This is all we need translate Turkish
229 parallel translation
Now this is all we need to start the program with a swing.
Her şeyin yolunda gitmesi için programı başlatmamız gerek.
A few more hunks like this is all we need.
Tüm ihtiyacımız olan bunun gibi birkaç parça daha.
This is all we need.
İhtiyacımız olan her şey.
This is all we need.
Tüm ihtiyacımız olan bu.
You see, Lainie, this is all we need... a couple of smokes, a cup of coffee... And a little bit of conversation.
Lainie, tek ihtiyacımız -... biraz sigara, bir fincan kahve ve biraz sohbet.
This is all we need.
Bir bu eksikti.
It's got a big canopy. - Nah, this is all we need.
- Hayır, bu yeterli.
- This is all we need.
- İhtiyacımız olan tek şey buydu.
This is all we need, "Mr. Wake me up in the middle of the night!"
Bir sen eksiktin, "Bay gecenin yarısında insanı uyandıran!"
Now we need to speak the drama We come here this time, everyone is all very hard
Burayı almak için hepimiz çok çalıştık.
A gaze is all we need. A sign like this.
Böyle bir işaret.
Grandmother is also going to live in this house and we'll both do our best to give you all you need.
Büyükanne de bu evde yaşayacak ve beraber sizin ihtiyaçlarınızı karşılamaya çalışacağız.
Honey, it's a racket : All we need is the pamphlet and this flashlight.
Tatlım, bu bir şamata, Tek ihtiyacımız broşür ve bu el feneri.
This will satisfy the Commonwealth of Massachusetts and all we need is Kramer's signature and three witnesses and we got it.
Bu, Massachusetts eyaletine yeterli gelecektir. Tek yapmamız gereken Kramer'ın imzası ve 3 şahit olmasıdır. Sonra parayı alırız.
This is fuckin'all we need.
İhtiyacımız olan şey bu.
Look, Al, we all appreciate the fact that you're insane and that you need a relaxing hobby, but maybe this gardening thing is just a little too challenging at this point in your life.
Al, deli olmanı ve rahatlatıcı bir hobiye ihtiyaç duymanı hepimiz anlıyoruz. Ama bu bahçe olayı hayatının bu aşamasında senin için çok zor olabilir.
What we need here is a real army to finish off... all this damned rabble once and for all.
Burada, her şeyi bitirecek gerçek bir orduya ihtiyacımız var. Bu güruhu sonsuza dek bitirecek. Ve o zaman barış gelecek.
Yeah, well, if this war is going to be as bad as Delenn says... we'll need all the First Ones we can find.
Bu savaş Delenn'in söylediği kadar zor olacaksa İlkler'i mümkün olduğunca yanımıza çekmeliyiz.
Now all we need to do is get this driving mower to the Gap and Mr. Zippy the chimp to Hickory Farms.
Şimdi tek yapmamız gereken şu çim biçme makinesini Gap'e şempanze Zippy'yi de şarküteriye vermek.
After that, after they did that, they went into other things but they were - - I mean we were all sort of conditioned to think we should definitely- - this is what we need to do.
Ardından, eğitimlerden sonra diğer işlere giriştiler onlar, yani hepimiz kesinlikle yapmamız gerekenin bu olduğuna koşullanmıştık bir kere.
All right, Dawson, this is as far as we need to go with this one.
Tamam Dawson, daha fazla uzatmaya gerek yok.
We just need this information is all.
Bize bilgi lazım.
We're going to need it for the report. Do you know what the story is all about? This isn't a joke!
Ben bir orospu değilim!
All we need you to do is get a visual on this thing.
Senden yalnızca onu bununla görüntülemeni istiyoruz.
The last thing we need is for me to go to the courts... and bring all this attention to us.
Unut bunu, Iz. İhtiyacımız olan son şey mahkemeye çıkıp... Üzerimize dikkatleri çekmek.
They reflect some distant reality of the past, and so as a result of that all we need to do is to search and we will find this core of truth.
Geçmişin biraz uzak gerçekliğinden yansıttılar ve böylece... bunun neticesinde, yapmamız gereken tek şey aramaktı... ve böylece gerçeğin çekirdeği bulacaktık.
Tell me this is all we need.
Bu kadarının yeterli olduğunu söyle.
