This place gives me the creeps translate Turkish
97 parallel translation
This place gives me the creeps.
Burası beni ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası beni huzursuz ediyor.
This place gives me the creeps on Sunday.
- Pazar günleri burası beni ürkütüyor.
This place gives me the creeps.
Bu yer beni ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası kanımı donduruyor.
This place gives me the creeps.
Bu yer tüylerimi diken diken ediyor.
This place gives me the creeps.
Beni biraz ürküttü bu yer.
This place gives me the creeps.
Burası tüylerimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası beni biraz ürkütüyor.
It's mellowed out and, well, this place gives me the creeps.
Orası daha yumuşak ve burası tüylerimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası zaten yeterince içimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Bu yer beni hasta ediyor.
God, this place gives me the creeps.
Burası beni ürpertiyor.
This place gives me the creeps
Bu yer beni ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası beni ürkütüyor.
Yeah, this place gives me the creeps.
Evet, burası beni ürkütüyor.
This place gives me the creeps.
- Bu yer beni ürpertiyor!
- This place gives me the creeps.
- Burası beni ürpertiyor.
- [Paul] This place gives me the creeps.
- [Paul] Burası beni daima ürkütüyor.
This place gives me the creeps, let's get out of here.
Burası tüylerimi diken diken ediyor. Gidelim buradan.
- This place gives me the creeps.
- Burası tüylerimi ürpertiyor.
Ah, this place gives me the creeps.
Ah, burası tüylerimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Burası düylerimi ürpertiyor.
- BILLY : This place gives me the creeps.
- Bu yer beni huzursuz ediyor.
This place gives me the creeps.
- Burası ödümü koparıyor!
This place gives me the creeps!
Bu yer beni ürpertiyor
This place gives me the creeps.
Bu yer tüylerimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Bu yer beni korkutmaya başladı.
This place gives me the creeps. OK.
Beni tedirgin ediyor.
This place gives me the creeps.
Burası tüylerimi diken diken ediyor.
This place gives me the creeps.
Burası içimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps. Always did.
Burası tüylerimi diken diken ediyor, her zaman.
- Jeepers, this place gives me the creeps.
- Öf, bu yer beni ürkütüyor.
This place gives me the creeps.
Bu yer beni ürkütüyor.
This place gives me the creeps.
Burası çok korkunç.
Let's hurry up, this place gives me the creeps.
Hemen bitirelim bu işi, burası tüylerimi diken diken ediyor.
I gotta tell you, partner, this place gives me the creeps.
Bu yer tüylerimi diken diken ediyor, ortak.
This place gives me the creeps.
Burası midemi bulandırıyor.
This place gives me the creeps at night.
Burası geceleri beni çok korkutuyor.
- This place gives me the creeps.
- Bu yer beni ürkütüyor.
Plus, this place gives me the creeps.
Artı burası tüylerimi ürpertiyor.
This place gives me the creeps.
Ben valla darlanıyorum burada ha.
I don't like this place.Iit gives me the creeps.
Bu yeri hiç sevmedim. Çok korkunç.
This place just gives me the creeps.
Biraz endişeliyim.
This place just gives me the creeps.
Burası beni ürpertiyor.
This place, it gives me the creeps.
Burası beni ürpertiyor.
This fucking place gives me the creeps.
Bu lanet mekan tüylerimi ürpertiyor.
Hey, this place gives me the creeps.
Seigelsbach Taktik Nükleer Füze Üssü Burası beni ürpertiyor.
What is this place? It gives me the creeps.
Beni korkutuyor, burası da neresi?
This place is empty, and it gives me the creeps.
Çıkmak istiyorum. Burası bos ve ödümü patlatıyor.
This whole place kind of gives me the creeps.
Bu mekân tüylerimi ürpertiyor.