English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / There's nothing going on

There's nothing going on translate Turkish

489 parallel translation
As far as we're concerned, there's nothing going on in the world.
Dünyada hiçbir şey olmuyormuş gibi uzaktan ilgileniyoruz.
There's nothing going on at all, Rupert.
Ortada yapılmaya çalışılan hiçbir şey yok, Rupert.
Come on, lads. Well, if there's nothing to see up on deck, I'm going back to bed. Good night.
Görecek bir şey yoksa ben yatağıma dönüyorum.
Nothing can come of it while there's a war going on.
Savaş bitmediği sürece hiçbir yere varmaz.
There's nothing crooked going on here.
Büyük ihtimalle elli yıl olur.
There's nothing going on.
Hiç bir şey olmaz.
There's gonna be nothing else going on until we finish the show.
Yaklaşın! Biz gösteriyi bitirene kadar başka hiçbir şey yapılmayacak.
There ´ s nothing like that going on here, right?
Buradaysa, öyle birşey yok.
No, no, well, there's nothing going on here at all. And he didn't see anything- - good morning.
Hiçbir şey dönmüyor, hiçbir şey de görmemiş.
No, there's nothing going on.
- Hayır, dönmüyor.
there's nothing going on.
Dönmüyor.
There's nothing going on.
- Aramızda hiçbir şey yok.
There's nothing going on.
Bir şey olduğu yok.
While this is going on, there's nothing they can do.
Bütün bunlar olup biterken. yapabilecekleri hiçbir şey yok!
There's nothing much going on.
Pek bir şey olduğu yok.
There's nothing going on between Kimmie and I.
Kimmie ile benim aramda hiçbir şey yok.
There's nothing going on downstairs. Come on.
Alt katta birşey olduğu yok Hadi.
There's nothing going on.
Herşey yolunda.
And when there's nothing going, I'm on welfare.
İş yokken, rahatıma bakıyorum.
Ye Qinghua isn't a witch, and there's nothing going on between us. We're mere acquaintances.
Ye Qinghua cadı değildir ve aramızda da bir şey yok biraz tanışıklığımız var, o kadar
There's nothing going on between us.
Frasier, aramızda bir şey yok.
Honest to gosh, there's nothing going on here, except...
Yemin ederim, burada hiçbir şey olmuyor.
- There's nothing going on in our lives.
Hayatımızda bir şey olmuyor.
There's nothing going on.
Ortada dönen bir şey yok.
There's nothing going on in Guam. Why Guam?
Guam'da çatışma yok ki, neden Guam?
There's nothing on earth that's going to do it.
Hayatta işe yaramaz.
When I shook them there's nothing going on inside or anything.
Onları sarstığımda hiç tepki filan vermiyorlar.
You must have been mistaken, because there is nothing going on here.
Yanılmışsın çünkü burada olağandışı bir şey yok.
Donna, there's nothing going on between me and James.
Donna, James'le aramızda hiçbir şey yok.
No, no, there's nothing going on you can point to, but you start wondering.
Hayır, hayır, ortada şüphelenecek birşey yok, fakat merak etmeye başlıyorsun.
That's why they want us hanging around here... you know, to give the impression that there's nothing unnatural going on.
Bu yüzden etrafta takılmamızı istiyorlar garip olan birşey yok havası vermek için.
There's nothing going on.
Ortada bir şey yok.
There's nothing going on with me and this guy.
- Özet olarak onunla aramızda hiçbir şey yok.
There's nothing going on.
Birşey yok.
There's nothing going on!
Hiçbir şey olduğu yok.
There is nothing unusual going on in the Devron system.
Devron sisteminde olağandışı bir şey olmuyor.
Well, if there's nothing illegal going on here anymore and Mr. Bester drops his request who am I to argue?
Artık yasa dışı bir durum yoksa ve Bay Bester talebini geri çekerse ben ne yapabilirim ki?
That there's nothing going on between us.
Aramızda hiçbir şey olmadığını.
There's nothing going on, okay?
Bir şey yok, tamam mı?
So don't tell me there's nothing going on.
Bu yüzden, hiçbir şey olmadığını söyleme.
There's nothing going on around here.
Etrafta hiçbir şey yok.
What's going on there? Nothing, Wade.
- Orada neler oluyor?
We're here just so you can pretend there's a discussion going on, but there's absolutely nothing going on here.
Biz iş olsun diye gelmişiz. Burada ilgi çekici bir tartışma illüzyonu yaratacaktık, ama bir şey olduğu yok!
There's nothing fishy going on between us!
İkimizin arasında şüpheli bir durum yok!
There's nothing going on, you know?
Hiçbir şey olduğu yok?
There's nothing going on now.
Şu anda bir şey yok.
- There's nothing odd going on.
Başka bir şey olduğu yok.
There's nothing funny going on.
Tuhaf bir şey yok.
But there's nothing in the world that's gonna stop me from going on that march today.
Ancak beni bu dünyada beni bu günkü yürüyüşten alıkoyacak hiçbir şey yok.
That was a long time ago, but there was nothing going on while...
O çok zaman önceydi, ama olan bir şey yoktu dava sırası...
Well, there's nothing important going on here.
Bunda çok önemli bir şey yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]