They don't know translate Turkish
13,889 parallel translation
And, you know, they say that when you're in shock, you don't know you're in shock till you're not in shock anymore.
"Tek yaptığım onu taklit etmekmiş."
- I don't know how they've found out.
- Nasıl öğrendiler anlamadım.
I don't know who told you's I could read, but they's mistaken.
Okuma bildiğini sana kim söyledi bilmiyorum ama yanlış düşünmüşler.
Do you know they don't even cover on-site mammograms?
Site içindeki meme röntgenlerini karşılamadıklarını biliyor musunuz?
But we don't know where they're headed.
Ama nereye gittiklerini bilmiyoruz.
We don't know who they are.
Kim olduklarını bilmiyoruz.
Oh, these talks. I don't know if they help or hurt.
Bu konuşmalar insana yardım mı ediyorlar, acı mı veriyorlar bilmiyorum.
They don't know what they're talking about.
Neden bahsettiklerini bilmiyorlar.
Well, I happen to know that they take part in executions, but what I don't know is, what kind of person does that?
Pekâlâ, infazlara katıldıklarını biliyorum, bilmediğim şey ise ne tür insanların bunu yaptığı.
I don't need one of those things to know what you're thinking, because I was built to read people just by looking at them, to know what they want before they do.
Ne düşündüğünü anlamak için o şeylerden birine ihtiyacım yok. Çünkü insanların yaptıklarından önce ne istediklerini anlamak için yalnızca onlara bakarak okumak üzere tasarlandım ve eline geçen ilk fırsatta beni becermek istediğini biliyorum ama yapmamalısın.
You know, I don't think they'd have said it unless it were true.
Anlarsın, doğru olmasaydı söyleyeceklerini sanmıyorum.
I don't know how they'll react.
Nasıl tepki verecekler bilmiyorum.
They don't know when they'll have another chance.
Ne zaman başka bir şans edinebileceklerini bilmiyorlar.
I don't know why I did it, but I just walked over and I saluted the crowd, and when I did that I didn't know they could get any louder, but they got louder.
Neden yaptım bilmiyorum ama durdum ve kalabalığı selamladım. Seslerini daha da yükseltebileceklerini bilmiyordum ama yükselttiler.
No, Jack. I don't know what they say about hookers.
Hayır Jack, fahişeler için ne derler bilmiyorum.
Yeah, that's the worst part about being a mom, though, is you don't know whether or not you're doing a good job until they're fully grown.
Evet, bu anne olmanın en kötü tarafı gibi onlar tamamen büyüyEne kadar, iyi bir iş çıkarıp çıkaramadığını bilemiyorsun.
You said, "They don't need to know that," like there's something wrong with how he built the pool.
Bunu bilmek zorunda değiller dedin de sanki havuzu nasıl yaptığı ile alakalı bir sorun varmış gibi.
Waruu : You don't know what they're transporting in those trucks.
Bu kamyonların ne taşıdığını bilmiyor musun?
They don't know any better
Yanılıyorsun.
The boys have been through so many changes and now here comes another one, and I just don't know how they're going to react.
Oğlanlar çok büyük değişiklikler yaşadı ve şimdi yeni bir değişim geliyor, ve nasıl tepki vereceklerini bilmiyorum.
I don't know. They came here to the club... a black girl and a white guy.
Klübe geldiler, siyahi kadın ve beyaz erkek.
Look, sweetheart, I don't know how you do things in New York, but out here, if we go after Chadwick, the papers are gonna crucify us when they find out we're wrong.
Bak tatlım, New York'ta işler nasıl gidiyor bilmiyorum ama burada Chadwick'in peşine düşersek gazeteler yanıldığımızı anladığı an bizi mahveder.
It don't have no phone or nothing, but no one's gonna find you unless they know to look.
Telefon veya başka bir şey yok ama bakacakları yeri bilmediklerinden sizi orada hiç kimse bulamaz.
They don't even know what happened yet.
Henüz ne olduğunu bile bilmiyorlar.
They don't know anything
Ellerinde bir şey yok.
