This isn't good translate Turkish
1,208 parallel translation
This isn't good at all.
Yeterince iyi değil.
This institution isn't good.
Bu kötü bir durum.
This isn't good.
Bu iyi olmadı
So I guess this isn't a good time to ask how it went with Josh and the talk.
Sanırım Josh'la konuşmanın nasıl gittiğini sormanın zamanı değil.
Maybe this isn't a good idea.
Belki de bu iyi bir fikir değildir. - Ama yapamıyor.
Well, this isn't very good, now, is it?
Bu pek iyi olmadı, değil mi?
This isn't good.
Bu iyi değil.
Look, this isn't a good time, how about we call you back?
Bak, Bu hiçte uygun bir zaman değil, Biz seni sonra arasak?
Good Lord man this isn't Edgar Rice Burrows you don't expect her to understand English do you?
Ulu Tanrım, bir Edgar Rice Burroughs romanında değiliz. İngilizce anlamasını bekleyemezsin, değil mi?
Max, will you please tell Michael this isn't a good idea.
Max, lütfen Michael'a bunun iyi bir fikir olmadığını söyler misin? .
- This isn't good, you know.
- Bu iyi değil, biliyorsun.
Sir, this isn't going to look good.
— Efendim, bu iyi gözükmeyecek. Haklısın.
This isn't good!
İyi falan değil!
This isn't a good time.
İyi bir zaman değil.
Anything that feels this good isn't strange.
Güzel hissettiren birşey, garip sayılmaz.
Thank you, but this really isn't a good time. I'm running late.
Teşekkür ederim. Ama uygunsuz bir zamanlama, geç kalıyorum.
Isn't this good?
Güzel değil mi?
This isn't my idea of a good time.
Eğlenmekten bunu kastetmemiştim.
This isn't a good sign.
Bu iyiye işaret değil.
- This isn't good for you.
- İyi birşey yapmıyorsun.
Isn't this good for Cinisi?
Cinisi için iyi bir şey değil mi?
This isn't a kiss.-This would just be a polite peck good-night.
Sadece kibar bir gece dokunuşu. Çok nazikti.
This isn't one of those silly holo-dramas where timelines can be altered at will and bad things never happen to good people.
Bu, zaman çizgisinin isteğe bağlı değiştiği iyilerin başına asla kötü şeylerin gelmediği aptal dizilerden değil.
This is good news, isn't it?
Bu iyi haber, değil mi?
You're good- - better than I thought- - but this isn't about you.
Sen iyisin. Düşündüğümden daha iyi. Ancak bu seninle ilgili değil.
This isn't good, right?
Bu iyi değil, değil mi?
And this vanquishing spell isn't gonna do us much good if we can't catch him first.
Bu yok etme büyüsü de eğer onu yakalayamazsak bize pek bir fayda sağlamayacak.
Good night. This isn't good.
İyi geceler.
This just really isn't a good time.
... zamanlama pek iyi değil.
Well, this obviously isn't a good time for a date.
Görünüşe göre randevu için iyi bir zaman değil.
Karen. this isn't exactly a good time.
Karen, bu iyi bir zaman değil.
Your theory on Raptors is good, but isn't all this conjecture kind of moot?
Raptorlar hakkındaki teoriniz iyi hoş da, bu varsayım dayanaksız değil mi?
This isn't a new release, but it's so good.
Bu yeni çıkan bir şey değil. Ama çok iyidir. Seveceğini düşünüyorum.
This isn't a good time for me right now.
Bu hiç de iyi bir zaman değil.
This isn't a good idea.
Bu iyi bir fikir değil.
This isn't good, Elwood, drugs on the base like this.
Öyle görünüyor efendim.
Something tells me that this isn't a very good day for fishing, Arthur.
Arthur, içimden bir ses "bugün balık tutmak için iyi bir gün değil" diyor.
This was her way of saying good-bye, and I kept repeating in my mind that two years isn't long.
Bu, onun hoşça kal deme yoluydu... ben ise, beynimde 2 yılın uzun olmadığını tekrarlıyordum sürekli.
He's the one that made you like this Isn't it good for you?
Senin bu yola düşmene neden olan kişiydi o. Senin için iyi olmadı mı?
If this is that "good cop, bad cop" game you were telling me about, isn't this the place where I'm supposed to play "good cop"?
Eğer bana daha önce söylediğin "iyi polis, kötü polis" oyununu oynuyorsak iyi polislik yapmam gereken yer burası değil mi?
This coffee isn't as good as it used to be.
Bu kahve eskisi kadar iyi değil.
This isn't a good moment, ok? I'll see you tomorrow.
- İ yi bir an değiI, yarın görüşürüz.
- Maybe this isn't such a good idea.
- Belki de iyi bir fikir değil.
- This isn't really a good time.
- Bunun için hiç iyi bir zaman değil.
This shit isn't good for either one of us.
Bu ikimiz için de iyi değil.
- This isn't doing any good.
- Bunun yararı yok.
This isn't working and tomorrow isn't good enough.
Bu olmuyor ve yarın yeterince iyi değil.
I say this isn't a good day to trade.
Bugün ticaret için iyi bir gün değil demiştim.
Really, Brutus, this isn't a good time.
Brutus, bu gerçekten iyi bir zamanlama değil.
This isn't good!
Bu hiç de iyi değil!
I know this isn't a very good time but I've made a tape of me singing Joy Division songs.
Bunun iyi bir zaman olmadığını biliyorum ama Joy Division şarkılarını söylediğim bir kayıt yaptım.
this isn't you 235
this isn't right 330
this isn't going to work 72
this isn't 241
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't working 202
this isn't about money 38
this isn't right 330
this isn't going to work 72
this isn't 241
this isn't over yet 34
this isn't about you 154
this isn't a joke 83
this isn't your fault 106
this isn't working 202
this isn't about money 38