English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They'll

They'll translate Turkish

55,086 parallel translation
Well, they'll make a nice couple.
İyi bir ikili olurlar.
They'll sort it out.
Bir şekilde çözerler.
And they'll be happy. Ha, ha, ha, ha!
Ve mutlu olacaklar.
Yeah. They'll never believe it.
Buna inanmayacaklar.
If we made it out, they'll be fine.
Biz başardıysak, onlar da iyidir.
They grew hair on their face just like I have on my face.
Onların suratları kıllıydı, benimki de kıllı.
They'll try and frame it as a date rape type situation.
Sevgili tecavüzü gibi göstermeye çalışabilirler.
And they'll look at everything, internet history, family, friends, colleagues. Anything they can get on your sexual history that suggests you like it rough.
Ve her şeye bakacaklar - internet geçmişiniz, aileniz, arkadaşlarınız, meslektaşlarınız - bu tecavüze niyetiniz olduğunu gösterebilecek bütün cinsel geçmişinize.
I know you. You're not a monster... and once everyone else knows what you are, they'll understand.
Bir canavar değilsin... ötekiler de seni tanırsa anlayacaktır.
They'll look at us differently.
Bize farklı gözlerle bakarlar.
They'll do things that they've never done before.
Hiç yapmadıkları şeyler yaparlar.
Don't worry, they'll have to come this way.
- Endişelenme buradan gelmek zorundalar.
We'll debrief them, make sure they're all on the same page before they have to talk to the press or the authorities.
Onlara bilgi verir, basınla veya yetkililerle konuşmadan önce ağız birliği yaptığımıza emin oluruz.
Do you think they'll ask us to raise our hands and then they're gonna do their best to help us survive and assimilate?
Bizden elimizi kaldırmamızı isteyip hayatta kalıp asimile olmamıza yardım etmek için ellerinden geleni yaparlar mı?
Do you think they'll help us get the brains we need to survive?
Hayatta kalmak için ihtiyacımız olan beyinler için yardımcı olurlar mı?
I think what they're doing here is smart.
Burada yaptıkları şeyin akıllıca olduğunu düşünüyorum.
As far as our out-of-town friends go, if they act up, I'll handle'em.
Şehir dışından gelen arkadaşlarımıza gelince yaramazlık yaparlarsa, ben hallederim.
Oh. Well, just trying to make sure everybody's stocked up so they'll stay in their home and out of the Quarter, at least for the next week, you know.
Yalnızca herkesin, evinde kalıp beladan uzak duracak kadar stoğu olsun istiyorum.
If we run, they'll follow.
Kaçarsak takip ederler.
The king will fall, and they'll come after us.
Kral tahtından düşer ve bizi avlarlar.
If we give them a fight, they'll kill us!
Direnirsen bizi öldürürler!
They'll want you as captives.
Esir ederler.
You know how sharks have to keep swimming or they'll die?
Köpek balıkları sürekli yüzmezse ölür ya.
All right, sent an email to American Diabetes Association, see if they'll get back to us.
Pekâlâ, Amerikan Diyabet Kurumuna bir e-posta gönderdim, bakalım bize cevap verecekler mi.
They'll say, "Well, but, don't sardines have less concentration of toxic waste products than other ones?"
Sardalyanın diğer balıklara göre daha az zehirli atık içerdiği söyleniyor.
They can want a cookout on Sunday, he'll spray.
Bir Pazar günü bahçede bir şey yemek istesek spreyliyorlar.
You take the money away from them, they'll let the folks starve.
Dertleri para kazanmak. Ellerinden parayı alsanız herkesi aç bırakırlar.
The overseers bet on how long they'll last before the big guy... Ironically named mouse, kills them.
Nezaretçiler bahis konusu, bu insanların garip bir şekilde adı fare olan ve onları öldürecek şu iri kıyım adamla karşılaşmadan ne kadar dayanacaklarıdır.
They'll shoot us down before we make the gap.
Boşluğa ulaşamadan...
They're all over the rover. We'll never get to it.
- Rover'ın etrafındalar, asla ulaşamayız.
Any luck, they'll be all over me.
Şansımız yaver giderse, benim peşime takılırlar.
They'll think we're suicide bombers.
İntihar bombacıları olduğumuzu düşünürler.
When they take over, they'll kill all of us.
Şehri ele geçirdiklerinde, hepimizi öldürecekler.
Abu ramal and his men, they'll kill me.
Abu Ramal ve adamları, beni öldürecek.
I'm putting you in danger by saying this, but maybe it doesn't matter because I'll be dead, and they'll leave you alone.
Sana bunu söyleyerek seni tehlikeye atıyorum ama belki sorun olmaz, çünkü ben ölmüş olacağım ve seni rahat bırakırlar.
Mm, they'll just make it worse.
- Sadece durumu daha da kötü yaparlar.
If that's all they have, I'll get it thrown out.
- Ellerindekinin hepsi buysa davayı kopartabilirim.
I ordered a second autopsy so they'll have to come clean.
İkinci bir otopsi önerdim böylece itiraf etmek zorunda kalacaklar.
They'll be so relieved to hear you're not locked up in that hellhole anymore.
Artık o cehennem çukurunda olmadıklarını duyduklarında çok rahatlayacaklardır.
If anybody checks my phone, they'll see I was at the house that night.
Biri telefonumu kontrol ederse o akşam orada olduğumu anlar.
They'll probably offer us the same deal as Wes.
Muhtemelen bize de Wes'e yaptıkları teklifin aynısını yapacaklar.
- They'll believe you.
- Sana inanırlar. - Çeneni kapat.
There's no way they'll know it's mine.
Benim olduğumu öğrenmelerinin imkânı yok.
Isil takes this prison, we'll be the first they slaughter.
- IŞİD bu hapishaneyi ele geçirdiğinde ilk bizi öldürecekler.
They'll kill him unless we surrender. If we surrender, they'll kill us.
Teslim olursak bizi de öldürürler.
They'll gun us down anyway.
Yine de vururlar bizi.
They'll never think to look for us here now.
Bizi burada aramak akıllarına gelmez.
And as a sign of good faith... we'll tell you exactly where they are.
İyi niyet göstergesi olarak tam olarak nerede olduklarını size söyleyeceğiz.
You kill someone's spiritual leader, they'll follow you to the ends of the Earth, apparently.
Birinin manevi liderini öldürünce anlaşılan seni dünyanın sonuna kadar takip ediyor.
They'll arrest him on sight.
Gördükleri yerde tutuklarlar.
And once the name kaniel outis is radioactive, they'll shoot him on sight.
Kaniel Outis ismini duydukları anda, gördükleri yerde vururlar onu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]