We don't know what they did to her.
Ona ne yaptıklarını bilmiyoruz.
Say hi? I don't know. If I step out of here, they could pick up the scent.
Bilmiyorum, buradan çıkarsam kokumu alabilirler.
They don't know who they got on the inside.
İçeride kime sahip olduklarını bilmiyorlar.
They don't know anything about this.
Hiçbir şeyden haberleri yok.
Basically, it's like, if people don't know you're connected... then they can't figure out the crimes you do for each other.
Ana konusu şu ki, aranda ilişki olduğu bilinmezse birbiriniz için işlediğiniz suçlar çözülemez.
- Where they going? - I don't know.
- Nereye gidiyorlar?
You know, I don't agree with how you raised these girls, but I see how much they like you.
Bilirsin, kızları yetiştirmen konusunda her zaman aynı fikirde değildik. ama seni ne kadar sevdiklerini görüyorum.
Okay, well, you know how you always go into the coffee shop to work and you have to keep buying tea so that they don't kick you out?
Bilirsin, bi kafeye oturduğunda seni dışarı atmasınlar diye çay alıp durursun ya?
I don't know, like they're uncomfortable with me now that I'm single.
Artık bekarım diye rahatsızlarmış gibi.
Okay, look, they were supposed to be Teutonic knights or... or something, I don't... I don't know.
Tamam, bak, onların eski Alman şövalyeleri ya da... onun gibi bir şeye benzemeleri gerekiyordu.
We still don't know what they're planning.
Ne planladıklarını hala bilmiyoruz.
We don't know where they went, or when, or even a year.
Nereye ya da hangi zamana gittiklerini bilmiyoruz.
Do you do better with girls when they don't know what you look like?
Kızlar sizi aslında göründüğünüzden daha tipsiz mi görüyor?
I woke up, I don't know where the fuck they are.
Yeni uyandım, nerede olduklarını bilmiyorum.
- They don't know.
- Bilmiyorlar.
I don't know. They just...
Ne bileyim.
Whether or not they're the souls of the dead, I don't know, but...
Onlar ölülerin ruhları mı, değil mi emin değilim ama...
It's like, some actors, you know, they can work really hard, but they don't got the magic.
Bazı oyuncular bilirsin gerçekten çok çalışırlar ama işin büyüsü yoktur.
No, I'm just telling you that, like... For a lot of child actors, when they don't have work, and they don't have something to fall back on, they just get addicted to drugs, you know? Or they become homeless.
Hayır, sadece şunu diyorum çoğu çocuk oyuncu işleri olmadığında ve yedek de güvence olmazsa uyuşturucu bağımlısı oluyorlar ya da evsiz.
Do you know what it takes to be the type of person to call somebody for self-help and then they hang up, and I don't know if they've killed themselves.
Kendisi için yardım isteyen biri telefonu kapattıkdan sonra nasıldır bilir misin? Kendisini öldürdü mü? Yaşıyor mu?
I don't know if they're happy now, I don't know shit!
Şuan mutlular mıdır? Bilmiyorum. Bir bok bilmiyorum!
But she has a kid now, so I don't know what kind of condition they're in.
Ama artık bir çocuğu var. O yüzden şimdi ne durumdalardır bilmem.
I don't know what it is, but they, like, can't get enough of me.
Neden bilmiyorum ama bana doyamıyorlar.
- I don't even know if they're real.
- Gerçekler mi onu bile bilmiyorum.
They know us, but we don't know them.
Onlar bizi tanıyor ama biz onları tanımıyoruz.
I don't know how, but they did.
nasıl bilmiyorum ama yapmışlar.
they don't know yet 28
they don't know anything 52
they don't know me 18
they don't know that 37
they don't know what they're doing 16
they don't 727
they don't like me 19
they don't work 32
they don't give a shit 20
they don't exist 52
they don't know anything 52
they don't know me 18
they don't know that 37
they don't know what they're doing 16
they don't 727
they don't like me 19
they don't work 32
they don't give a shit 20
they don't exist 52