English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / There's something wrong

There's something wrong translate Turkish

2,581 parallel translation
There would appear to be something wrong.
Yanlış bir şey var gibi görünüyor.
Uh, excuse me, miss? There's something wrong with...
Afedersiniz bayan burada bir sorun..
There's something wrong with the way you make decisions.
Kararlarını verirken büyük hatalar yapıyorsun.
There's something wrong down by the Gärteners.
Gärtener'larla ilgili bir sorun var.
Wul, I'm sorry if there's something wrong with me helping out with the cooking!
Yemek yapımına yardım etmemde bir sorun varsa kusuruma bakma!
There is something wrong about the Ping Che case
Ping Che davasında yanlış bir şeyler var.
There's something seriously wrong with you.
Gerçekten sıkıntılardasın.
They probably figured, "You know, there's something wrong with this species."
Muhtemelen, bu türle ilgili hatalı bir şeyler tespit ettiler.
I was sitting there going, " Okay, there's something wrong with you, Jim.
Orada oturmuş ve kendi kendime, " Tamam, hiçbir şeyin yok Jim. İyi değilsin.
There something wrong with the toilets in the men's room.
Erkekler tuvaletinde bir sorun var.
Unless there's something wrong with your bone structure.
Kemik yapınızda bir bozukluk varsa ama.
It's a company I will be managing going forward, so if there's something wrong, I don't see it as a bad thing to correct right away.
İleriye gitmenin yolunu bulacağım bir şirket bu yani yanlış bir şey varsa bunu hemen düzeltilmesi gereken kötü bir şey olarak görmem.
There's something wrong.
Ters giden bir şeyler var.
There's something wrong here.
Yanlış bir şey var.
I never liked that boy there was something wrong about him he was hiding something
Ben o çocuğu asla sevmedim. Onun hakkında yanlış birşeyler söylendi. Oda bu olanları sakladı.
And if something's wrong, they shouldn't just whine about it... they should get in there and DO something about it, change things.
Bir sorun çıktığında da bunun hakkında yakınmamalı olaya el atıp gerekeni yapıp olayın akşını değiştirmeli.
I think there's something wrong with them.
Bir sorunları olmasından endişeleniyorum.
My senses told me there was something wrong.
Önümde görüş sıfırdı. Hislerim birşeylerin yanlış gittiğini söylüyordu.
There's something wrong.
Ters giden bir şey mi var?
There's something wrong with him.
Onda ters olan bir şey var.
Is there something wrong with me?
Bir rahatsızlığım mı varmış?
There's something wrong here.
Burada bir yanlışlık var
There's something wrong here.
Burada ters giden birşeyler var.
There's something wrong here, I'm not sure what, but something.
Burada ters giden birşeyler var, ne olduğunu bilmiyorum ama birşey.
There's something wrong here.
Burada doğru olmayan bir şey var.
There's something wrong with this house.
Bu evde tuhaf bir şeyler var.
There's something wrong, Chris.
Yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunu, Chris.
He talks to her like there's something wrong with her.
Ciddi bir sorun varmış gibi konuşuyor.
But, sir, there's something wrong.
Efendim, bir sorun var.
There's something wrong with you!
Sende ters birşeyler var!
I'd tell Vicente : " There's something wrong over there.
Vicente'e dedim ki : " Burada sakat işler dönüyor.
There is something wrong over there! "
Burada yanlış işler dönüyor! "
They already know there's something wrong.
Yanlış birşeyler olduğunu zaten biliyorlardı.
There's nothing wrong in show a little something.
Ufak bişeyler göstermenin zararı yok
That was a "there's something wrong" good luck.
"Bir şeyler yanlış" iyi şanslarıydı. Söyle bakalım.
I am missing the royal wedding. There's something wrong with this stupid tv.
Kraliyet Düğününü kaçırıyorum.
I Ain't got a degree in aliens or nothing, but I think there's something wrong with one of these guys.
Uzaylılar üzerinde bir tecrübem yok ama sanırım bunlardan birinde ters giden bir şey var.
There's something wrong with my baby.
Bebeğimde bir sorun var.
There's something wrong in the apartment down the hall from me.
Komşumda bir şeyler oluyor.
The doctor says there's something wrong with our baby.
Doktor bebeğimizin bir sorunu olduğunu söyledi.
There's something wrong.
Bir rahatsızlığı olduğunu söyledi.
Are you really going to tell me that there's something wrong with being you?
Bana, sen olmanın bir sorun olduğunu mu söyleyeceksin şimdi gerçekten?
I knew there was something wrong with you.
Sende bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum.
Something is seriously wrong out there.
Burada bir şeyler gerçekten yanlış.
Now there's something wrong with my hearing. I know what she said.
Öyleyse benim işitmemde bir sorun var.
Your model girlfriend doesn't come home last night, and you don't start to think there might be something wrong?
Modellik yapan kız arkadaşın dün gece eve gelmedi sen de bir sıkıntı olabileceğini düşünmedin, öyle mi?
There was a time that I saw him sign something wrong.
Bir ara yanlış işaretler kullandığını görmüştüm.
There's something wrong with you.
Sende bir sorun var.
And the idea that I was with you means there's something wrong with me, and if this baby...
Seninle olduğuma göre bende de bir sorun var, eğer bu bebek...
There's something wrong with my action. Bullshit.
- Benim silahımda bir terslik var.
I think there's something wrong with this chap in here.
Buradaki adamın bir sorunu var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]