This isn't about you translate Turkish
971 parallel translation
This isn't about anyone else but you. Okay?
Bu sen dışında biriyle ilgili değil, tamam mı?
This isn't about you!
- Konu sen değilsin!
This isn't about them. It's about you.
Onların kabul edip etmemesinden ziyade, senin isteğin önemli.
Isn't this the chap you told me about at lunch?
Yemekte bahsettiğin delikanlı bu değil mi?
This isn't about you.
Çok da meraklıydım sanki!
It isn't that you don't know about this.
Bütün bunları biliyorsun.
Look, brother, i don't know much about this cult of yours - what's permitted, what isn't permitted - but i seriously doubt if you have the authority to imprison a man against his will.
bak, kardeşim. ben senin hakkında anlatılan bu garip şeylerle ilgili bir şey bilmiyorum... ne yapıyorsun, ne yapmıyorsun ciddi şüphelerim var eğer izin verirseniz, bir adamı onun iradesi dışında neden hapsettiğinizi öğrenmek istiyorum.
You know, this isn't easy to talk about, but technically it was the pedestrian's fault and not the driver's.
Bu konuyu konuşmak kolay değil, ama... teknik olarak bu sürücünün değil, yayanın hatasıydı.
This isn't about you personally.
Bu şahsen sizinle alakalı değil.
Tell me, this house that you're so hot about, it's mine, isn't it?
Bu kadar meraklısı olduğun bu ev aslında benim, öyle değil mi?
On a slow night we could maybe talk about it, but this isn't a slow night- - l don't think you understand who you're talking to.
Daha sakin bir gece olsaydı bunu tartışabilirdik, ama hiç de sakin bir gece değil... Kiminle konuştuğunu bildiğini sanmıyorum.
Jesus Christ, this whole thing's about you, isn't it?
Lanet olsun. Bütün bunlar senin için, değil mi?
This isn't about you.
Bu seninle alakalı değil.
this isn't about you yes it is, because you're killing your mother and she is killing me!
Ama o zamandan beri hiçbir şey yapmadı. - Ya ellerinde hiçbir kanıt olmadığını anladılar. Ya da senin için çok zor bir dava hazırlıyorlar.
This isn't about you and me.
Bak, konu sen ya da ben değil.
This fact is the good fortune that people envy, isn't it. If you're that envious, how about if we swap?
çok iyi gördü.
- Right. - This isn't about you, it's about Shu.
- Burada önemli olan sen değilsin, Shu.
This isn't about you.
Seninle ilgili değil.
No, Bart. This note isn't about you.
Hayır, Bart. Bu not seninle alakalı değil.
I mean, this isn't about you...
Yani, seninle ilgili değil...
This isn't fair. I hardly know anything about you.
Hiç de adil değil, ben senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Yeah, well, you know what? This town... It isn't about passing'laws anymore.
Bu şehir, artık kanun çıkarmakla ilgilenmiyor.
Isn't this the excitement you were talking about?
Bu, bahsettiğin heyecan değil mi, Tanya?
This isn't about Pule. You don't give a shit about Pule.
- Pule umurunda bile değil.
If you love me this isn't about you and me.
Eğer beni seviyorsan- - - Bu senin ve benim hakkımda değil.
Dad, this isn't about you.
Baba, konu sen değilsin.
This isn't about money! This is for me! What do you mean, "for you"?
Bu gece yeni bir şey hissettim, ilk kez yaşadığımı hissettim!
This isn't about whether you can sing or not.
Mesele şarkı söyleyip söyleyemediğiniz değil.
Lago, this isn't easy for me to say, but I was wrong about you.
Iago, bunu söylemek kolay değil. Ama hakkında yanılmışım.
This isn't about what you want.
Bu senin isteklerinle ilgili değil.
You know, maybe this isn't about an empty house.
Biliyormusun, belkide bunun boş ev ile alakası yoktur.
Isn't this more about the fact that once you decide, it's like acknowledging Nana's actually gone?
Bu aslında daha çok, büyükannemin öldüğü gerçeğini kabullenememek mi?
This isn't about you.
Janice, bu seninle ilgili değil.
This is about you, isn't it?
Bu sizinle ilgili, değil mi? Sen ve öbür Riker'la.
After your impassioned, "l am Jadzia, fellow initiate" speech... I understand why you feel that way but this isn't about me.
"Ben Jadzia'yım, aday dostuyum" diyen ateşli konuşmandan sonra... Neden bu şekilde hissettiğini anlıyorum ama bu benimle ilgili değil.
This isn't where you tell me some terrible story about sushi, is it?
Herhalde bana suşi hakkında kötü hikayeler anlatmazsın değil mi?
Look, this isn't about you, okay?
Bak bu seninle ilgili değil tamam mı?
But you know, this isn't something I want to be thinking about right now.
Ama biliyorsun ki şu anda bunu düşünmek istemiyorum.
This isn't about you or him but about what's best.
Mesele sen ya da o değil ; en iyisini düşünmeliyiz.
This isn't about relationships or you.
Bunun ilişkilerle veya seninle bir ilgisi yok.
This isn't about you, it's about what you're doing to those people.
Bu seninle ilgili değil ki o insanlara yaptığınla ilgili.
This isn't about what you want.
Bu senin ne istediğin hakkında değil.
Hey! This isn't about you and me, man.
Bu sadece senin ve benimle ilgili değil.
This isn't about you, Gabrielle.
Bu seninle alakalı değil, Gabrielle.
There isn't much I haven't seen, but this is my son you're talking about.
Bakınız ben bir doktorum görmediğim çok az şey var ama burada oğlumdan söz ediyoruz.
This isn't about you and me.
Bunun bizimle ilgisi yok.
This day isn't about you, Mr. Carter.
Bu gün sizinle ilgili değil Bay Carter.
This isn't about you.
Bu seninle ilgili değil.
This isn't about you, James.
Bu seninle ilgili değil, James.
Yeah, you're probably right, but this isn't about you.
Evet haklısın ama bu seninle ilgili değil.
You know, Cinque, I realize this isn't something you necessarily want to think about, but has it occurred to you that I'm all you've got?
Cinque, bu konuyu düşünmek istemediğini biliyorum ama tek şansının ben olduğumu hiç fark ettin mi?
this isn't you 235
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't working 202
this isn't happening 184
this isn't right 330
this isn't 241
this isn't going to work 72
this isn't over yet 34
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't about money 38
this isn't working 202
this isn't happening 184