice 42