English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Thistle

Thistle translate Turkish

89 parallel translation
They had crops for one year, and then a dry spell, drought, so the homesteaders moved out, and the rush and thistle and jimson moved in.
Bir yıl ektiler, ve sonra kuraklık ve kıtlık oldu,... yerleşimciler taşındılar, ve yerlerine sazlıklar ve dikenlikler yerleşti.
- No, artichoke thistle.
- Hayır, enginar. - Yemek pişirir misin?
This woman is called Olen the Thistle.
Bu kadının ismi Oren.Lakabı diken.
Olen the Thistle.
Oren
I'm called Olen the Thistle.
Ben Oren.Boşuna bana diken demiyorlar.
Dressed all in white, she is virgin, pure, superior... flitting from place to place... insubstantial as thistle down... intangible as a summer's breeze.
Beyaz giydiğinde, bir bakire gibi saf ve üstün olur. Bir orada bir buradadır. Pamuk kadar hafif, bir yaz havası kadar uçucu ve bir anda, kar kadar pırıItıIıdır.
What are you all thorn and thistle about, Jubal?
Sana katılıyorum Jubal.
So! Some carrot-faced, thistle-arsed
Demek, havuç suratlı, devedikeni kıçlı...
Clean as a whistle. Sharp as a thistle.
Bir düdük gibi temiz, deve dikeni gibi keskin.
Oh, yeah, milk thistle.
Evet, devedikeni.
Blue thistle...
Devedikeni. Yaban kerevizi.
- It's famous for its thistle oil.
- Oranın devedikeni yağı meşhurdur.
Thistle oil.
Devedikeni yağı.
- Thistle oil.
- Devedikeni yağı.
- Holy thistle
- Deve dikeni
Lavender, mimosa, holy thistle Cleanse this evil from our midst
Lavanta, mimoza, deve dikeni Sil bu şeytanı zamanımızdan
You can't keep wolfsbane and holy thistle on the same shelf.
Kurt zehri ve kutsal devedikenlerini aynı rafta tutamazsınız.
Thistle's kind of hard to understand.
Thistle'i anlamak biraz zor.
- Thistle?
- Thistle?
So they kidnapped Thistle from the king and queen of the fairies.
Perilerin kral ve kraliçesinden Thistle'i kaçırdılar.
So Thistle is a princess?
Yani Thistle prenses?
Thistle says that if you really believe in fairies, there's something that'll make you innocent again so you can see them.
Thistle, eğer perilere inanıyorsanız sizi masum yapan bir şeylerin olduğunu yani onları görebileceğinizi söylüyor.
Because now I have the key, so Thistle is safe.
Çünkü anahtarlar bizde ve Thistle güvende.
As long as we have the key, Thistle is safe.
Anahtar bizde olduğu sürece Thistle güvende.
Phoebe, they're taking Thistle!
Phoebe, Thistle'i alıyorlar!
Maybe to punish her for taking Thistle.
Belki de Thistle'i almasını cezalandırmak için.
Kate and Thistle.
Kate ve Thistle.
Thistle, don't you know how to turn Kate back into a person?
Thistle, Kate'i nasıl insana çevrileceğini bilmiyor musun?
If I set an olive branch on this table... you might only see a thistle!
Bu masanın üzerine bir zeytin dalı koysam muhtemelen bir devedikeni görürsün!
And away they all flew Like the down of a thistle
Ve bir deve dikeninin eğilmesi gibi Hepsi uzaklara doğru uçtular
Rendered safe by thistle and bark.
Deve dikeni, bir ağaç kabuğu ile güvenle hale getirilmiş.
When he warms, we'll need thistle and bark.
Isındığı zaman devedikeni ve ağaç kabuğuna ihtiyacı olacak.
Take me, a barren old thistle, and spare this sweet young flower.
Beni, yaşlı aptal bir devedikenini al ve bu tatlı genç çiçeği rahat bırak.
- Aw, thistle milk!
- Ah, devedikeni sütü!
Thistle...
Deve dikeni...
Fire thistle.
yakan dikenler.
- See you in Thistle Square.
- Thistle Meydanı'nda görüşürüz.
"Hannah, my love, this is the extremely rare Scottish, floral, bud thistle."
"Hannah sevgilim, bu çok nadir bulunan İskoç devedikeni."
Thistle?
Devedikeni mi?
The lantern vase from the Jonathan Adler and also the thistle vase from the Relief Collection on page 15.
Jonathan Adler'den fanus vazo. ... ve bir de Rölyef Kolleksiyonundan deve dikeni vazosu. ... 15 inci sayfadaki.
"Thistle, your tits are hot, but your singing sucks."
"Thistle, göğüslerin çok seksi ama berbat şarkı söylüyorsun"
I'm Amber, Amber Croft also known as Thistle.
Ben Amber, Amber Croft oyundaki adım Thistle.
Three thick thistle sticks.
~ Değirmenci vurdu kötek.
- Three thick thistle sticks. - The slippery slug slides slowly.
~ Geldi yedi köpek.
Very cute as a thistle.
Kek gibi ya da bir tart gibi.
Imagine, imagine you're blowing on your thistle plumes... calmly, quietly...
çiçeklere üflediğini hayal et. sakince, yavaşça.
- The milk thistle.
- Boğa dikeni. - Peki?
Sebastian, this woman was on Mt. Thistle.
Sebastian, bu kadın Höhenalp Dağı'ndan geliyor.
First, I have to go to Mt. Thistle.
Öncelikle, Höhenalp Dağı'na gideceğim.
Yes, that's Mount Thistle.
Evet, orası da Hölzlistock Dağı.
- Thistle, Thistle. Speak, speak.
Konuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]