There is one more thing translate Turkish
242 parallel translation
There is one more thing I'd like to get off my chest.
İçimden atmak istediğim bir şey daha var.
Mrs. DeLorca, there is one more thing.
Bayan DeLorca, bir şey daha var.
There is one more thing I have to do.
Yapmam gereken bir iş daha var.
And there is one more thing, Mr Briggs.
Bir şey daha var, Bay Briggs.
Not for the world would I push you around, but, look, there is one more thing.
Hiç istediğimizi yaptırmaya çalışır mıyız? Sadece bir şey daha söyleyeceğim.
However, there is one more thing, sir.
Ancak, bir şey daha var, efendim.
There is one more thing.
Bir şey daha var.
Frosine there is one more thing that makes me uneasy.
Frosine, beni endişelendiren başka bir şey var.
Before you go, Ed there is one more thing.
Gitmeden önce, Ed bir şey daha var.
And there is one more thing.
Birşey daha var.
- There is one more thing.
- Bir şey daha var.
There is one more thing, sir.
Bir şey daha var, efendim.
There is one more thing, Commander.
Bir şey daha var, Komutan.
There is one more thing... It's been emotional.
Bir sey daha var... duygusaldi.
There is one more thing we would be taught now and that's how to get the atmosphereum back so that my planet might benefit and your ship might return you home.
Şimdi öğrenmemiz gereken bir şey daha var ve o da atmosferyumu nasıl geri alacağımız böylece benim gezegenim faydalanabilsin ve sizin geminiz eve dönebilsin.
Yeah, actually, there is one more thing.
Evet, aslında bir şey daha var.
There is one more thing I've got to tell you.
sana söylemek zorunda olduğum birşey daha var.
- Now, there is one more thing.
Bir şey daha var.
There is one more thing, sir.
Birşey daha var efendim.
There is one more thing.
Bu arada unuttuğum bir şey vardı.
But there is one more thing.
Ama bir şey daha var.
Oh, there is just one more thing that you should know before I leave.
Ben gitmeden önce bilmen gereken bir şey daha var.
There's one thing more I've got to say, and it is this.
Size söyleyeceğim son bir şey var.
There is only one thing I hate more than a guard, and that's a Nazi.
Bir muhafızdan daha çok nefret ettiğim kişi varsa o da Nazi'dir.
But there's one more thing. Henrik is bankrupt, yes, but I have independent means.
Ama son bir şey daha Henric, iflasın eşiğinde.
Micah, there is one thing more you must do.
Micah, yapman gereken bir şey daha var.
I've told you in this job, even when it's finished there's always one more thing to do.
Söylediğim gibi bu işte, iş bittikten sonra bile, hep yapılacak bir iş daha vardır.
There is one thing more.
Bir şey daha var.
There is just one more thing, Mr. Harker.
Son bir şey daha var Bay Harker.
Jean says there is one thing more important.
Jean tek bir şeyin çok önemli olduğunu söyler.
There's one more little thing I've got to take care of.
Kalk ayağa. Halletmem gereken küçük bir iş daha var.
There is just one more thing.
Bir şey daha vardı.
There is still one more thing I would like to discuss with Lane.
Lane'le konuşmak istediğim bir konu daha var hala.
tells me the sky is falling and he hasn't done a damn thing since well either they've realised they got nothin or there building one hell of a case you wanna come, 1-2 punch might be more effective
Bazen bir çocuk için en iyisi, onu biraz özgür bırakmaktır. Büyük Okyanus'ta, yeterince özgür değil midir? Onu eve getir Sandy.
Oh, there is just one more thing, lieutenant.
Birşey daha var, Komiserim.
Now, there is just one more thing to be done, and if you would be my angel
Yapılacak tek bir şey kaldı ve benim meleğim olup
Oh, there is one more thing.
Bir konu daha var.
There is... just one more thing.
Bir şey daha var.
There is one more thing I want to give to you.
Sana vermek istediğim son bir şey daha var.
The strange thing is... some physicists are even pursuing the idea... that there might be more than one time dimension.
Garip olansa bazı fizikçilerin belki de birden fazla zaman boyutu olduğunu düşünmeleri.
There is just... One more little thing.
Bir... küçük birşey daha var.
Not to worry. oh there is one more thing.
Oh bir şey daha var.
There is always one more thing you can do!
Her zaman için yapabileceğin bir şey daha vardır.
One more thing : "In every relationship there is at least one good day."
Güzel bir cümle daha : "Her ilişkide en az bir mutlu gün vardır."
There is only one thing on this earth more powerful than evil, and that's us.
Bu dünyada kötülükten güçIü olan bir tek şey var. O da biziz.
There is one thing more we want.
Bir şey daha istiyoruz.
There is one thing I love more than Russell Crowe, and that is seeing you unhappy.
Bakalım, son 2,3 saniye içersinde bana "koca göt" "göt oğlanı" ve "rezil herif" dediniz.
There is one thing i love more than russell crowe, And that is seeing you unhappy.
Russell Crowe'dan çok sevdiğim birşey varsa o da sizi mutsuz görmektir.
And as important as my political aspirations are to me there is one thing that matters more.
Politik tutkularımdan dah fazla önem taşıyan birşey daha var.
There is one thing more powerful than conviction.
İnançtan daha güçlü bir şey daha var.
There is only one thing on this earth more powerful than evil, and that's us.
Bu dünyada kötülükten güçlü olan bir tek şey var. O da biziz.