This is all a mistake translate Turkish
88 parallel translation
Now fellas, this is all a mistake.
Beyler, yanlış anlıyorsunuz.
This is all a mistake.
Bunların hepsi büyük bir hata.
Jack, this is all a mistake.
Jack, bu bir hata.
This is all a mistake.
Bunların hepsi bir hata.
This is all a mistake.
Bu tamamen bir hata.
This is all a mistake.
Hepsi bir hata.
Judge Marks, this is all a mistake.
Yargıç Marks, bu tamamen hata.
Like this is all a mistake.
Bu tamamen bir hata gibi.
Just- - just- - this is all a mistake.
Bunlarin hepsi bir yanlis anlama.
This is all a mistake.
Bunların hepsi bir hata!
What if this is all a mistake?
Ya bunların hepsi bir hataysa?
This is all a mistake, there's still time to go back there and
Tüm bunlar bir hata, hala oraya geri dönmek için zamanın var.
This is all a mistake and...
Büyük bir yanlış anlama olmuş ve...
When you tell me this is all a mistake, and we should forget it ever happened. I'm gonna be very cool.
Bana bunun bir hata olduğunu ve olanları unutmamız gerektiğini söylersen gayet sakin karşılayacağım.
This is all a mistake.
Hepsi bir hataydı.
This is all a mistake.
- Bir hata yapıyorsunuz.
This is all a mistake!
Bir hata yapıyorsunuz!
This is all a big mistake.
Bu büyük bir hata.
Well, it seems, somebody wanted to find his way to Winchester, and George, he really is such an eccentric, you might mistake him for a scarecrow, I mean, his legs are all astray, his arms always thrust out like this, his head shaved like a turnip, and on his head he wore the most extraordinary hat -
Winchester, yolunda onu görenler yardım isterdi, ve George, gerçekten, garip biriydi, korkuluğa benzediği için yanılabilirsiniz, kastettiğim, bacakları korkuluk gibi, her zaman harbe hazır, bunun gibi, tıraşlı başı şalgam gibiydi,
Is this a mistake, my coming back here after all these years?
Bütün o yıllardan sonra buraya gelmem hata mı?
We'll have to explain that this is all a terrible mistake.
Bunun korkunç bir hata olduğunu açıklamamız gerek.
I guess what I'm saying is this all might be a colossal mistake, as my dad would say. this all might be a colossal mistake, as my dad would say.
Sanırım demek istediğim bu, babamın söyleyeceği gibi "devasa bir hata" olabilir.
I'm sorry, but this is all a big mistake.
Üzgünüm, ama büyük bir yanlış anlaşılma söz konusu.
This is all just a mistake.
Bu sadece bir hata.
I'm telling you this is all a terrible mistake, officer barbrady.
Papatya bahçesinde dolaşalım. Çeşme suyu şaplatmak ne kadar eğlenceli!
- And all of this is just a mistake?
- Bütün bunlar da bir yanlış anlaşılma?
All this Kafka is mine, and they gave us a math book by mistake.
Bu Kafka'lar benim. Ve Matematik kitabını yanlışlıkla verdiler.
I'm telling you, guys, this is all a big mistake.
Bu tüm büyük bir hatadır, çocuklar söylüyorum.
This is all a terrible mistake.
Bu korkunç bir hata.
- This is all a big mistake.
- Hepsi büyük bir hata.
The POWs are getting tortured and all they hear from America is that this war's a mistake
Savaş esirleri işkence görüyordu ve Amerika'dan tek duydukları savaşın bir hata olduğuydu.
I'm happy to indulge the lieutenant, but this is all a very big mistake.
Komiserin isteğini yerine getirmek beni memnun edecek. Ama hata ediyorsunuz.
She says that she heard you say that this is all a big mistake.
"Bu büyük bir hataydı" dediğinizi duymuş.
this is all a big mistake. tim is the only guy in the world i trust.
Tim, bu dünyada güvendiğim yegâne adamdır.
A man should pay for his mistakes, this is all Jeff's mistake.
Bir adam hatalarının bedelini ödemeli. Bu da tamamen Jeff'in hatası.
Listen, honey, if you want to go home and beg your father to take you back, If you think this is all a huge mistake. It's okay, go.
Dinle tatlım, eğer eve gidip babana seni geri alması için yalvarmak istiyorsan eğer tüm bunların büyük bir hata olduğunu düşünüyorsan sorun değil, gidebilirsin.
I'm telling you that this is all a big mistake.
Size bütün bunlar büyük bir hata diyorum.
What if all this is a mistake?
Ya bu yaptığım hataysa?
This is all a big mistake.
Bu tamamiyle büyük bir hata.
This is all a terrible mistake.
Bunların hepsi korkunç bir hata.
This is all a big mistake. - Two...
Bu sadece büyük bir yanlış anlaşılma.
This is all a big mistake.
Büyük bir yanlışlık bu.
Every day since this has happened, all I can think of is it was a mistake coming here, and we should move back.
Geldiğimizden beri tek düşündüğüm hata yaptığımız ve geri dönmemiz gerektiği.
I hope this is all a big mistake, I really do.
Umarım bunların hepsi büyük bir hatadır.
- Maybe this is all just a mistake.
Belki de bunlarin hepsi bir yanlisliktir.
Maybe this is all just a mistake.
Belki de tüm bunlar sadece bir hatadır.
This is all a big mistake.
- Bunların hepsi büyük bir hataydı.
With all due respect, sir, this is a mistake.
Tüm saygımla söylüyorum efendim, bu bir hata.
Look, I think this is all a big mistake.
Bak, sanırım, bunların hepsi büyük bir hata.
One false hopes is, this is all happening because government is incompetent and it's a giant mistake and people really don't know.
Boş umutlardan biri, devlet yetersiz olduğu için, oluyor ve bu büyük bir hata ve kimse gerçekten bilmiyor.
I'm sure this is all just a big mistake.
Eminim ki bunlar büyük bir şaka!