English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This isn't helping

This isn't helping translate Turkish

184 parallel translation
So am I, but this walking around isn't helping us any.
Ben de öyle, ama böyle yürüyüp durmanın yardımı olmuyor.
This stampede isn't helping either.
Kalabalığın arasında kalmak iyi gelmedi.
This isn't helping anybody.
Bunun kimseye faydası yok.
This isn't helping her.
Bu ona yardımcı olmaz.
Loryn, this isn't helping me.
Loryn, bunun faydası yok.
this isn't helping.
Bu yardımcı olmuyor.
This isn't helping people! Yes, I helped her.
İyi de bu yaptığın bir yardım değil ki.
And this attitude of yours isn't helping anything.
ve bu tavırlarınla hiç yardımcı olmuyorsun.
Isn't there something nobler they can do to be helping this planet heal?
Yapabilecekleri daha asil bir şey yok mu bu gezegenin düzelmesine yardım edecek?
I'm going through a difficult time and this isn't helping.
Zor zamanlar geçiriyordum ve üstesinden gelemiyordum.
Garak. This isn't helping.
- Garak, bu gereksiz.
- No! Mr. Lewin, this isn't helping.
- Yardımcı olmuyorsunuz.
Having to learn all this Klingonese isn't helping my performance.
Tüm bu Klingoncayı öğrenmem için performansım yeterli olmuyor.
This isn't helping anything.
Bunun kimseye bir yararı yok.
This isn't about teaching us or helping us.
Bunun bize bir şeyler öğretmekle veya yardım etmekle ilgisi kalmadı.
This isn't helping you.
Sana faydası yok.
This isn't helping.
İşe yaramıyor.
- This isn't helping. - [Chitters]
Hiç yardımcı olmuyorsun.
This isn't helping your friend.
Bunun arkadaşına faydası olmaz.
This isn't helping.
Durun. Bu işe yaramaz.
This isn't helping!
Bunun yararı yok!
- You guys, this isn't helping.
- Arkadaşlar, yardımcı olmuyorsunuz.
Well, I'm six feet, and this mirror isn't helping me at all.
Şey, ben de 1.90 ım, ama bu aynanın açısı bana uygun değil.
All right, Arthur, this isn't helping at all.
Tamam, Arthur. Bunun bana hiç faydası yok.
Listen, this isn't helping you at all. Let's go, let's get up here.
Bunun sana faydası olmuyor.
- This isn't helping.
- Bu şekilde yardım edemezsin.
This isn't helping me find my inner goddess, only my inner humiliation.
Bu içimdeki tanrıçayı bulmama değil, küçük düşmeme neden oluyor.
This mission isn't about helping them.
Bu görevin onlara yardımla bir ilgisi yok.
MUNCH : Tashandra, please, this isn't helping.
- Lütfen, bunun yardımı olmuyor.
- This isn't helping.
- Bunun bir faydası yok.
This isn't helping, damn it!
Bu işe yaramıyor lanet olsun!
- Arguing like this isn't helping them. You're right.
Tartışmanızın ikisine de bir faydası yok.
- This isn't helping.
- Bunun yardımı olmuyor.
This isn't helping, Michael.
Bu yardımcı olmuyor.
And all this talk food isn't helping any.
Ve bu yemek konuşmaları da iyi gelmiyor.
This glove isn't helping, though.
Bu eldiven işe yaramıyor.
- This really isn't helping.
- Bunun bana yardımı olmuyor. Olmaz.
This isn't helping us.
Bunun bize faydası yok.
Girls, this isn't helping Julie relax.
Kızlar. Bunlar Julie'nin rahatlamasına yardım etmiyor.
This isn't helping things, is it?
Ama pek işe yaramıyor değil mi?
All right, guys, this isn't helping.
Tamam, çocuklar, bu yardımcı değildir.
Yeah. Well, my guess is, this secret conference isn't exactly helping.
Evet, tahminimce gizli konferans pek yardımcı olmuyor.
This isn't helping.
Bu hiç işe yaramıyor.
This isn't helping anymore.
Artık yardımcı olmuyor.
Ben, this isn't helping you.
Ben, bunun sana faydası olmaz.
This isn't helping me.
Ne saçmalıyorum ben?
- Danny, this really isn't helping!
- Danny, bunun hiç bir faydası olmuyor. - Faydası mı?
Leave her alone Sam, this isn't helping.
Onu rahat bırak Sam. Faydası yok.
This isn't helping.
Bu işe yaramıyor.
Luke, this isn't helping.
Luke, bunun sana faydası olmaz.
This probably isn't helping, is it?
Muhtemelen, hiç faydası olmadı, değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]