There's something wrong with me translate Turkish
254 parallel translation
If there's something wrong with you let me help you.
Ben senin kardeşinim. Eğer bir şeyin varsa... bırak da sana yardım edeyim.
And there's something very wrong with you for thinking you can talk to me this way.
Benimle bu şekilde konuşmaya nasıl cüret edersin?
You've always thought there was something wrong with me, haven't you?
Sen hep bende yanlış bir şeyler olduğunu düşündün. Değil mi?
There's something physically wrong with me!
Bedensel bir özrüm var!
And when my mother heard he refused the money, she sent me to your house through the back door to say that there was something wrong with my father's head.
Ve annem onun parayı reddetdiğini duyduğunda, babamın kafadan sorunları olduğunu... söylemem için arka kapıdan beni sizin evinize yolladı.
I wonder if there's something wrong with me, I never feel like that.
Acaba bende garip bir yan mı var, hiç böyle düşüncelere kapılmam.
Think there's something wrong with me or something?
Ben de bir sorun falan mı olduğunu düşünüyorsun?
Is there something wrong with that which you don't want me to know?
Benim istediklerim dışında bir dolaplarmı çeviriyorsunuz siz orda?
Stop acting as if there's something wrong with me or the way I'm thinking!
Düşüncelerimde ya da bende bir yanlış varmış gibi davranmayı bırak!
At the time I left, I felt that there was something wrong with me and that my son would be better off without me.
Evi terk ettiğim sırada bende bir kusur olduğunu ve oğlumun bensiz daha iyi olacağını sanmıştım.
I was thinking there must be something wrong with me because I've never had a relationship that's lasted longer than the one between Hitler and Eva Braun.
Ben de bir sorun olduğunu düşünüyordum. Çünkü Hitler'le Eva Braun'un arasındaki..... ilişkiden daha uzun bir ilişkiyi hiçbir kadınla yaşayamadım.
There's something wrong with you trying to keep men off me.
Sorununun ne olduğunu bilmiyorum ama beni erkeklerden uzak tutmak istiyorsun.
Maybe, there's something wrong with me.
- Belki, bende bir sorun vardır.
Just look at me and say if there's something wrong with me.
Yüzüme bakıp bende tuhaf bir şeyin olup olmadığını söyle.
If he's interested in me, there's something wrong with him.
- Neden? Çünkü eğer benden hoşlanıyorsa, onda bir sorun var demektir.
'Cause anybody who's gotta deal emotionally with those people and can still outlive me, there's something wrong with me.
İnsanlarla duygusal olarak ilgilenen insanlar nasıl benden uzun yaşar? Hasta olmalıyım herhâlde.
Do you think there's something wrong with me?
Sence bende bir sorun var mı?
Maybe there's something wrong with me.
Belki bende bir sorun vardır.
Are you trying to tell me there's something wrong with drinking beer?
Bira içmenin kötü bir şey olduğunu mu söylemeye çalışıyorsun?
Between us I think maybe there's something wrong with me.
Aramızda kalsın ama bende bir tuhaflık olduğunu sanıyorum.
- There's something wrong with me.
- Bana bir şeyler oluyor.
There's something wrong with me.
Ben hiç iyi değilim.
I mean, if there's something wrong with that, I want you to tell me. You can... No.
Yani, eğer varsa, bana söylemeni isterim.
You can tell me right now. is there something wrong with that?
Bunda yanlış bir şey mi var?
If there's nothing wrong with me... maybe there's something wrong with the universe.
Eğer ben de bir sorun yoksa, belki de evrende bir sorun vardır.
All my life I've felt there was something wrong with me.
Tüm hayatım boyunca, kendimde yanlış bir şeyler olduğunu düşündüm.
There's something wrong with me, Dr. Fleischman.
Bende bir sorun var, Dr. Fleischman.
Well - D-Do you think there's something wrong with me?
Şey, sence benimle bir sorunları var mı?
There's something wrong with me.
Yanlış olan birşey var bende.
Your mother thinks there's something wrong with me.
Anneniz bende bir sorun olduğuna inanıyor.
- There's something wrong with me.
Bende bir sorun var. Tamam.
If there's something wrong with Mr. Brackett or Jack, then there's something wrong with me.
Eğer Bay Brackett veya Jack'te bir sorun varsa bende de var demektir.
Why does everybody keep saying there's something wrong with me?
Neden herkes, bende bir sorun varmış gibi davranıyor?
Or maybe there's something wrong with me.
Ya da belki bende yanlış olan bir şey var.
I know there's something wrong with me.
Bende yanlış giden bir şey olduğunu biliyorum.
Maybe there's something wrong with me.
Belki de bende bir problem vardır.
Or leave water out for Rudolph'cause there's something wrong with me
ve Rudolph için gözyaşı dökemem çünkü bunlar bana uygun değil.
Doctor, there's something wrong with me.
Doktor, benimle ilgili bir sorun var.
ls there something else wrong with me?
Benimle ilgili yanlış bir şey mi var?
I think there's something wrong with me.
Bende bir sorun var galiba.
There's something wrong with me, Dad, since I got back.
Baba, döndüğümden beri benim bir sorunum var.
I don't report a few scrapes and suddenly Janeway thinks there's something wrong with me.
Birkaç tane yarayı rapor etmedim diye Janeway aniden benim bir sorunum olduğunu düşünmeye başladı.
I think there's something wrong with me. What?
Sanırım benim bir sorunum var.
- There's something wrong with me?
- Bende mi sorun var?
There's something wrong with me.
Bende bir sorun var.
Lydia, I think there's something wrong with me.
Lydia, sanırım bende bir sorun var.
There's something wrong with me, Lucy.
Bana bir şeyler oluyor, Lucy.
Are you saying there's something wrong with me?
Yani, sorunun bende olduğunu mu söylüyorsun?
There's something wrong with me I know all this...
Ama artık bende bir sorun olduğundan adım gibi eminim.
You're standing there, and you're judging me like I'm the person that's done something wrong, like I'm the person with the problem.
Orada durmuş, sanki yanlış bir şey yapmışım, sanki derdi olan benmişim gibi beni eleştiriyorsunuz.
I did something terrible, and... now I just feel like there's something wrong with me.
Korkunç bir şey yaptım, ve... Şimdi tam olarak bende bir sorun varmış gibi hissediyorum.