There's something about him translate Turkish

Even if I didn't love him, there's something about you that...

Kocamı sevmeseydim bile sizde öyle bir şey var ki -

There's something about him I don't like.

Onda hoşuma gitmeyen bir şeyler var.

- There's something about him that...

- Onda garip olan bir şey...

-'Cause, Tober... there's something to be said about him before he dies.

Ölmeden önce onun hakkında söylenecek bir şey var.

What do you mean there's something funny about him?

Ona komik bir şeyler oluyor da ne demek?

There's even something subhuman about him.

İnsanlık belirtileri ikinci derecede!

Well, there's something about him, there's something about him.

Onda bir şeyler var, onda bir şeyler var.

There's Dolan, giving me guff about something, and all of a sudden I hated him!

Dolan bir şeyler saçmalıyordu. Bir anda ondan nefret ettim.

IT'S JUST THAT... WELL, THERE'S SOMETHING ABOUT HIM

Ama onda anlayamadığım bir şey var.

There's something sort of sad about him.

Onda insanı üzen bir şey var.

They say there's something remarkable about him.

Onunla ilgili bir şey duydum.

But there's something fishy about him, though.

Ama bu adamda tuhaf bir şey var.

Maybe you think there's something glamorous about him. I assure you, there isn't.

Belki kahramanlık yaparak bir şeyler elde edebileceği sanıyor.

Haven't seen him in years, yet I always feel he's out there doing something I'd rather not know about.

Yıllardır kendisini görmedim, ama ortalıkta bilmediğim bir şeyler yapmakta olduğunu hep hissediyordum.

There's a man down there and there's been an announcement about him, the Brain or something, he holds his head like this.

Tv deki adam şurada... Beyin... Onu gördüm!

There's something about him I do not trust.

Onda güvenemedigim bir sey var.

- There's something extraordinary about him.

- Onda sıradışı bir şeyler var.

It's funny,... there was something about him, very private, very intense, a little menacing.

Çok garip ama onda çok özel çok gergin, biraz huzursuz edici bir şeyler vardı.

You know there's something about him that I trust.

B ¡ l ¡ yor musun... onda, ben ¡ m güven ¡ m ¡ uyandiran... b ¡ r sey var.

He's a dictator, but there's something innocent about him.

Diktatör ama saf bir tarafı var.

But there's something fishy about him.

Ama bazı şüpheli hareketleri var.

There's something strange about him.

Onda garip bir şeyler var.

- I knew there was something about him!

O kaçık mı? O adamda sıra dışı bir şeyler olduğunu anlamıştım.

Sometimes there's something so female about him... especially when he does one of those sweet, silly gestures.

Bazen onda kadınsı birşeyler var... özellikle bu tatlı ve aptalca hareketleri yaptığı zaman.

There's something different about him.

Onda çok farklı birşeyler var.

There's just something about him that makes me quiver.

Onda beni ürperten bir şeyler var.

There's something about him.

O adamda tuhaf birşeyler var dostum.

Oh, he's okay. There's something about him I don't trust at all.

Onda güvenmediğim bazı şeyler var.

He's nice, he's courteous, he's never thrown a teacher through a window, but still, there's something I like about him.

Sevimli, kibar öğretmenleri camdan fırlatmıyor olsa da hoşlandığım bir yanı var.

Yeah, but there's something strange about him.

Evet, ama onda tuhaf bir şeyler var.

There's something heroic about him

Onda destansı birşeyler var.

There's something about him.

Onda bir şey var.

He's not 20 anymore, but there's something youthful about him.

Artık 20'sinde değil ancak gençlere özgü bir havası var.

There's something about him I don't like. What's with this red tie?

Bu adamda hoşlanmadığım birşey var. o kırmızı kravat ne öyle?

There's something very strange about him.

Onda çok garip bir şeyler var.

I think there's something different about him, but you be the judge.

Bence onda farklı bir şeyler var. Ama kararı siz verin.

There's just something about him that makes me wanna...

Beni- - - Mantıksızca bağırtıyor mu?

You know, there's something about this guy that just makes you want to like him.

Bu adamda garip bir şeyler var farkında olmadan onu seviyorsun.

I don't know why, but there's something about him that gives me hope.

Neden bilmiyorum ama onun hakkında bir şey bana umut veriyor.

Like I don't know what it is, there's something evil about him

Ne olduğunu bilmiyorum, ama onda tekinsiz bir şey var.

There's something about him.

Onunla ilgili bir şey var.

I mean, there's something so great about him.

Onda muhteşem bir şey var.

This is all about David. There's something wrong with him.

- O çocukta bir tuhaflık var.

There's something familiar about him.

Onda tanıdık gelen bir şeyler var.

There's something heroic about him.

Onda destansı bir şeyler var.

- There's just... something about him.

- Onda bir şeyler var gibi.

Maybe there's just something about us that pisses him off.

Belki bizde onu sinir eden bir şey var.

Whatever you say, there's something about him

O kim oluyor da yükseklerde oluyor

Maybe there's just something about us that pisses him off.

Belki de bizde onu kızdıran bir şey vardır.

I know he's no big he-man like you. There's just something about him.

Senin gibi büyük bir He-Man olmadığını biliyorum.

Oh, yeah. " There's just something about him.

Sadece... onda bir şey var. Oh, tabii.