No, all we need is this.
Hayır, tek ihtiyacımız olan bu.
You only live on this plane part-time, and there is no way we need all these boxes just for me.
Sen bu gezende sadece yarı zamanlı yaşıyorsun, bütün bu kutuların sadece benim için olmasına imkan yok.
You have illegally carried goods into this country, contravening every customs law there is and we have all the evidence we need to bring you in.
Kuralları ihlal ederek yasal olmayan bir şekilde ülkeye bir takım eşyalar soktunuz ve bizim de elimizde sizi içeri tıkmak için bütün kanıtlar var.
All we need is for this government to give an order to march and we will route the enemy and preserve the dignity of our empire.
Tek ihtiyacımız olan devletin bize ilerleme izini vermesi ve böylece biz de düşmanı bulup imparatorluğumuzun saygınlığını koruyacağız.
One other thing. This is OK for now, but I may need... something more powerful, like a.222 with a scope, OK? But we'll talk about that later, all right?
- Şimdilik tamam ama sonrası için daha güçlü silaha ihtiyacım olacak.
All we'll need is this.
Bize tek gereken şey bu.
A just debate this is, but in these days of war, need all the knights we can.
Bu biraz tartışmalı bir konu, fakat savaşın bu günlerinde, olacak bütün şovalyelere ihtiyacımız.
But, you know, we all have lives, which is why I need this place cleaned up before my guests arrive.
Ama, biliyorsunuz, hepimiz hayat var, l benim misafir gelmeden önce temizlenir burası gerekir neden olan.
- Is this all the proof we need?
- İhtiyacımız olan tüm kanıt bu mu?
Tatsi, all day long I work to please this officer, that diplomat, some tourist, to store up favors so if there is a time when we need help,
Tatsi, bütün gün o subayı, bu diplomatı, şu turisti memnun etmek için çalışıyorum, bağlantı edinmek için. Yani yardıma ihtiyacımız olduğu anda arayabileceğim nüfuzlu insanlar tanıyorum.
- Who's all this food for? - All we need is a little time.
- Bize tek gereken biraz zaman.
All we need is a speck... piece of fiber, piece of skin, a strand of hair that ties the torso they found to this house.
Tek ihtiyacımız olan, ufak bir leke... ip parçası, deri parçası, saç teli... İşte bunlar, başsız cesedin senin evinden çıktığını kanıtlar.
This time around, all we need for it to do is to have enough energy to establish the briefest of connections
Bu sefer ise, tek yapmamız gereken olabilecek en küçük bağlantıyı oluşturabilecek enerjiyi almak...
You know, this is something we all need to be on the same page with.
Bu hepimizin aynı tarafta olması gereken bir konu.
Okay, so this is all the stuff we need to sign Michael in?
Tamam, Michaelın kaydı için herşey bu kadar mı?
All we need to do is keep going straight down this canal, right?
Doğruca bu su yolundan gitmemiz gerekiyor, değil mi?
Now the tables have turned and all we need do is put this last diamond back on...
Artık her şey tersine döndü. Tek yapmamız gereken, elması alıp yerine
Look, Ben... All we need is one more successful mission, and this project will be out of the stovepipe and into the light.
Bak, Ben tüm ihtiyacımız tek bir başarılı görev daha ve sonra bu proje kabuğundan sıyrılıp gün ışığına çıkacak.
Because in this time of terror, there is one thing we all need :
Terör zamanında İhtiyacımız olan tek şey :
All we need is the book to find out who he is, then this can all be over.
Onun kim olduğunu öğrenmek için kitaba ihtiyacımız var. O zaman hepsi bitebilir.
Listen, I think all we need is some track lighting along this wall, right?
Bu duvara ışık versek yeter.
I know that this is hard to believe, but we just need to cover all of our bases.
İnanması güç, biliyorum ama tüm ihtimalleri değerlendirmeliyiz.
And we are going to need it, because there is a guy in the White House who represents all those religious extremists that people came to this country to escape.
Buna ihtiyacımız var, çünkü Beyaz Saray'da bir adam var - bu ülkeye kaçarak gelen aşırı dincileri temsil eden bir adam.
Well, we need to go confirm that. This is happening all the way up in Rhode Island?
- Bu, ta Rhode Island'da mı olmuş?